| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, polis teşkilatımızın 175'inci kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum. İnşallah, onların da 3600 ek göstergesini bu Meclisten geçiririz, onlara da ciddi bir katkısı olur.
Yine aynı şekilde, bugün Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey'in 101'inci ölüm yıl dönümü. Bütün şehitlerimizi de bu manada rahmetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, çiftçilerimizin elektrik ve kredi borçları konusunda, hele bugün, coronavirüs de gündeme geldikten sonra çok ciddi oranda sorunlar yaşamaya başladık. Ziraat Odası başkanları Parlamentoda iktidar-muhalefet ayırmaksızın hepimizi tek tek ziyaret etmişlerdi. O dönemde verdiğimiz bir araştırma önergesiydi, bugün gündeme geldi.
Tarımsal kredi borçları çiftçimizin en önemli sorunlarından biri. 2019 yılı verilerine göre, nakdî olarak kullanılan kredi miktarı 101,2 milyar liradan 104,6 milyar liraya yükseldi. Bu dönemde Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçiye kullandırdığı kredi miktarı da yüzde 5,6 artışla 8,1 milyar liradan 8,5 milyar liraya çıkmıştır.
Tarım Kredi Kooperatifleri kademeli olarak 4 Kasım 2019 tarihinde bir yıllık işletme kredisi faiz oranını yüzde 17'ye, Ziraat Bankası yüzde 12'ye, bazı özel bankalar ise bu faiz oranlarını yüzde 13,5'a kadar düşürmüştür. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarımsal kredi faiz oranlarını yüzde 12'den yüzde 9'a çekti. Çiftçimizin kredi borçları doğal afet nedeniyle de yüzde 3 faizle ertelenmiştir ama maalesef, çiftçilerimizin borçları hâlâ yüzde 10 faiz üzerinden yapılandırılmaktadır.
Çiftçilerimiz diyor ki: "Tarımsal üretimde biz elektriğin kilovatsaatini 80,8 kuruşa kullanıyoruz. Hâlbuki bu, bugün konutlarda kilovatsaati 69,5 kuruşa kullanılıyor. Bizim kilovatsaat başına olan fiyatlarımızı geri çekin." İki: "Biz dönemsel ödeme yapalım. Her ay elektrik faturalarını ödemekte zorlanıyoruz çünkü biz yılda bir ürün alıyoruz, o ürün aldığımız dönemlerde faturalarımızı ödeyelim." diyorlar. Çok haklı, çok makul bir gerekçeyle bu talepleri var. Şimdi, dağıtım şirketleri belki bu konuda işte "Biz, devlete her ay parasını ödüyoruz." diyorlar. Dolayısıyla, bununla ilgili devlet bir düzenleme yaparak hiç olmazsa çiftçilerin elektrik faturalarını hasat dönemlerinde ödemelerine katkı sağlayabilir.
Bir de dünya ortalamalarına göre çiftçimizin kullandığı kilovatsaat başına ödediği para çok yüksek. Bir, diyorlar ki: "Bizim üzerimizdeki, elektrik fiyatları üzerindeki yüzde 1'lik Enerji Fonu'nu kaldırın." İki: "Yüzde 2'lik TRT payını da bizim fiyatlarımızın üzerinden kaldırın." diyorlar. Aynı şekilde "Yüzde 18 olan KDV oranını da yüzde 8 düşürün." diyorlar. Niye bunları söylüyorlar? Bunların hepsi çiftçinin girdilerinde çok önemli bir yere sahip. Bu fiyatlar düştüğü takdirde Türkiye'deki tarımsal girdi fiyatları düşeceği için üretim maliyetleri de düşecektir. Bugün, özellikle bu dönemde, coronavirüsle yaşadığımız bu dönemde sağlık sektörü ne kadar stratejikse, savunma sektörü ne kadar stratejikse gıda sektörü de o kadar stratejiktir ve dolayısıyla bu dönemde ciddi oranda çiftçimizin, üreticimizin desteklenmesi lazım.
Tam da ekim zamanı, nisan ayındayız, dolayısıyla... Gübre fiyatlarına şu an mesela yüzde 20 zam geldi. Bizim Samsun bölgesinden bana verdikleri rakamlar şöyle, diyorlar ki: "Azot 26 gübresinin 60 TL'ydi torbası, şu an 78 lira ile 80 lira..." Yani gübrenin fiyatına yüzde 20 zam geldi. Aslında Türkiye'nin en büyük problemi ne biliyor musunuz? Üreticinin maliyetlerini, pazara sürdüğü fiyat ile rafın arasındaki fiyat farkını biz ne kadar aşağı çekebilirsek Türkiye'de tarımsal sektörde, gıda sektöründe, çiftçilerimizin üretimlerinde çok ciddi mesafeler katedebiliriz. Sorun; bu, tarla ile pazar arasındaki fiyat farkını biz bir türlü aşağılara çekemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
Bunu, Hükûmetin tezelden aşağıya çekmesi lazım.
Bununla beraber, tabii, şu an olağanüstü şartlar yaşıyoruz. Diyorlar ki: "Bizim borçlarımız hiç olmazsa faizsiz bir şekilde ertelensin." Özellikle çiftçiler -bizim Karadeniz Bölgesi'nde bu yoğun- 2/B arazilerini satın aldılar, bunların da ödemeleri var, bu 2/B arazilerinin de muhatabı devlet. Dolayısıyla, 2/B arazileriyle ilgili ödemelerin de hiç olmazsa üç ay süreyle, dört ay süreyle, bu kriz dönemi boyunca ertelenmesi teklifleri var.
Tabii, önemli bir konu, bu konunun da araştırılması lazım. Çünkü, tarım sektörünün dünyada toplam ticaret içerisindeki payı yüzde 30'lardayken bizler maalesef yüzde 10'un altına düştük. Bu kritik bir seviyedir; bugün nasıl solunum cihazları, maskelerle ilgili ciddi sorunlar yaşıyorsak ileride gıda konusunda da aynı sorunları yaşayacağımız açık ve aleni. Dolayısıyla, hiç olmazsa bu konuda geç kalmayalım, bununla ilgili tedbirlerimizi alalım. Çiftçimizi ekim döneminde destekleyelim, borçlarını erteleyelim ki önümüzdeki dönemde gıdayla ilgili ciddi sorunlar yaşamayalım diyorum.
Ümit ediyorum ki bu araştırma önergemize olumlu oy vereceksiniz, biz de onlara bir çözüm bulmaya çalışacağız diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)