| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Filistin Devleti Hükümeti Arasında Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi'nin Gazze'de Ortak İşletilmesi ve Devri ile Filistin Vatandaşlarının Tıpta Uzmanlık Eğitimini Türkiye'de Almasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 31.03.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Grup Başkan Vekilinin konuşmasını -samimi niyetlerle konuşmasını- dikkatle, takdirle izlediğimi ifade etmek istiyorum. Bakınız, sabahtan beri değişik konularda her partimizin eleştirileri oldu, yaklaşımları oldu. Fakat öne çıkan mesele, özellikle, bu kampanya meselesiyle ilgili tespitler ve tetkikler oldu.
Değerli arkadaşlar, önümüzdeki sorun ortak bir sorun; bu sorunun partisi, ideolojisi yok. Risk, hepimiz için eşit derecede var, o yüzden daha dikkatli bir çalışma temposuyla, daha dikkatli bir usulle süreci devam ettirmeye çalışıyoruz.
Devletimiz önemli tedbirler aldı, önemli adımlar attı. Türkiye diğer ülkelere nazaran bu sorunla çok daha geç karşı karşıya kaldı. Birçok alanda da devletin güçlü yaklaşımıyla, özellikle her insanımızın -hangi kurumun sigorta imkânından faydalanırsa faydalansın- eşit derecede her hastaneye gidecek olması; en zenginimizin, en fakirimizin, vekilimizin, bürokratımızın aynı şartlardan istifade etmesi devletimizin büyüklüğüne iyi bir örnek.
Bunun yanında, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu süreçte birçok iş adamımız, birçok işçimiz, birçok muhtarımız ısrarla partimizden, devletimizden, değişik kurumlarımızdan "Yardım kampanyası yapın." diye istekte bulundu. Bu, asla devletin acziyeti falan değil tam aksine devlet millet kaynaşmasının iyi bir örneği olarak ortaya kondu. Devletin parası olmadığından falan değil ama devlet ve millet, büyük bir sorunda beraber, omuz omuza yol yürümenin bir fotoğrafını ortaya koymuş oldu. O yüzden bu kampanyayı sanki sadece Türkiye'de var, dünyada yokmuş gibi lanse etmenin "Devletin falanca fonunda para kalmadı da ondan bunu yapıyorsunuz." tarzı eleştirilerin doğru olmadığı kanaatindeyim. Kaldı ki birçok Avrupa ülkesi de bu konuda benzer çalışmalar yaptı.
Bunun yanında, elimde resmî bir rapor var; devletimizin bu konuda ne kadar büyük mesafe aldığının en güzel göstergesi; Kişi başına düşen yoğun bakım ünitesine baktığımızda Amerika'nın 34 kişi, Almanya'nın 30 kişi, İtalya'nın 12, Fransa'nın 11 olduğu bu oranda Türkiye, bakın arkadaşlar, kişi başına düşen yoğun bakım ünitesi sayısında 40'la 1'inci. Yoğun bakım ünitesi sayısında Amerika'dan, Almanya'dan, Fransa'dan, İtalya'dan çok daha ileri bir yerdeyiz. Bunlar kıymetli veriler.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Çünkü yoğun bakımlar para kazandırıyor.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Anlayamadım Sayın Vekilim.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Yoğun bakımlar para kazandırıyor.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Rahatsız mısın bundan da?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Hayır.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Rahatsız olmayın, bir defa da "Bravo." deyin.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ticari faaliyet...
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir defa da "İyi yapmışsınız." deyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir defa da "Milletimizle beraber, omuz omuza, ne güzel." deyin. Bunlar yanlış şeyler değil. Ben bundan gurur duyuyorum. Bir AK PARTİ'li olarak değil, bu milletin bir ferdi olarak gurur duyuyorum, siz de duyun lütfen.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Keşke amacınız para olmasaydı, biz de gurur duyardık.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, devletimizin gücünden hiçbir endişemiz yok fakat hukukun üstünlüğü esastır. Bazen beğenmesek de bazen kızsak da hatta anlamada sıkıntı yaşasak da mevzuat önümüzde -hepimizin değiştirilmesi teklifiyle beraber söylüyorum- bir engel olabilir. Bakınız, Sayın Grup Başkan Vekilinin iyi niyetlerle söylemiş olduğu yaklaşımı önemsiyorum ama şu açıklamayı yapmak durumundayım: Millî Dayanışma Kampanyası, ihtiyaç sahiplerimize her bir ferdimizin destek olacağı, hangi süreçle ve usulle yardımların iletileceği de çok açık olan bir dayanışma örneği. Önümüzde 2860 sayılı bir Yasa var. Yasa özel, sadece yardım kampanyalarını düzenleyen bir yasa. Bu Yasa'nın 6'ncı maddesi, yetkili makamlardan izin almadan vakıf, dernek, belediye vesaire yardım iznini vermiyor. Bunları eleştirebiliriz "Belediye başkanları seçilmişse ilgili kontrollerle beraber bu kampanyaları yapabilir." diyebiliriz ama önümüzde -bir daha diyorum- bir kanun var ve bir maddesi var. Bu maddeye göre de AK PARTİ'li veya CHP'li veya başka partili hangi belediye izin almadan bu adımı atmışsa bakanlık da adım atmış, mevzuatın gereğini yapmış. Bireysel olarak şunu söyleyeyim: Hak etmeyenleri gündeme taşımak onları büyütmek demek aslında. O yüzden "aman ne iyi" demiyorum ama Sayın Grup Başkan Vekili, önümüzde bir mesele var, niyetiniz iyi olabilir, baş tacı ama diyorum ki bu meselenin teknik olarak halli gerekir. "El koymak." falan değil, yasal olmayan adımdan dolayı bir adım atmak söz konusu. O yüzden iyi niyetli olan yaklaşıma ilgililerin mutlaka cevap vereceğine...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen sözlerinizi Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Devamla) - ...bu konunun böyle siyasi polemikten, kavgadan, tartışmadan uzak olarak değerlendirileceğine ve en doğru kararın hukukun üstünlüğü prensibi gereğince verileceğine inanıyorum. Yoksa herkes yardım etmek istiyor, herkes istediği vakfa, istediği derneğe, istediği belediyeye bu işi yapmak istiyor; herkes bu sorunun bir tarafından destek olup, omuz verip çözülmesini istiyor. Bu mesele ortak meselemiz. Nasıl ki bu ortak meselede omuz omuza yürüyebiliyorsak benzer teknik konuların da çözümünde omuz omuza hareket edebiliriz.
Bu vesileyle, ben, devletimizin bu konuda aldığı kararların, attığı adımların ne kadar kıymetli olduğunu, bireysel olarak hepimizin yapacakları olduğunu, vatandaşlarımızın özellikle sosyal mesafe başta olmak üzere tüm uyarılara dikkat etmesi gerektiğini, sosyal medya tarzı farklı alanlardan değil, ilgili kurumlardan olan uyarıların ciddiye alınması gerektiğini tekrar ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)