| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 18.03.2020 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubu adına 196 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ilgili madde depremde mağdur olanlara kolaylık sağlamak amacıyla konmuş gözüküyor, bu açıdan problem yok gibi duruyor. Ancak konu depremden açılmışken bahsetmeden geçemeyeceğim. Bırakın devletin destek vermesini vatandaşlardan depremzedeler için toplanan bağışları da hazineye aktarıp başka işlere harcamaya ortam hazırlayan bir yönetimle karşı karşıyayız. Muhalefet üzerine gitmese bu bağışlar zaten bütçede eritilmişti. Devlet, vatandaşına dürüst olmalıdır, adil olmalıdır. Bağışlanan paraları depremzedelere harcamak yerine hazineye aktarmak dürüst ve adil devlete yakışmaz. Vatandaşın devlete olan güvenini yok edersiniz. Biliyoruz, devletin bütçesi çok sıkıntılı, her kuruşa ihtiyacı var ama o zaman ilk yapılacak iş, israf ve savurganlığa son vermektir. Maalesef, "İtibardan tasarruf olmaz." denilerek devlette müthiş savurganlıklar yapılıyor. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde olmayan makam arabaları saltanatı var. En çok da üzüldüğümüz konu bunların hepsinin gelecek nesillere, çocuklarımıza, torunlarımıza bıraktığımız borçlarla alınmış olması.
Ankara'yı yıllarca idare eden bir belediye başkanı, Ankara'da imarla oynayarak büyük rant yarattı, villa parsellerine 30 kat izin verdi, oluşan rant nereye gitti, hesabını bilemiyoruz. En azından ANKAPARK gibi bir ucubeye 750 milyon dolar harcadığını biliyoruz. Bugünün parasıyla 4 milyar TL'den fazla para çöp oldu. Tabii, Ankara yerel yönetimi israfta bunları yaparken, merkezî yönetimimiz de altında kalmıyor, onlar da başka savurganlıklarla rekorlar kırmaya devam ediyor. Fizibilitesiz şehir hastaneleri, pahalı elektrik santralleri, nükleer santraller, abartılı fiyatlarla yapılan köprüler, yollar, en sonda Kanal İstanbul'la gelecek nesillere ödeyemeyeceği borçlar çıkarılıyor.
Maalesef, bu Hükûmet "fizibilite" ve "planlama" kelimelerini unutturdu. Bence Rusya'dan aldığımız S-400'ler de ANKAPARK gibi büyük israfa aday olarak önümüzde duruyor. "Tehdidi bilmeden hava savunma silahı alınmaz, amacınız nedir?" diye bu kürsüden sorduk. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener bir grup konuşmasında ikaz etti "Uçakları NATO'dan, hava savunmayı rakip ülke olan Rusya'dan almak abestir." dedi, dinlemediniz, "Ne S-400 alalım ne de Patriot alalım, kendi mühendislerimizle, kendi firmalarımızla, ASELSAN'la, ROKETSAN'la, TAİ'yle geliştirelim." dedik, yandaş gazetelerde, savunmasız Türkiye istediğimizi iddia ettiniz. Öyle görünüyor ki tam 2,5 milyar doları heba ettiniz. "Savurganlıkta da en büyüğünü biz yaparız." diye övünebilirsiniz.
"Bütçede para yok." diye polislere, öğretmenlere, imamlara ve hemşirelere söz verdiğiniz 3600 ek göstergeyi vermediniz ama 4 milyar lirayı ANKAPARK'a vermekte hiç tereddüt etmediniz. "EYT'lilere para yok." diyorsunuz, 15 milyarı Ruslara hemen verdiniz hatta 25 milyar lirayı da Amerika'dan Patriot almak için vermeye hazır görünüyorsunuz. Kendi mühendisimizle yerli ve millî yapabileceğimiz projeleri yabancılara yaptırmayalım, kendi mühendislerimiz işsiz gezerken Rus mühendislere, Amerikalı mühendislere iş vermeyelim.
Şimdi, coronavirüs belası başımıza geldi. Her ülke mali ve finansal tedbirler açıklıyor, bugün de Cumhurbaşkanımız açıklama yapacak. Ekonomik hayat durdu, turizm bitti, esnafın dükkânı kapalı, çalışanlar işsiz; tarım ve imalatı zaten bitirdiniz, yurt dışına bağımlı hâle getirdiniz. Bütçe açığını kapatmak için bedelli askerlik, imar affı getirerek, mera arazileri gibi değerleri satarak biraz daha idare ettiniz. Onlar da yetmedi, Merkez Bankasının ihtiyat akçesini de son kuruşuna kadar alıp harcadınız. Umarım bu ortamda İşsizlik Fonu'na dokunmazsınız çünkü önümüzdeki dönem, işsizlik açısından, bu Fon'a ihtiyaç duyulacak bir dönem gibi görünüyor.
Hastanelerde temizlik ürünleri, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu yok; sağlık personeline verilecek maske, eldiven gibi en temel ihtiyaçlar piyasada bulunmuyor; hastalar gelse solunum destek cihazımız yetersiz. Sayın Bakan bu konularda hiç şeffaf değil, açıklamaları panik önlemeye yönelik; Diyanete söz geçiremedi, çaresiz, günü kurtarmaya çalışıyor.
Bu durumda, Allah sonumuzu hayır etsin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)