GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerle, polisle mücadelede zorlanan PKK'nın sivil vatandaşları hedef seçtiğine ve Diyarbakır ilinde şehit edilen vatandaşları rahmetle yâd ettiğine, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın coronavirüs salgınının başladığı andan itibaren şeffaf bir süreç yönetimi sergileyerek virüsün merkezinin İstanbul ili olacağını ifade ettiğine ve önlemlerin hızlı bir şekilde alınarak ölüm sayısını düşürme konusunda koordinasyon içerisinde gayret sarf edildiğine, sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik kanun teklifini Meclis Başkanlığına sunduklarına, sunulan hizmetlerin her bir vatandaşın hayat kalitesinin bir adım daha ileriye geçmesi için olduğuna ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptığı açıklamasındaki "kandırılan" kelimesini şiddetle reddettiğine, ölüye karşı yapılan haksızlık ve hukuksuzluğun suç olduğuna, Samsun Bafra Cezaevinde yaşanılan hadisenin takipçisi olacağına, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü'ne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:79
Tarih:08.04.2020

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Grup Başkan Vekillerinin konuşması artık başka bir boyut kazandı. Öyle görüyorum, başı yok sonu yok, engin bir derya yani. Neresinden başlayayım? Bin tane şey var. Ben de o bin tane şeye alabildiğim notlardan cevap vereceğim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ama bu formül doğru değil. Geçtiğimiz günlerde Meclis Başkanımız bize kim ne kadar konuşuyor diye bir şey çıkarmış. Şimdi, bütün Meclis sanki Grup Başkan Vekillerine tahsis edilmiş gibi oluyor. Ben şahsen bunu yapmak istemiyorum fakat şu an mecburum. Bir kamyon laf duyuyorum bütün gruplardan.

BAŞKAN - Buyurun, siz devam edin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hayır bir saniye...

Bu kadar kamyona benim de hiç olmazsa iki kürekle bir şey söylemem lazım.

Şimdi, Sayın Başkanım, elbette ben de önce sivil vatandaşlarımızın şehadetini rahmetle yâd ediyorum. Uzun zamandır sivil şehitlerimiz yoktu. Yani her şey tekrar başa dönüyor galiba. Artık askerimizle, polisimizle mücadelede zorlanan PKK, öyle anlaşılıyor ki sivil vatandaşlarımızı kendine hedef seçmiş. Bunun daha katmerli bir suç olduğunu düşünüyorum. Tamamen savunmasız, sivil insanları patlayıcıyla patlatmak yani bu hiçbir kelimeye sığmayacak bir şey. Allah onları bildiği gibi yapsın, yerle yeksan etsin -böyle söyleyeceğim- öyle de oluyor zaten. Kendilerini rahmetle yâd ediyorum, ailelerine de çok derin sabırlar Rabb'im nasip etsin.

Şimdi, sağlık çalışanlarıyla alakalı, biraz evvel arkadaşlarımız bir tablo gösterdiler. Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca bu süreç başladığından itibaren son derece şeffaf bir süreç yönetimi götürüyor. Hatta bu süreç başladığı zaman, henüz uçuşlar durmadan evvel İstanbul'a her gün yaklaşık 1 milyon 650 bin yeni insan geliyor idi yurt dışından. Bu sayı muazzam bir sayı ve tabii ki nüfusun çok yoğun olduğu bir yer İstanbul.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Daha o tarihlerde yani hemen başlar başlamaz zaten "Bu corona virüsünün merkezi İstanbul olacak." dedi Sayın Bakanımız. Öyle olması sayıyla alakalı, girişlerle alakalı ve kendisinin verdiği pek çok tablodan... Bu tabloyu da koymak lazım yani Sayın Bakanın gösterdiği şey, İstanbul'a dair mesele şeffaflığın bir tezahürüdür, olayın gelişi zaten böyle. O kadar hızlı önlemler alındı ki mesela İran'la sınırın kapatılması, Çin'le uçuşların hemen durdurulması, arkasından Güney Kore'yle durdurulması, Avrupa'yla durdurulması, İngiltere'yle durdurulması ve akabinde de Amerika'yla ve daha sonra da bütün uçuşların duruyor olması. Tabii, devamında, Türkiye özellikle sıtma tedavisinde kullanılan, bizim bildiğimiz, halk arasındaki adıyla kinin temin ederek, hem dünyadan bunlarla alakalı yaklaşık 500 bin kutu ilaç toplayarak hem de şimdi -çok yeni- Macaristan'dan ham maddesini satın alarak, hastalara özellikle hastalığın başlangıç safhasında bunu vererek ölümlerin sayısını düşürmek konusunda büyük bir gayret sarf etti, bunun da neticesini aldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, bu işler yapılırken büyük bir koordinasyon içerisinde yapılıyor. Tüm bakanlar, özellikle başta Sağlık Bakanımız ve elbette Sayın Cumhurbaşkanımız, hep birlikte. Tabii siz olaya kendi cephenizden baktığınız için, bu kelimelerle, bunları bu şekilde ifade ederek siz kendiniz siyasi rant sağlamaya çalışıyorsunuz. Yani burada yapılan şey... Başka bir yer yok. Bakınız, biraz evvel bana Londra'dan arkadaşlarım yazmış: "Londra dökülüyor. Dökülüyor dökülüyor dökülüyor şu anda. Raflar boş." (HDP sıralarından gülüşmeler) Evet gülünüz, hakikaten gülünecek bir durum.

