| Konu: | Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın görüşülmekte olan 173 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 05.03.2020 |
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; sayın hatibi dinledik, birkaç şeye cevap verme ihtiyacı duyuyorum.
Şimdi, Parlamenterler Birliğinin yaptığı toplantıdan bir suç, gizli örgüt toplantısı gibi bahsetmeye gerek yok, bunun gündemi bellidir. AK PARTİ uzun yıllardır Hükûmette ve geriye dönük olarak görev yapmış olan milletvekillerimizi bir toplama ihtiyacı hasıl olmuştur. Hatta bizler de davetliydik, ben de şahsen davetliydim fakat o toplantıya icabet edemedim. Burada yapılan şey, geçmişte görev yapan milletvekillerimizle, bunların bir kısmı da Parlamenterler Birliği üyesidir, onlarla birlikte ve İstanbul'da mevcut olan milletvekillerimizle yapılan bir toplantıdır.
Şimdi, Türkiye büyük bir ülke, çok büyük bir olay yaşadık o gün, doğrudur. Fakat herhâlde hayat durmuyor, insanlar yemeye, içmeye, hayatına devam ediyor. Hatta cenaze evlerinde bile böyle oluyor, bizim âdetimizdir, cenaze evine bile yemek götürürsünüz. Hayatın temel ihtiyaçları, olağan gördüğünüz şeylere devam edersiniz ve mümkün olduğunca hayata, normale geçmeye gayret gösterirsiniz. O sebeple, buradaki toplantının başka bir amaçla yapılıyormuş gibi gösterilmesini şiddetle reddediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, gelelim dil meselesine. Tabii, ben söze itimat ediyorum fakat hep yanıldığımızı görüyorum. Bizim bugüne dair bir sözümüz vardı. Neydi? Dün burada elim şeyler yaşandı, bunlara dair meselelerimizi... Bugün yeni şeyler konuşacaktık, böyle anlaşmıştık fakat öyle olmadığını görüyorum. Dil konusunda bize bir ödev verme hâli var, ödev veriliyor, "Dilinizi düzeltin." Şimdi, bir defa, ben basit bir tavsiyede bulunacağım, ödev değil, tavsiye: Dün kendi Grup Başkan Vekilinizin yapmış olduğu konuşmayı lütfen yüksek sesle kendi kendinize bir kez okuyunuz, bir kez. Ya, doğrusu, bir kez okuyan insanlar, medeni insanlar böyle bir konuşmaya tahammül edemezler, tahammül edemezler.
OSMAN NURİ GÜLAÇAR (Van) - Alçakça!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bu, yetmiyor; bu, yetmiyor; kürsüye çıkılarak -ki sizin kendi arkadaşlarınızın da itirazına rağmen- bence âdeta bir komplo düzenleniyor. Bilerek "Meclisi gerelim." "Ha, bu yetmez, bu gerginliği dışarıya taşıyalım, topluma, dışarıya taşıyalım; kavga çıkaralım, çıngar çıkaralım."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - ''Cumhurbaşkanımız da bugün Rusya'ya giderken böyle bir gerilimli hava gösterelim.'' Ben bütün meselenin bu olduğunu düşünüyorum. Tabii, kendi iç hesaplarınızla ilgili başka şeyler de vardır, ondan da şüphem yok fakat burası ciddi bir mecra, bu mecra içerisinde bize ödev verenlerin önce kendilerine verdiğimiz ufak tavsiyelerimizi ciddiye almasını öneririm. Dil meselesini önemsiyoruz, Aynı meselenin sizin temel bir sorununuz olduğunu düşünüyorum. O sebeple bunların hepsinin altını çizerek size iade ediyorum.
Teşekkür ederim.