| Konu: | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 27.02.2020 |
MHP GRUBU ADINA HASAN KALYONCU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu vesileyle, İdlib'de kahpe saldırılar sonucu şehit olan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Aynı zamanda, mübarek Regaip Kandili'mizin Türk İslam âlemine hayırlar getirmesini diliyorum.
Tarihe baktığımızda, standartlaşma konusundaki çalışmaların 18'inci yüzyılda Avrupa'da başladığı söylense de aslında ilk düzenleme 15'inci yüzyılda Osmanlı'da görülmüştür. Çeşitli ürünler için standartlar geliştirilmiş, tüketicinin korunmasına yönelik tedbirler alınmıştır. Standardın bugünkü anlamında kullanıldığı ilk yazılı örneklerinden biri, dünya tarihine geçen, Sultan II. Bayezit'in Kanunnâme-i İhtisab-ı Bursa fermanıdır. Bu belgede, kalite, boyut, ambalaj gibi konularda standartlar tespit edilmiş, narh ve ceza hükümlerine yer verilmiş ve bugünkü sisteme benzeyen bir sistem kurulmuştur. Bu kanunname dünyanın ilk standart kanunu olarak bilinmektedir.
Tarihimizin önemli bir unsuru olan Ahi teşkilatı ve lonca yapılanması da üretimin, dağıtımın ve satışın standartlarını belirlemiş ve izlemiştir, tüketicinin haklarının korunmasını sağlamıştır.
Müzakere ettiğimiz bu teklif, piyasaya arz edilmesi hedeflenen, hizmete sunulan tüm ürünlerin güvenli ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olmasını sağlamak, piyasa gözetimi ve denetiminin esasları ile yetkili kuruluşların görevlerini ve iktisadi işletmeciler ile uygunluk değerlendirme kuruluşlarının yükümlülüklerini belirlemektir. AB ülkelerine yapılacak ihracat için zorunlu olmakla birlikte, AB üyesi olmayan ülkelere ihraç edilen, üretilen mallarda hedef ülkenin beklentilerinin gözetilmesi yanında Türk malı imajı korunmaktadır. Ancak iç piyasada ihraç fazlası olarak satışa sunulan ürünlerin bulunduğu gerçeğinden hareketle, hedef ülkenin AB üyesi olup olmadığını ayırt etmeden, tüketicinin ürün güvenliği konusunda korunması sağlanmalıdır. Yetkili kuruluş tarafından hazırlanacak teknik düzenlemelerin gerek bütün güvenlik kurallarını içerecek şekilde gerekse orantısız etki yaratmayacak şekilde hazırlanmasına, ilgili tüm tarafların görüşüne açılmasına ve uluslararası paydaşlara bildiriminin gerektiğine ilişkin olarak bakanlıklara yükümlülük getirilmektedir. Burada son kullanıcının hakları korunurken üretim ve ticaretin gereksiz yere kısıtlanacağı kurallar konulmamalıdır. Teklifle, teknik düzenlemesine uygun olmayan veya güvensiz olan bir ürünün sebep olduğu zarara ilişkin nihai kullanıcıların tazminat hakkı düzenlenmektedir. Bu kapsamda, bir ürünün bir kişi veya başka bir mala zarar vermesi durumunda imalatçı veya ithalatçısı bu zararı tazminle yükümlü tutulmaktadır. Buradaki müteselsil sorumluluğun çıkarılacak yönetmeliklerde son kullanıcıya yakın noktadan başlatılması yerinde olacaktır.
