| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 11.03.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi partim ve şahsım adına saygıyla selamlarım.
Sıra sayısı 196 olan Teklif'in birinci bölümüyle ilgili görüşlerimizi paylaşacağız. Sayın Nilgün Ök ve 46 arkadaşı bu teklifi Komisyona sundular ve Komisyon raporunu, bugün, Genel Kurul olarak ele alıyoruz.
Baktığımızda, 6 bakanlığı ve 9 ayrı kurumu kapsayan bir teklif. İçişleri Bakanlığı, 10 madde; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 7 madde; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 5 madde; Kültür ve Turizm Bakanlığı 3 madde; Hazine ve Maliye Bakanlığı, 5 madde ve Millî Savunma Bakanlığı, 1 madde. Tabii, bunların bazıları gerçekten ilgi çekici. Mesela, İçişleri Bakanlığıyla ilgili maddelerin -ki 10 madde- esasında İçişleri Komisyonunda görüşülmesi lazım. Mesela, Millî Eğitim Komisyonunda görüşülmesi gereken, Semerkand Bilim ve Medeniyet Üniversitesinin adının İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi olarak değiştirilmesi...
Bu yasama döneminde, önce, biz geldiğimizde dediler ki: "Kanunların yüzde 45'i Plan ve Bütçe Komisyonundan geçer." ama iki yılda gördük ki bunların oranı yüzde 75'in üzerine çıktı. Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber çok şey değişti yani bu yürüyen kamyonun üzerine çok ağır yük vuruluyor ve artık bu gitmiyor çünkü kanun yapma kalitesi de o kadar dibe vurdu.
Sayın Nilgün Ök'e çok teşekkür ederim -cansiparane ve gerçekten iki yıllık dönem içerisinde- çok başarılı sunum yaptı. Ama bu, artık, kişilerle alakalı bir şey değil, sistemle alakalı. Sayın Başkan da, Lütfi Bey de bu konu gündeme geldiğinde, Grup Başkan Vekilleriyle görüşüldüğünü ve İç Tüzük'ün değişmesi gerektiğini söylediler ama iki yıldır bir şey yok. Artık şunu düşünüyoruz ki herhâlde parlamenter yapıya dönülmesi konusunda da AK PARTİ'nin böyle bir kanaati var, onun için İç Tüzük'te böyle bir değişiklik arzusu yok. O nedenle de bir şeyi değiştirmeden tekrar parlamenter sisteme dönüşü arzu ediyor diye düşünüyoruz çünkü bunun başka bir açıklaması yok, aksi takdirde... Bugün yasama ve yürütme Nasrettin Hoca'nın türbesine döndü, başka bir izahla mümkün değil. Ve bu sistem yüzünden kamu erki savruldu ve çalışamıyor. Öyle ki kamu kurumları bile, artık, devletin yıllarca oluşturduğu birikimleri harcamış durumda ve gerçekten kamunun kurumları işlerliğini yitirmiş durumda ve buradaki temel neden de kamu kurumları, yürütmenin ve siyasal iktidarın eksikliklerini tamamlama derdiyle tamamen dağılma durumunda. İşte, TÜİK'te görüyoruz, son rakamlara bakın, hem işsizlik artıyor hem ekonomi büyüyor. Bu, şu demek: Hızlı koşuyoruz ama yol da uzuyor, bunun başka bir izah tarzı yok, koşuyoruz ama yol da uzuyor.
Çok değerli arkadaşlar -geldiğimiz yer herhâlde- Skolastik bir zihniyete sıkıştık. Yani "Aristo yanılmaz, o zaman at yanılıyor."a geldik. Buradan hiç kimse çıkamadı. Türkiye'nin de bu sıkıntısını hep beraber aşmamız lazım ve burada gereğini yerine getirmek lazım.
Bakın, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildi ama onun dışında hiçbir işlem yapılmadı. İşte Sayın Elvan da burada, Komisyon da burada ve Grup Başkan Vekilleri de burada. Bu bizi ciddi anlamda aşağıya doğru çekiyor. Artık parlamenterlerin ve milletvekillerinin, grup yöneticilerinin gayreti işe yaramaz durumda çünkü kanun teklifi getiren arkadaşlarımız, bütün iyi niyetlerine rağmen, hatta mutabık kalınan değişiklikleri de gerçekleştiremiyorlar. "Evet, bu doğru, bunu bu şekilde yapalım." diyorlar, bir mutabakat sağlıyoruz. Grubu olan 5 parti mutabakat sağlıyor fakat bunu değiştirmeye güç yetmiyor; sistemsel bir tıkanma var, biz buna "yapısal tıkanma" diyoruz. Bugün Türkiye'nin savrulmasının temel nedenlerinden bir tanesi bu. Nasrettin Hoca'nın türbesine dönmüş bu sistemi acilen bize yakışan bir fotoğrafa çevirmek lazım.
