GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:09.04.2020

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 207 sıra sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

"Son günlerde birtakım tartışmalara şahit oluyoruz. Af meselesinden çocuk istismarına kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu tartışma konularında bizim öncelikli ölçümüz maşerî vicdandır. Şu veya bu kesimin, şu veya bu şahsın çıkarına, faydasına ama milletimizin ortak hissiyatına aykırı hiçbir iş bizim için makbul değildir.

Geçmişte çok aflar çıkardık. Bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz? Arkadaşlar, biz böyle düşünemeyiz. Geçmişte bunları gördük. Rahşan affını da ondan önceki afları da gördük, hepsini gördük.

Efendim, cezaevleri dolmuş. Cezaevlerini boşaltmak için af çıkarılmaz. O zaman adama sorarlar: Bu cezaevlerini niye yaptınız? Bunun bir caydırıcılığı var da onun için yaptık. Adaletin tesisi farklıdır, o hukuktur. Hukuk, hakların sahibine iadesidir. Önce vicdan terazimizde tartmadan alelacele kararlar vermeyeceğiz.

''Af meselesinin milletimizin vicdanını rahatsız edeceğini gördük. Burada temel bir ilke var: Devlet, kişilere karşı işlenen suçları af yetkisine sahip değildir. Suç, şahıslara karşı işleniyorsa bunun af yetkisi devlette değildir. Ancak bunu affedebilecek merci o şahısların, mazlum, mağdur insanların ta kendisidir. Biz o yetkiyi devlet olarak kendimize alamayız. Düşünün ki bir ailede bir kişinin eşi, kardeşi öldürülmüş; devlet olarak biz bunu affedebilir miyiz? O yetki ancak o ailenin kendine aittir.''

''Biz devlet olarak bir katili affettiğimizde maktulün ailesine bunu nasıl anlatacağız?''

''Bunun dışında parasal suçlar, hırsızlık, şu, bu... Aynı şekilde, edebilir miyiz?''

Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmak zorundayız. Uyuşturucu baronları ile onlara torbacılık yapanları bir araya getirmek veya ayrı ayrı değerlendirmek... Bunu anlamak da mümkün değil, biz bunlarla hep mücadele ettik. Uyuşturucu suçlularına kader mahkûmu diyebilir miyiz? Can alan katillere mi kader mahkûmu diyeceğiz?''

''Devlete karşı işlenen suçları devlet affeder, o ayrı bir konu ama şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur, bu böyle bilinsin. Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucu satıcısının cezaevinde olduğu bir dönemde biz, uyuşturucuları affedenler olarak mı anılacağız? Buna evet diyor musunuz? Eğer benim mağdurum, mazlumum bu noktada 'Tamam, ben affettim.' diyorsa bu ayrı konu ama biz asla. O zaman adil olamazsınız, o zaman adaletle hükmeden olamazsınız."

Değerli arkadaşlar, şimdiye kadar bu okuduğum cümlelerin hepsi Sayın Cumhurbaşkanımıza ait. Bu cümlelere ben de tamamen katılıyorum. Ama bu teklifi getirerek AK PARTİ Grubu kendi genel başkanlarının sözlerini boşa çıkarmaya mı çalışıyor? Belki diyeceksiniz ki: "Bu teklif af teklifi değil infaz indirimi." Hem vatandaşın hem de Sayın Cumhurbaşkanımızın "Rahşan affı" tabirini kullandığı yasanın adı da af yasası değildi. Cumhuriyetin kuruluşundan Rahşan affına kadar 48 tane af çıkmış. Bunların 7 tanesi genel af diye adlandırılıyor, diğerlerinin adları farklı farklı. Kaldı ki Rahşan affının sonuçlarını da hepimiz bizzat gördük. Yeni suçların işlenmesine engel olmak bir yana teşvik etmişti. Aftan on beş yıl sonra mahkûm sayısı 3 katına ulaşmıştı. Örneğin; cinayet hükümlüsüyken Rahşan affıyla serbest kalan Özgür Dengiz 2008'de bir daha cinayet işleyince "2 cinayetim var, otuz yıl yatar çıkarım. O zamana kadar da bir af çıkar elbette." demişti.

Bu yasayı illa geçirmek istiyorsanız gelin kadına, çocuğa şiddeti, cinsel istismarı, uyuşturucu ticareti yapanları kapsam dışı bırakalım. Tutukluluğu cezalandırma olarak kullanmaktan vazgeçelim. Yargıyı siyasetin aracı olmaktan çıkaralım. Cezaların ılımlı ve yargılamanın düzenli, kurallara uygun ve çabuk olduğu bir yazılı hukukta aflara ihtiyaç yoktur. Eğer hukukun vatandaşlarımızı mağdur ettiğini düşünüyorsak önce siyasetin hukuk üzerinden el çekmesini sağlamalıyız. Kuvvetler ayrılığını tamamen tesis etmeli, yargıyı diğer erklere ezdirmemeliyiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Altıntaş.

AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Konuşmama af veya infaz indirimine ihtiyaç olmayacağı, tarafız ve adil bir hukuk düzenine ulaşmak umuduyla son veriyor, yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)