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz gibi, piyasaya güvenli ürün sunulmasının temel aşamalarından biri, ürünün tasarımı, üretimi aşamasında imalatçı tarafından yaptırılması gereken uygunluk değerlendirmesi işlemleridir. Bu işlem listesini test, belgelendirme ve işaretleme oluşturmaktadır. Düşük riskli ürünlerde bunu imalatçı kendisi yapabilirken yüksek riskli ürünlerde mutlaka üçüncü bir uygunluk değerlendirme kuruluşu tarafından yapılması zorunludur. Bu işaret sahteyse veya sahte olmamakla birlikte ürünün uygunluk değerlendirmesi iyi yapılmamış ise ürün uygunsuz şekilde üretilmiş olur ve vatandaş yanlış yönlendirilmiş olur. Eğer üründeki uygunsuzluk büyük ve güvensizlik boyutlarındaysa vatandaş ürünü kullanamayacağı gibi, canı veya malı da tehlikeye atılmış olur. Teklife göre uygunluk değerlendirme kuruluşları, yetkili kuruluşlara karşı her hâlükârda sorumlu olacaklardır. Bu kuruluşların yaptıkları uygunluk değerlendirmesini, bu kapsamda verdikleri belgeleri ve test raporlarında ürün mevzuatını esas almaları beklenmektedir. Dolayısıyla ürün mevzuatını yürüten ilgili bakanlığa karşı sorumlu tutulmalarıyla bu tür belgeler ve test raporundaki uygunsuzlukların önüne geçilmesi, ürünlerin daha güvenli ve mevzuata uygun üretilmesini sağlayabilecektir. Ayrıca, Türkiye'de yerleşik uygunluk değerlendirme kuruluşlarının akreditasyonunun kim tarafından yapılacağı da hükme bağlanmıştır.
Kıymetli milletvekilleri, özellikle ülkemizde piyasaya sunulacak olan veya piyasada bulundurulan ürünlerde risk değerlendirilmesi Ticaret Bakanlığı tarafından yapılmalı ve burada yapılacak listelemeye göre ithalata izin verilmelidir. Bakanlığın belirleyeceği riskli ürünler, ürün güvenliği ve yerel standartlara ya da muadil uluslararası standartlara uygunluğu açısından üretici ve ithalatçı tarafından belgelendirilmelidir. Bu belgelendirilme faaliyetlerinde millî kaynakların ülkemizde kalmasını temin etmek için, yerli belgelendirme kuruluşlarının özendirilmesi yerinde olacaktır. İthalat öncesinde imalatçı yerine geçen gerçek ya da tüzel kişi veya ithalatçı tarafından ürünün güvenli olduğunun ispatlanması ve bu ispat belgelerinin de Türkçe olarak yetkili kuruluş tarafından talep edilmesi durumunda ibraz edilmesi gereklidir. Ürünün güvenliğine ilişkin piyasadaki fiilî durum, ürünün teknik düzenlemesini izleyen kamu kurum ya da kuruluşları tarafından yürütülecek olan etkin bir piyasa gözetim ve denetimi çalışmalarıyla kontrol edilmelidir. Uygunsuzluk durumlarında son kullanıcıların korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve hatta ürünün geri çekilmesi dışında imalatçı veya ithalatçının aynı ürün grubunda piyasaya mal sürmesinin önüne geçilmesi de düşünülmelidir.
Sayın milletvekilleri, gerek nihai tüketim gerekse ara mal olarak ülkemize e-ticaret yoluyla giren ürünler açısından da aynı güvenlik ve teknik uygunluk şartları aranmalıdır. Bu noktada, gümrüklerde yapılması fiilen mümkün olmayan test, deney veya diğer ispatlayıcı çalışmalar imalatçı ya da ithalatçı tarafından yapılmalı ve gerektiğinde yetkili kuruluşa ibraz edilmelidir. Eğer ürün ülkemizden erişilen e-ticaret platformlarından son kullanıcıya sunulmaktaysa ilgili ürünün sayfasında gerekli ispatlayıcı belgelerin yayınlanması sağlanmalıdır. Ürün güvenliğine uygunsuzluk hâlinde tüketicinin uzak bir yerdeki sanal satıcı karşısında mağdur olmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Genel kanaatimizi burada ifade etmek istiyorum: Türk üreticisini ihracat yapmaya teşvik eden ve son kullanıcı olarak vatandaşlarımızın güvenli ürün tüketmesine ve kullandığı ürünün standartlara uygunluğunu temin eden ve özellikle ithal ürünlerdeki uygunsuzluklar karşısında koruyan her türlü uygulamaya ve düzenlemeye destek veriyoruz. Bu kanaatimiz ticaret hayatının sekteye uğramasına değil, vatandaşın korunmasına yöneliktir. Bu çerçevede, yerli değerlendirme kuruluşlarının saygınlığının yükseltilmesini ve gerektiğinde ihtiyaç duyulan laboratuvar ve diğer test ortamlarının devlet eliyle kurulmasını öneriyoruz.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)