GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:13.04.2020

ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili madde üzerine İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, her yaptığında hikmet, uyguladığı her politikaya başarı atfeden AK PARTİ, salgın karşısındaki duruşunu, uyguladığı sağlık tedbirlerini alkışlamamızı istiyor, sahte bir başarı hikâyesi yazıp toplumun da buna inanmasını bekliyor; oysa durum hiç de anlattıkları gibi değil. Salgın ülkemize gelmeden önce beş haftalık bir avantaja sahiptik. Ülkemizde vaka görülmesi hâlinde de ellerinde bir eylem planı olduğunu belirttiler. Türkiye'nin tedbir almada ilk harekete geçen ülke olduğunu ısrarla belirttiler. Günlerce iktidar öyle bir hava oluşturdu ki alınan tedbirlerle coronavirüs salgını bizim ülkemize uğramayacak zannettik. İlk vakanın üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen salgınla mücadelede nasıl bir strateji belirlendi hâlâ kimse anlamış değil ama sürekli uykusuz kalan başarılı bir Sağlık Bakanından bahsediliyor.

10 Ocakta Bilim Kurulu oluşturdunuz. Şubat ayında 21 bin 500 vatandaşımızı umreye gönderdiniz, bu umrecilere son kafile haricinde herhangi bir karantina uygulamadınız, son kafilenin nasıl karantinaya alındığını da ekranlardan gördünüz. Vakaların en çok olduğu ABD'nin New York uçuşlarını bile yakın zamana kadar kapatmadınız. Önce, "Eğitim devam edecek." dediniz, sonra okulları kapattınız. Spor müsabakalarını ertelemekte geciktiniz. İlk vakayı 11 Martta açıkladınız oysa Aytaç Yalman hastanede yatıyordu, ölümünü bile gizlediniz. "Evde kal" ve "sosyal izolasyon" çağrıları yaptınız ama evde kalmak için evde kalmanın koşullarını oluşturmadınız. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini isteyen herkesi hedef hâline getirdiniz. Salgın yayılırken bilgileri şeffaf biçimde paylaşmadınız ve salgının gerçek boyutlarını milletten gizlemek istediniz. İlgili kurumlar ve toplumsal yapıları dışladınız. Toplumsal dayanışma sağlayacak belediyelerin yardım kampanyasına bile tahammül edemediniz. Şubat ayında, "Bütün hazırlıkları yaptık, bütün tedbirleri aldık, elimizde herkese yetecek kit var." demenize rağmen elinizde ne test kiti ne de sağlık çalışanlarımızı koruyacak koruyucu malzemeler bile yoktu. Sağlıkçılarımızı koruyacak malzemeleri ancak mart ayının 20'sinden sonra temin edebildiniz. Hastaları ve hastaların temaslarını bulmak için gerekli test kitini devreye sokmanızsa mart ayının sonunu buldu. Bu testleri yapacak laboratuvarlarımız var. Laboratuvarlarımızın belirlenmesinde zincirleme hatalar yaptınız. Önce birkaç laboratuvar belirlediniz, daha sonra onların sayısını artırmak zorunda kaldınız. Bu salgına bakacak hastaneleri tespit ederek, tıp fakültesi hastanelerini önce devre dışı bıraktınız, sonra diğerlerinde olduğu gibi bundan vazgeçip tıp fakülteleri hastanelerini de sürece dâhil ettiniz. Salgını kontrol altına almanın en geçerli yolu sokağa çıkma yasağı kararını bir türlü alamadınız, aldığınız iki günlük yasak kararını da elinize yüzünüze bulaştırdınız. Ölümlü vakalarda hasta giriş kodlarını değiştirerek bu ölümleri salgın listesine dâhil etmediniz. Bütün bu yaşananlar bize ortada bir başarı hikâyesini değil, bu krizi yönetemediğinizi göstermektedir çünkü kriz yönetiminizi Bilim Kurulunun önerileriyle değil, ekonomik ve politik kaygılarla yönetiyorsunuz. Salgını durdurmak, kontrol altına almak için kesin ve katı tedbirler almak yerine, adımlarınızı zamana yaydınız. Herkes için zorlayıcı kesin karantina önlemlerini almak yerine, sorumluluğu gönüllülük üzerinden halka yüklediniz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)