Bu çerçevede, kanun teklifinin birinci bölümüyle ilgili birkaç noktaya vurgu yapmak istiyorum. Birincisi: Sayın Bakan -Enerji Bakan Yardımcısına da çok teşekkür ederiz- olağanüstü durumlarda elektrik ve doğal gaz faturalarının ertelenmesi ve gecikme zamlarının bütçeden karşılanmasına olumlu bakıyoruz ama burada gecikme zammına uygulanacak faizlerin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da öngörülen tavanı geçmeyeceği şeklinde bir taahhüt var ve bu taahhüdün de burada tutanaklara geçmesini istiyoruz, takipçisi olacağız, bu anlamda söylüyorum.
İkincisi: Bu, silah kullanımıyla ilgili madde geçti Komisyondan. Bayilere reklam yasağı geliyor, çeşitli yasaklamalar geliyor ama silah kullanana caydırıcı bir ceza gelmiyor. Dolayısıyla, eğer bu sistemle gidersek -bugün Emniyet mensupları yok galiba burada, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı burada mı, bilmiyorum. Daha önce Genel Müdür Yardımcısı buradaydı, şu an yok galiba- bu sistem merdiven altı silah üretimini teşvik edecek bir sistem. Kurumsal silah üretimini değil, merdiven altı silah üretimini teşvik edecek bir sistem.
Bu dernek üyelikleri konusundaki bir başka düzenlemeyi endişe verici bulduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bugün Sayın Mustafa Yeneroğlu'nun yaptığı açıklamayı çok dikkatle okumak lazım. Gerçekten sivil toplumu daha da kapatıcı ve kısıcı bir işlem. Eğer özgürlük alanlarını daha da daraltırsak nefes alamayan bir Türkiye'de yukarıya yönelik hiçbir ekonomik gelişme söz konusu olmaz.
Bir başka önemli madde, bu vazife ve harp malulleriyle ilgili. Biz, bu TSE'yle ilgili personel istihdamı maddesine olumlu bakıyoruz. Vazife ve harp malulleriyle ilgili maddede birkaç ortak metinde mutabık kalmıştık fakat bu sonra hayata geçmedi. Vazife ve harp malullerinin, malullük olayı ile malullüğün tescil edildiği zaman arasındaki geçen sürenin önemini belirttik ve malullüğün ilk olayın olduğu tarihten itibaren geçerli sayılmasını arzu ettik. İkincisi de malullükten sonra emeklilik hakkı için 5000 iş günü ve yirmi yıl söz konusu ediliyor; bu, malullük oranına göre farklılaştırılsın istiyoruz. Yani yüzde 10 malullüğü olan birisi ile yüzde 80 malullüğü olan bir arkadaşın ikisinden de yirmi yıl ve 5000 gün çalışma şartı aranıyor; bunun doğru olmadığını, dolayısıyla burada bir farklılaşma olması gerektiğini düşünüyoruz.
Bir başka önemli husus... Güncel olduğu için söylüyoruz. Bugün Plan ve Bütçe Komisyonu Sayın Başkanıyla bir araya geldik; talep ettik; sağ olsun, kendileri çok ilgi gösterdiler. Bir başka önemli husus, Türkiye'nin, bu corona virüsüyle ilgili özellikle ekonomik ve ticari hayatımızda adımlar atması gerekiyor. Gerçekten, bugün baktığımızda, dünya kamuoyunda da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük global tehdit olarak görülüyor ama Türkiye'de de mart ayı ve nisan ayı vergi ayları. Bu corona virüsünün ekonomik etkilerinin dünyada ilk çeyrekte -2020'nin ilk çeyreğinde- ama Türkiye'de, biraz, ilk çeyreğin sonu ile ikinci çeyrekte etkili olacağı kanaati hâkim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Tatlıoğlu.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) - Birincisi, vergi ödemelerinde bir ertelemenin, ikincisi, esnafın ve çiftçinin kredi ödemelerinde bir ertelemenin ve turizmde etkin bir alternatif çözüm bulmanın gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum ve son olarak da ihracatta ve lojistik sektöründe ciddi bir sıkıntı var. Yüklenmiş mallar sınırların bloke edilmesinden dolayı bekliyor ve gerçekten şu an itibarıyla bu işten olumsuz etkilenen en büyük sektör ihracat ve lojistik. Bu konularda yürütmenin hızla adım atması gerekiyor.
Hepinize saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)