| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İnfaz yasasıyla ilgili, 18'inci maddeyle ilgili İYİ PARTİ Grubu adına görüşlerimizi ifade edeceğim inşallah.
Dün Mehmet Metiner'in bir yazısı vardı, dikkatinizi çekmiştir belki de. Metiner aynen şöyle diyor: "Bizzat bilirim ki o tarihlerde AK PARTİ'mizin Millî Eğitim Bakanı olanlar 'cemaatin sendikası'na yönlendirme yaptılar. Okullarına, medyasına, bankalarına vs... Cumhurbaşkanı, Başbakan Yardımcısı, Bakan, üst düzey bürokrat ve parti yöneticisi sıfatıyla..."
Kimse kalmamış yani o tarihte AK PARTİ içerisinde Cumhurbaşkanından -gerçi o zaman şu andaki Cumhurbaşkanımız Başbakandı- nezaketen bahsetmemiş Mehmet Metiner ama AK PARTİ'nin Başbakan dışında hepsinden bahsetmiş yani herkes FETÖ'ye yardımcı olmuş.
Tabii, şimdi, bu infaz yasasını değerlendirirken aklımıza gelmiyor değil. Bu yönlendirenler yani vatandaşı, gariban vatandaşı, öğretmeni, adliye çalışanını, efendim, polisi vesaireyi yönlendirenler ne durumda, yönlenen insanlar ne durumda? Öyle ya, koskoca Millî Eğitim Bakanı, Başbakan Yardımcısı, bakanlar, parti yöneticileri insanlara birtakım tavsiyelerde bulunacaklar, insanlar da bu tavsiyeleri yerine getirecekler ve onlar suçlu ama yönlendirenlerden herhangi biri suçlanmayacak.
Değerli milletvekilleri, bu, akla da vicdana da herhâlde hukuka da aykırı bir durumdur ama bu infaz yasasında böyle bir düzenleme yok. Elbette vatandaşlarımızın da aldanma hakkı var. Bu aldanmış vatandaşlarımıza bir yol bulunmak zorunda, bir çare bulunmak zorunda yani bunları "Ne olursa olsun, ölsünler, yok olsunlar, daha beter olsunlar." mantığıyla değerlendirmemiz +mümkün değil. Eğer bu ülkede devleti yöneten insanların aldanma, yanılma hakkı varsa vatandaşlarımızın da aldanma hakkının var olduğunu hepimizin düşünmesi lazım. O zaman bu infaz yasasında bunlar niye yok diye düşünürüz.
Değerli milletvekilleri, şimdi, bir ara sağlık merkezinden bir doktor, AK PARTİ Sincan Belediye Başkanını bir "tweet" atarak övmüş, "Sağ olsun Sincan Belediye Başkanımız, bizim ihtiyacımız olan maskeleri, siperlikleri bize gönderdi, kendisine teşekkür ediyoruz." demiş ve arkasından da Ankara İl Sağlık Müdürlüğü böyle bir "tweet" attığı için bu doktorumuza soruşturma açmış desem, inanır mısınız? İnanmazsınız. Bakın, Kocaeli'nde Dr. Sibel Gören, Saraybahçe Aile Sağlığı Merkezinde doktor, aile hekimi, diyor ki: "Bizi düşünen birilerinin olması güzel. Belediye elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Bugün siperliklerimiz, maskelerimiz ve bonelerimizi teslim ettiler. Bizim ASM (aile sağlık merkezi) her ne kadar belediyeye ait olmasa da belediyeye ait ASM'lerden üç ay kira almayacaklarını duyurdu." Teşekkür ediyor belediye başkanına. Ne olmuş bu doktor, bu doktorun başına ne iş gelmiş? Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü hemen soruşturma açmış bu "tweet" yüzünden.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bir doktorun aile sağlık merkezlerine yardım eden herhangi bir belediyeyi övmesi, övme de değil teşekkür etmesi ne zamandır suç kabul ediliyor ya? İzmit Belediye Başkanını övmüş, Hürriyet Kaplan değil mi? Bu kabul edilebilir mi? Bu sağlık müdürü nasıl bir akıl taşıyor, nasıl bir izan taşıyor sizlerin takdirine bırakıyorum. Bu sağlık müdüründen bunun hesabı sorulmak zorundadır. Bir AK PARTİ'li belediye aynı şeyi yaptığında övmek, teşekkür etmek suç değilse herhangi bir siyasi partiye ait olan belediye başkanının yaptığına karşılık teşekkür etmek de suç olarak kabul edilemez. Bu Sağlık İl Müdürü aklını kaybetmiş âdeta, Kocaeli Sağlık İl Müdürü bu uygulamayla aklını kaybetmiştir.
(Mikrofon otomatik cihat tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koncuk, sözlerinizi tamamlayın lütfen.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu kriz çok şeyi gösterdi bize, devlet bizim devletimiz, Türk milletinin devleti; devletimiz her dara düştüğünde yanındayız biz, her başımız dara düştüğünde de devlet bizim yanımızda olacak.
Geçen EPDK'nin bir düzenlemesi oldu, hepiniz gördünüz, eleştirdik bunları, kıyasen fatura düzenleme dönemi başladı. Evi boş olmuş, yayladaki evi kapalı, denizdeki evi kapalı veya evini kapatmış bir akrabasının yanına gitmiş, köyüne gitmiş insanlara kıyasen fatura düzenleniyor. Değerli milletvekilleri, bu, milleti, işletmelere tercih etmektir, o doğal gaz dağıtım şirketlerine âdeta milleti satmaktır. Bu anlayışı kınadığımızı ifade ediyoruz. Yani siz milletin yanında olacaksınız ama maalesef değilsiniz.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)