GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:11.04.2020

ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Af ve ceza indirimi gibi toplumun her kesimini ilgilendiren böyle önemli konuda bile Hükûmet cephesinin, toplumun yarısından çoğunu temsil eden muhalefeti görmezden geldiğini üzülerek görüyoruz. Bu maddeyle ilgili itirazımızı dinleme gereği duymayacağınızdan bu imkânı, içinden geçtiğimiz bu zor günlerde milletimizin yaşadığı bazı sıkıntıları yüce Meclise aktarmak için kullanmak istiyorum.

Öncelikle, corona virüsünün ülkemizde yayılma hızına dikkat çekmek istiyorum. Türkiye, İspanya'nın ardından 47.029 sayısıyla vakanın en fazla görüldüğü 9'uncu ülke konumuna yükselmiştir. Ne yazık ki hâlen Hükûmetin işin ciddiyetine uygun davranmadığını görüyoruz. Bu işin başında bir Bilim Kurulu oluşturuldu; hepimiz sevindik, takdir ettik. Bilim Kurulunun bu konuda yetkin kişilerden oluştuğunu, siyasi etkilerden bağımsız olacağını düşünüyorduk; ne yazık ki tek adam rejimi bilimi de vurdu.

İki gün önce katıldığı canlı yayında Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener çok vahim bir iddiayı milletimizle paylaşarak Bilim Kuruluna çağrı yaptı: "Bilim Kurulunda yer alan kıymetli üyeler, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a tam karantina uygulamasını tavsiye edip etmediklerini açıklamalıdır." Biz biliyoruz ki salgın bu aşamaya gelmeden Kurul bu çağrıyı yapmış fakat talep Sayın Erdoğan'dan kabul görmemiştir, belli ki Erdoğan bu kararı ekonomik saiklerle vermiştir. Buradan sizlere soruyorum: Hangi ekonomik gerekçe bir vatandaşımızın saçının telinden kıymetli olabilir?

Bakın, dün Sayın Cumhurbaşkanımız Türk Konseyi Zirvesi'ne telekonferans yöntemiyle katıldı. Zirveye katılan bir başka isim, kardeş ülke Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'di. Sayın Aliyev, Azerbaycan'da ilk vakanın görülmesinin hemen ardından sokağa çıkma yasağını başlattı, izinli ve şartlı sokağa çıkma yasağı salgının yayılmasını neredeyse durdurdu. Bugün, ülkemizde 47.029 coronavirüs vakası varken salgının bizden önce başladığı Azerbaycan'da vaka sayısı sadece 929'dur.

Değerli milletvekilleri, halkımızı rahatsız eden bir diğer husus da vatandaşlarımızın ulaşmakta sıkıntı çektiği malzemelerin bazı ülkelere gönderilmesidir. Anadolu'da sıkça kullanılan "Eve lazım olan, camiye haramdır." diye bir söz vardır. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, bizim vatandaşlarımızın vergileriyle kişi başına düşen millî geliri 40 bin dolar olan İngiltere'ye yardım göndermek Allah'tan reva mıdır? Bizim halkımız İngiliz halkından zengin midir? Bu zor zamanda devletinin yanında olmak için dişinden tırnağından artırıp bağış yapan, SMS gönderip Biz Bize Yeteriz Kampanyası'na katkı veren garibanın rızkı, 21'inci yüzyılda bile sömürgeciliğin simgesi olan İngiltere'ye hibe mi edilecektir?

Değerli milletvekilleri, seçim bölgem İstanbul'un muhalif ilçelerinde kaymakamlıklara bağlı sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları önünde yaşananlara dair çok sayıda şikâyet alıyoruz. Devlet kurumları önünde oluşan kuyruklar ve yüz yüze başvuru yöntemleri şu anda uygulanan salgınla mücadele ruhu ve alınan tedbirlerle çelişmektedir. Sosyal mesafenin ihlal edildiği, herhangi bir izolasyon kuralına uyulmayan bu kuyruklar ve bu yöntem yüzünden memur arkadaşlarımız ve kuyruktaki çok sayıda vatandaşımızın hastalığa yakalandığı bilgisi gelmektedir.

Tüm devlet kurumlarının hizmetlerini internetten vermesi alınan tedbirlere de daha uygun olacaktır. Devlet kurumlarımız özel sektöre bu konuda örnek olmalıdır diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)