| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 02.06.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Yeni dönemin hayırlı uğurlu olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum.
Bugün 2 Haziran, Adana Kozan'ın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü. Bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi bu vesileyle rahmetle, minnetle yâd ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu pandemi süreci ekonomik, sosyal olarak Türkiye'yi, aslında bütün dünyayı, özelde ülkemizi yeni bir döneme sevk etti. Sosyal devlet ilkesinin en güçlü, âdeta zirveye çıkması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Ekonomik olarak, sosyal olarak, psikolojik olarak olumsuz etkilenmiş bir milletle karşı karşıyayız. Dolayısıyla devleti yönetmek iddiasında olan insanların vatandaşlarımızın, insanlarımızın içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve psikolojik durumu değerlendirerek adım atma mecburiyeti hasıl olmuştur. Dolayısıyla KYK'yla ilgili borçları bu pandemi süreciyle de ilişkilendirmek doğru bir yöntem olacaktır.
Bugünlerde yine gündemde Sayın Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıklamaları var, Sayın Cumhurbaşkanının KYK borçlarının silinmesiyle ilgili bir çalışma talimatı verdiğine dair basında çıkan haberler var. Bunlar kapalı kapılar ardında olduğu için ne derece doğru, çalışmalar ne noktada bunu bilmiyoruz ama 5 milyon kredi borçlusu gencimizi ilgilendiren bir büyük problemle Türkiye karşı karşıya. Yani buna kulağımızı tıkayamayız, bana ne diyemeyiz, buna çözüm bulmak zorundayız. Niye çözüm bulmak zorundayız? Çünkü iktidar on sekiz yılda istihdam yaratamamış, genç işsizlik yüzde 26'ları, 27'leri bulmuşsa bunun sorumluluğunu iktidarın üstlenmesi lazım. Çünkü işsizlikle borç ödeme arasında ciddi bir bağlantı var. Siz istihdam yaratamayacaksınız, iş bulamayacaksınız ama 5 milyon insana dönüp "Kardeşim, borcunu öde, borcunu ödemezsen faiziyle alırım, e-haciz getiririm." gibi yaptırımlara muhatap kılacaksınız. Böyle bir "sosyal devlet" kavramı olamaz.
Dolayısıyla, işsizliğin bu kadar artmış olduğu ülkemizde KYK borçlarıyla ilgili yapılandırma kabul edilebilir ama yapılandırmanın ötesinde yeni tedbirler almamız lazım. Bir kere, ilk etapta faizler tamamen silinebilir, getirilecekse anaparaya yönelik bir yapılandırma getirilebilir ama bu da mutlaka ve mutlaka işe giriş tarihiyle bağlantılı olarak alınması gereken bir borç olarak düşünülmeli. Biliyorsunuz, kredi borcu kredi ödemesi kesildikten iki yıl sonra enflasyon oranında bir borç olarak tahakkuk ettiriliyor. Enflasyon oranında tahakkuk ettirilen bu borç ödenmezse bu sefer de yüzde 1,40 oranında gecikme faiziyle faizlendiriliyor. Ne oluyor? Alınan borç 3 katına çıkıyor. Böyle bir borcu bu gençlerimizin ödeme imkânı yok. Dolayısıyla, gerçekten sosyal devlet isek bu pandemi sürecinin de birtakım bakış açılarımızı değiştirmesi lazım yani gerçek anlamda "sosyal devlet" kavramını Türkiye'de uygulamak mecburiyetimiz var.
Şimdi, dün bir kredi paketi açıklandı. Efendim, kredi borcu vermek, faizle borçlandırmak "sosyal devlet" kavramıyla açıklanacak bir tedbir değildir; 20 milyon kredi borçlusu olan ülkede sosyal devlet bu tedbirleri alan devlet değildir. Sosyal devlet, vatandaşı rahatlatmak adına, birtakım alacaklarından, iddialarından vazgeçebilme ferasetini, yüreğini gösterebilen devlettir.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)