| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 32'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Kanun maddesiyle düzenlenmeye çalışılan husus bizce yeniden ele alınmalıdır. "Kurum disiplinini, düzenini ve güvenliğini bozmak, hükümlülerin iyileştirilmesi amacıyla ulaşmayı zorlaştırmak" ifadelerinden ne anlaşılması gerektiği izaha muhtaçtır. Bir yayın, kitap, fasikül kamu denetiminden geçip, basılıp cezaevine gelebiliyorsa ikinci bir denetim hangi kıstasla yapılacaktır? Böylesine ucu açık, kurum yönetiminin sınırsız inisiyatifine bırakılan bu yeni uygulama amaçladığı disiplin ve düzeni bizzat kendisi bozacaktır.
Maddenin 4'üncü fıkrasında yapılan eklemeyle yasak yayınların uluslararası bir standarda dayandırıldığını görmekteyiz fakat bir önceki fıkrada "kurum güvenliğini tehlikeye sokmak" ibaresini yetersiz bulup "kurum disiplinini, düzenini ve güvenliğini bozmak hükümlerinin iyileştirilmesi amacına ulaşmayı zorlaştırmak" ibarelerinin ekleniyor olması belirsizliği artırmaktadır. Kurum disiplinini bozmanın, hükümlünün ıslahını zorlaştırmanın bir kitap veya süreli yayın eliyle nasıl olabileceğinin standardı tam olarak nedir? Cezaevi dışında kaosa hizmet etmeyen yayın cezaevinin içine girince şeytanlaşacak mıdır? Kamu otoritesinin yayınlanmasında sakınca görmediği, hukuki herhangi bir engele muhatap olmamış bir yayının cezaevinde yönetici inisiyatifine dayalı uygulamalarla yasaklanmasını doğru bulmuyoruz. Bu uygulamalar uluslararası camiada zaten kırık olan notlarımızın iyileşmesine engel olacaktır.
Bugün, ülkelerin birbirinin iktisadi ve içtimai vitrininde görmek istediği asli unsurlar başta hukukun üstünlüğü ve beraberindeki demokratik değerlere verilen kıymettir. Bu unsurlar devletler ve milletlerin birbirine güvenmesinin evrensel dayanaklarıdır. Bu kanunda geçen ibareler gibi inisiyatife dayalı standardizasyondan, evrensellikten ve anayasal hakları muhafaza etmekten uzak yasaklamalar ülkemize olan güveni zedelemektedir. Yasa dışı terör oluşumlarının direktiflerini içeren yayınlar zaten ilgili kurum ve kuruluşlarca denetlenmekte ve yayınına müsaade edilmemektedir.
Değerli arkadaşlar, ne kadar yasakçı politika izlersek bunun karşılığı olarak bu yasak yayınlara ilginin arttığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla, imkânı ve fırsatı olan her yerde, özellikle genel müdürlerin, Türk Hava Yolları da dâhil... Mesela biz Yeniçağ'ı hiçbir kamu kurum ve kuruluşunda göremiyoruz. Değerli arkadaşlar, Hükûmet bunun yayınına izin vermişse, ilgili kurumlar izin vermişse bunları yasaklamanın, bunları bu kurumlara sokmamanın hiç kimseye bir faydası yok. Üzerine, önüne set koyduğunuz her şey bu işi daha cazip hâle getirir.
Yine, bu kapsamda, bu tür yayınlardan bahsederken -şu an TRT bir yayın yapıyor- özellikle bu uzaktan eğitimle ilgili ciddi sorunlar var, bu on beş dakikalık süre yeterli olmuyor. Kaldı ki sizin sağladığınız 3 gigabytlık internet de yeterli değil. Özellikle kırsal kesimlerde bunun izlenebilirliği yok; yani televizyon yok bilgisayar yok, sadece babaların elindeki telefonla bunları takip etmeye çalışıyorlar ki bu da bugünkü şartlarda çok ciddi problemler oluşturmakta. Kaldı ki özürlülerle ilgili, sadece işin o kısmı değil, özürlülerin eğitimiyle ilgili de ciddi problemler var. Bunların üzerinde durulması lazım.
Niye bu konuya giriyoruz? Bakın, bugün konuştuğumuz yasa tasarısı dahil tümü coronavirüsün bir sonucudur. Neticede bugün bu 90 bin kişinin içerisinde kaç tane kader mahkûmu var, hırsızlıktan, yolsuzluktan dışarı çıkacak kaç kişi var bilmiyorum ama bugün esnafın sayısına bakarsanız, çiftçinin sayısına bakarsanız, sanatkârın sayısına bakarsınız nelerle muhatap olduğumuzu daha iyi anlarsınız. Biz altı gündür bu yasayla uğraşıyoruz. İnşallah bundan sonraki gündemlerde de diğer grupların problemleriyle hemhâl oluruz, onlarla istişare etmeye çalışırız, onlara birer çözüm üretmeye çalışırız. Burada Sayın Grup Başkan Vekili dedi ki "İşte, maddelerin üzerinde konuşulmuyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
BEDRİ YAŞAR ( Devamla) - Tamamlıyorum.
Bakın, on sene sonra bu tutanaklar açıldığı zaman iktidar milletvekillerinin de bu kürsüde bu maddelerle ilgili neler konuştuğunu onlar da açacaklar okuyacaklar, sizin burada ne söylediğinizi tutanaklar açıldığı zaman onlar da merak edecekler. Yani iktidar partisi milletvekillerinin 70 madde üzerinde diyecekleri tek kelime yok mu arkadaşlar? Ayrıca Grup Başkan Vekilleri zaman zaman söz alıyorlar, bakın aldıkları sözlere, tutanakları alın inceleyin, infaz yasasıyla ilgili ne kadar zaman ayırmışlar, polemiklerle ilgili ne kadar zaman ayırmışlar? Onu da sizin takdirinize bırakıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)