GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:15.04.2020

BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Hatay) - Emekçi halkımızı Türkiye İşçi Partisi adına selamlıyorum.

İnfaz yasası tartışmalarının başladığı günden bu yana eşitlik talebimiz, onca uyarımız, konuşmamız dikkate alınmaksızın iktidar ortakları tarafından yedi günde de olsa geçirildi. Bu tutum elbette ki infaz yasasına has bir şey değil. Hakkaniyetsiz ve "Ben yaptım, oldu."cu bu tavır iktidarın en bilindik özelliklerinden 2 tanesi. Bugünse Komisyon görüşmeleri henüz bitmişken alelacele -sözüm ona- işçiye destek paketi getirildi. Neden bu kadar hızlı? Çünkü bir an önce geçirilip Meclis tatil edilecek. Ne kadar? Kırk beş gün ya da bugün basından gördüğümüz kadarıyla, otuz gün; biz de tam takip edemiyoruz.

Salgın yaşadığımız şu günlerde teması minimuma indirmek, bulaşma oranını azaltmak sağlık açısından doğru ve mantıklı, katılıyorum. Öyle de, milyonlarca emekçi şu an çalışmaya zorlanmıyor olsaydı eğer, milyonlarca emekçiye başından bu yana, söylediğimiz gibi, ücretli izin veriliyor olsaydı o zaman bir mantıktan, eşitlikten bahsedebilirdik. Salgının açıklanan ilk vakasının hemen sonrasında açıkladıkları 100 milyar liralık paketi sermayeye veren, üçüncü sarayın inşaatına devam eden, salgını fırsat bilip Salda Gölü'nü talan eden, acil olmayan hiçbir sektörde iş durdurmayan iktidarın işçinin, emekçinin yararına bir şey yapacağını biz zaten beklemiyorduk. Biz bu iktidarın işçi düşmanı, holding dostu olduğunu zaten her defasında söylüyoruz. Bu tespitimize "Hayır, biz işçileri en çok düşünen iktidarız." şeklinde, aslı olmayan cevaplar veriyorlar ama durum bu.

Peki, iktidar nasıl düşünüyormuş emekçiyi? Demin de söylediğim gibi, milyonlarca emekçi günün her saati işe giderken temasta olacak şekilde çalışmak zorunda bırakılıyor. Fabrikalar açık, corona pozitif çıkan yerlerde dahi iş durdurulmuyor, işçi kendi inisiyatifleri ve örgütlenmeleriyle, neredeyse kavga ederek sonuç almaya çalışıyorlar. Neredeyse hiçbir sektörde bırakın iş bırakmayı, vardiyalı sisteme bile geçilmiş değil. Kuryeler, kargo çalışanları ölümüne çalıştırılırken ancak gizlice motorların üzerinde dinlenebiliyorlar. Bir çalışanın 40 ile 100 haneye gittiği PTT işçileri hiçbir tedbir alınmadan çalıştırılmaya devam ediliyor. Bakın, bunun sonucunda, Esenyurt Şubesinde daha önce 3 vaka varken, bugün 11 vaka var. Bahçelievler Şubesi ve birçok şubede birçok vaka görülmeye başlandı ve çalışmaya zorlayan şube müdürü dâhil hasta. Ve buna karşı çıkan 100'e yakın çalışan sürgüne gönderildi ya da haklarında soruşturma açıldı, bunu söyleyen HABER-SEN Şube Başkanı. Ve en son, çalışmaya devam eden Galataport inşaatında, DEV-YAPI-İŞ sorumlusu arkadaşımız Hasan Oğuz ne yazık ki öldü fakat gelin görün ki AKP en işçi dostu hükûmet.

Uzun zamandır ekonomi çok iyi masalı dinliyoruz; şöyle güçlü, böyle büyük ekonomimiz var falan diye hamaset almış başını gidiyor. "Değil." diyen vatan haini ya da terörist. İnfaz yasasında da gördüğümüz üzere, zaten AKP'ye karşı çıkan herkes terörist. Mesela, yaptıklarınızı ortaya döken gazeteciler terörist, size karşı çıkan siyasetçiler ya da "Yurttan gece yarısı gönderildik." diyen öğrenciler, "Daha fazla vaka var." diyen doktorlar, "Ücretli izin hakkımızı istiyoruz." diyen işçiler, konser vermek isteyen sanatçılar; herkes terörist, bir tek AKP pirüpak.