Şimdi, insanların nasıl maske bulamadığı anlatılıyor. Burada bir hibeden, bir bağıştan bahsedilmiyor. Çok tabii olarak devlet bir hizmet olarak, bütün vatandaşlarına ücretsiz hizmet, evet tarif budur, hizmet olarak ücretsiz olarak maske veriyor. Bu fevkalade bir şeydir. Bir tarafıyla biz Mecliste de hepimiz, sağ olunuz sizin de Başkanlığınızda her birimiz örneklik teşkil etmeye çalışıyoruz bu manada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bunlarla ilgili yapılan şeyleri değersizleştirerek kimse siyasi bir rant elde edemez. Bu bir ekip çalışması, bunu hep beraber yapacağız. Tek bir ismin öne çıkacağı değil, herkesin eşit rol alacağı bir şeyden bahsediyoruz. Şimdi, bunu şuraya bağlayacağım: Dün sağlık çalışanlarıyla alakalı... İstiyoruz ki bu hafta bunu yapalım. Yani ben, şimdi, dün görüyorum Twitter'da işte 37'nci maddeyle ilgili olarak efendim "Ellerini hayır oyu için kaldırdılar." Ya, bizim "Hayır." dediğimiz kanun mu? Ya, bu Mecliste hiç kimse ilkokul çocuğu değil. Herkes bu işlerin nasıl yapıldığını biliyor. Bütün gruplarımıza sorduk "Gelin arkadaşlar, beraber yapalım." "Yok, olmaz, istemezük." O zaman bugün saat üç buçukta inşallah Sayın Bülent Turan basın açıklaması yapacak. Sağlık çalışanlarımızla alakalı kanun teklifimizi Meclis Başkanlığımıza veriyoruz. Veriyoruz, destek veren verir; vermeyen... Biz zaten bugüne kadar olduğu gibi siz destek verseniz de vermeseniz de yapmamız gerekenleri bu ülke için yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Birkaç şey daha yapacağız.

Şimdi "kandırmak", Allah'ım beni delirten bir kelime kandırmak. Kimse kimseyi kandırmıyor. Her mesleğin kendince -tırnak içinde- bir raconu var, bir yapma şekli var. Polis olan arkadaşlarımız mesleklerini icra ederken bunun nasıl bir şey olduğunu biliyor. Efendim, siz futbol maçı varken nereye gideceksiniz, herkes uyurken siz sabaha kadar gezeceksiniz, siz nöbetle çalışacaksınız... İnsanlar bu bilinç içerisinde burada, doktorlarımız da aynen öyle, işçilerimizin, her birimizin hayatı yaşarken bir iş yapma bilinci var. Bunu biz de inşallah yapacağız gücümüz oranında ama şu anda görüyorsunuz memleket, bütün dünya bambaşka bir form içerisinde. Bu işin sağlık boyutu var, ekonomik boyutu var ve gücümüz yettiği oranda, her manada bütün hizmetler her bir vatandaşımızın hayat kalitesinin bir adım daha ileriye geçmesi içindir, bütün gayretlerimiz bunun içindir. O yüzden, bu "kandırmak" kelimesini de şiddetle reddediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Son bir şey söyleyeceğim Sayın Başkanım, gündeme geldiği için. İnşallah daha sağlıklı bir bilgi alacağım, prensip olarak sorulan soruları kale alıyorum, ciddiye alıyorum ve bunlarla ilgili cevapları da paylaşacağım. Samsun Bafra'da hayatını kaybeden insanımızın coronadan vefat ettiği söyleniyor ama bana gelen bilgi öyle değil. Fakat tam olarak netleştiğinde de bu bilgiyi burada, Genel Kurulda paylaşacağım, gerçek ölüm sebebini. İnsanlar hayattayken kıymetlidir, vefat ettikten sonra da aynı kıymeti haizdir. Zaten ölüye karşı yapılan haksızlık, hukuksuzluk da bir suçtur aynı zamanda. Bizim hayattaki takibimiz kadar, onların vefatından sonraki süreçlerin de hukuka uygun olması bizim borcumuzdur. Bunu da buradan muhakkak ki ifade edeceğim, açıklayacağım ve takip edeceğim.

Roman vatandaşlarımızı da ben bu manada, 8 Nisan hasebiyle... Onlarla Türkiye bambaşka bir anlam kazanıyor.

Son bir şey, geçtiğimiz günlerde, çok sevdiğim bir Roman kardeşimin annesi vefat etti, cenazesine iştirak ettim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - İşte Kulaksız Mahallesi'nde, o mahallede ne kadar çok sevildiklerini, ne kadar böyle yoğun bir gözyaşı içerisinde insanların kucaklaştığını gördüm. İstanbul için özellikle, Türkiye'nin her yerinde öyle, İstanbul'da, İzmir'de, tabii daha yoğun yaşadıkları yerler var Roman kardeşlerimizin. Bizim hayatımızda ne kadar büyük bir yer tuttuklarını gördüm, iyi ki varlar. Tekrar onların da bu günlerini yâd ediyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.