GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Aziz milletin ve İslam âleminin mübarek üç aylarını tebrik ettiğine, İran'da meydana gelen, Van ili Başkale ilçesinde etkisi görülen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dilediğine, devletin ilk andan itibaren olaya müdahale ettiğine ve süreci takip ettiklerine, Hakk'ın rahmetine kavuşan 21'inci Dönem MHP Çankırı Milletvekili İrfan Keleş'e Allah'tan rahmet dilediklerine, Genel Kurulda görüşmelerine başlanacak olan Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'nin vatandaşları koruyucu, ihracatı artırıcı önemli düzenlemeleri içerdiğine ve verimli bir çalışma temenni ettiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:60
Tarih:25.02.2020

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, İslam âleminin heyecanla beklediği mübarek üç ayların başlangıç günü. Üç aylar, manevi huzur ve sükûnun kalplere indiği, bir anın bir asra bedel olduğu, ilahi rahmetin taştığı özel zamanlardır. Aziz milletimizin ve İslam âleminin mübarek üç aylarını tebrik ediyorum, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Şubatta İran'da meydana gelen depremde Van ilimiz de büyük oranda etkilendi; ne yazık ki 9 vatandaşımız hayatını kaybetti, 37 vatandaşımız da yaralandı. Devletimiz ilk andan itibaren büyük bir refleksle müdahale etti, bakanlarımız hâlen bölgedeler. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Süreci takip ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21'inci Dönem MHP Milletvekilimiz İrfan Keleş, biliyorsunuz, rahmetli oldular; kendilerine Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, 28 maddeden oluşan Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine başlıyoruz. Teklif, ürün sorumluluğu tazminatı getirilmesi, tağşiş yapılan ürünlerin ihracatı ile e-ticarete uygunsuz ve güvenilir olmayan ürünlerin satışına müeyyide uygulanması, izlenebilirlik ve geri çağırmanın zorunlu hâle getirilmesi gibi vatandaşlarımızı koruyucu, ihracatımızı artıracak önemli düzenlemeler içermekte.

Genel Kurul görüşmelerimizin polemikten uzak, gerilimden uzak, verimli bir şekilde devam etmesini temenni ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cevap hakkı bağlamında şunu söylemek isterim: Az önce Kıymetli Grup Başkan Vekilinin atanan bir büyükelçiyle ilgili yaptığı ithamlarını külliyen reddediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, bakınız, Türkiye bir hukuk devleti. Ülkücü şehidimiz Mustafa Erol'un katili deniyor, kişi bunu reddediyor, mahkeme bunu belgesiyle reddediyor ama buna rağmen ısrarla bir kara propagandayla beraber "katil" ifadesi kullanılıyor. Ne yapması lazım?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Mahkeme de yok Sayın Başkan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Mahkeme de yok. Kişi reddetmiş ama bir insanın farklı hesaplarla -ki sığ hesaplarla- ısrarla "Bu adam katildir." demesinin altında yatan hesabı, sebebi bugün herkes ifade etti, açıkladı. Ayrıca "Ermeni soykırımı teklifinde imzası var." deniyor. Teklife bakıyoruz, imzası yok. Aksine o dönemdeki çalışmalara bakıyoruz, sivil toplumla beraber o ülkede bu tasarının aleyhine konuşmalar yapmış, televizyonlara çıkmış, mitingler yapmış bir insan. Aleyhine olduğu teklifin sahibiymiş gibi yine bir kara propaganda var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, bu tarz samimiyetten uzak, belgesiz, bilgisiz yaklaşımları şık bulmuyoruz.

Ayrıca, Türkiye -eleştirseniz de eleştirmeseniz de- bir hukuk devleti. Bakınız, herhangi bir suç işleyen kişinin büyükelçi atanması imkânı olmaz. Teknik olarak olmaz. Kaldı ki Cumhurbaşkanımızın bu konuda ne kadar hassas olduğunu yakinen bilenlerdeniz. Yapılan tamamen bir kara propagandadır, Cumhur İttifakı'nda huzursuzluk oluşması talebinden başka bir şey değildir. Cumhur İttifakı, bu ülkenin âdeta birleştirici bir gücü olarak yoluna devam edecektir. Küçük, sinsi yaklaşımlara cevap vermeyi bile zül addediyoruz Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer mesele, yine cevap bağlamında söylemek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Israrla Osman Kavala davasından yola çıkarak çok farklı ithamlar dile getirilmekte. Bakınız, bir mahkeme beraat kararı verdiğinde alkışlayıp da bir başka mahkeme farklı karar verdiğinde yuhalamak, bir defa samimiyetten uzak bir yaklaşım. Eğer talimatla tutuklama varsa talimatla beraat de mi var diyeceğiz? Bu doğru bir yaklaşım olmaz. Bırakın, mahkemeler işini yapsın Sayın Başkan.

Osman Kavala'dan size bir kahraman çıkmaz. Osman Kavala'dan çıksa çıksa Soros'un piyonluğu çıkar Sayın Başkan. Mahkemenin ne dediğinin, ne demediğinin tartışması başka bir konu ama Gezi olayları daha dün gibi önümüzde. Gezi olaylarında gaz maskelerinin hangi vakıf, hangi dernek adıyla yurt dışından gelen paralarla alındığını tüm dünya biliyor, siz bilmiyorsanız "yazık" demek isterim.

Gezi'nin finansörü kimse bunun hesabını verecek. Kaldı ki teknik bir mesele var. Beraat kararı Gezi'nin beraati değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Beraat kararı, birkaç şahısla ilgili delillerin yetersizliği veya yasal olmayan yollardan delil elde edilmesinden kaynaklı bir meseledir. Gezi'nin beraati değil, Gezi'deki bir bölümün, birkaç şahsın meselesidir.

Onun dışında, Sayın Başkan, Kıymetli Grup Başkan Vekilinin çok uzatarak ifade ettiği "zehirli dil" vesair tarzı Genel Başkanımızla ilgili söylemlerini külliyen reddediyorum. Bu siyasi polemikler olur. Eğer zehirli dil ne demek diye bakmış olsak, bugünkü grup toplantısına baktığımızda çok daha ötesini görürüz.

Hakikatlerin öyle veya böyle bir üslupla dile getirilmesinden rahatsız olmamak gerekir. Kimin kiminle ittifak yaptığının, kimin gizli ittifak yapıp bugün gizli ittifaktan rahatsız olmaya başladıklarının tüm kamuoyu tarafından bilinmesinin mahcubiyetinden yola çıkarak "zehirli dil" denmesini doğru bulmuyoruz. Sayın Başkana da bu ifadenin yakışmadığını ifade etmek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.