Madem her şey bu kadar güzel biz de soruyoruz: O hâlde emekçiye neden ücretli izin yok? Neden faturalar gelmeye devam ediyor? Neden patrona ücretsiz izin verme hakkı var? Madem işten çıkarmak yasaktı bugün işçi kıyımı neden yaşanıyor? Patronların bu işgüzarlığıyla ilgili herhangi bir cezai yaptırım var mı mesela? Hiçbir yere maskesiz girilemezken halka maske neden hâlâ dağıtılamadı? Mesaj almayan dünya kadar insan var, her gün yazıyorlar. 34 ülkeye yardım gidebiliyorsa şayet, bakanınız neden "Aslında bizim ihtiyacımız var." diyor? Yardımlar neden Cumhurbaşkanlığı forsuyla gidiyor, cebinden mi yapıyor bu yardımları Cumhurbaşkanı? Madem ekonomide sorun yok, neden emekçiye vereceğinizi iddia ettiğiniz parayı, emekçiden 10 lira bağış isteyerek topluyorsunuz? Ekonomi çok iyi de neden doğru dürüst destek yok? Yoksulluk, 6.964; açlık, 2.013; asgari ücret, 2.324; halka destek, 1.170 lira. Günde 39 lira. Var mı cevabı? Yok. AKP kapı duvar.

Hepiniz tek tek Dünya Sanat Günü'nü kutladınız, sağ olun.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Devam edin.

BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Söz verilmesine rağmen, şu dönemde işsiz bırakılan, desteklerden faydalanamayan, her gün "İşimizi istiyoruz." diyen sanatçıları duymazdan gelerek kutladınız. Salgında ilk tedbir olarak kapattığınız özel tiyatroların en azından vergi ve fatura muafiyeti taleplerini görmezden gelerek, ihracatıyla övündüğünüz yerli dizilerin emekçilerinin sektörün durduğu dönemde nasıl yaşayacaklarına dair tek bir plan yapmadan kutladınız. Sanırım sizin kutladığınız sanatçılar, durdurana kadar akla karayı seçtiğiniz setlerde "Oy corona, corona." diye şarkı söyleyen ya da böyle komiklik yapan ya da sete gitmesine rağmen insanlara, ultra lüks villasından "Evde kalın." diye hamaset yapan yıldız oyuncular ya da işsiz kalma korkusuyla Genel Başkanınıza teşekkür videosu çektirdiğiniz ödenekli kurum oyuncuları.

Her konuşmamda halkın sorunlarını buradan dilim döndüğünce söylemeye çalışıyorum. Sizinle sert konuşuyorum olmuyor, yumuşak konuşuyorum olmuyor hatta romanla, şiirle, tiyatroyla, sinemayla örnek veriyorum olmuyor. O yüzden bu sefer sözüm size değil, direkt emekçi halkımıza.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Bitiyor, son cümlelerim.

BAŞKAN - Buyurun.

RECEP ÖZEL (Isparta) - 2'nci defa olmaz ki ya.

BARIŞ ATAY MENGÜLLÜOĞLU (Devamla) - Herkese oldu Recep.

Brecht'in dediği gibi "Faşizme karşı birleşmeyenler, faşizmin zindanlarında buluşurlar." Bu iktidara muhtaç değilsiniz, bu kölelik düzenine boyun eğmek zorunda değilsiniz; siz daha çoksunuz, daha güçlüsünüz, daha iyiyi hak ettiğinizi biliyorsunuz ve bu iktidardan ancak birlikte, beraberce kurtulabilirsiniz.

Hiç şüpheniz olmasın yarınlar sizindir yoldaşlar. Dostça. (HDP sıralarından alkışlar)