| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2020 |
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 176 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere, Merkez Bankası, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kredi sınırlanmasına tabi olmayan işlemler kapsamında yer almaktadır. Bu teklifle artık Türkiye Varlık Fonu ve bunlara bağlı alt fonlar da kredi sınırlanmasına tabi olmayacaktır.
Peki, sayın milletvekilleri, bu ne anlama geliyor? Hâlihazırda zaten denetlenemeyen, paralel bir hazine mantığıyla ve kayınbaba-damat ikilisi olarak aile şirketi gibi yönetilen Varlık Fonuna sınırsız bir finansman yetkisi veriliyor. Bu fondaki kurumlar ve gelirleri rehin gösterilerek dış borç almak kolaylaştırılıyor.
Peki, sakıncaları neler? Mali disiplin iyice bozulacaktır. Varlık Fonunun finansal denetimi ve kontrolü tamamen imkânsız hâle gelecektir. Var olan ekonomik kriz daha da derinleşecektir yani hoş geldin Düyun-ı Umumiye.
AK PARTİ iktidarı neden bu düzenlemede ısrar ediyor? İktidarın, Kanal İstanbul gibi akla ziyan, hayalî projeleri hayata geçirebilmesi ve rant düzenini devam ettirebilmesi için Varlık Fonuna ihtiyacı vardı ve Varlık Fonunu kurdu ama Varlık Fonuna para dayanmıyor, krediler yetmiyor. Bu düzenlemeyle hem bankaların kredi verme limitleri zor da olsa artırılacak hem de bankaların yasal bir bahane sunması engellenecektir. Sonuç olarak ne olacak sayın milletvekilleri? İktidar, akla ziyan projelerini yapmaya devam edecek; şehir hastanelerinde, üçüncü köprüde, yeni havalimanında ve birçok projede olduğu gibi yap-işlet-devret yöntemiyle doğal kaynaklarımız ve milletimizin hakkı hukuku yandaşlara peşkeş çekilecektir. Aynen "Deli Dumrul" hikâyesinde olduğu gibi, milletimiz hiç kullanmadığı köprülere, yollara, hastanelere ve birçok yeni projeye yıllarca vergi ödemeye devam edecektir.
Değerli milletvekilleri, bugün milletimizin derdi çılgın projeler değil, her gün hızlı bir şekilde artan işsizliktir, milletimizin derdi hızla artan yoksulluktur. Vatandaşlarımız çaresizdir, içlerinde, eve ekmek götüremediği için tek çareyi intihar etmekte görenler vardır. Dün Cizre'de 4 çocuk babası vatandaşımız kendi canına kıydı, fark ettiniz mi sayın milletvekilleri? Hatay'da kendini yakan babayı gördünüz mü? Kendini kamyonuna asan babanın isyanını duydunuz mu? Mecliste intihara kalkışan kişinin derdini anladınız mı? İş bulamadığı için intihar eden 2 gencecik evladımızın isimlerini hatırlıyor musunuz sayın milletvekilleri? Evet, ülkeyi yönetenler bu manzarayı gördüklerinde üzülüyor ya da vicdanları sızlıyor mu? Sızlamıyor. Vicdanlar sızlasa her gün yoksulluktan intiharların yaşandığı bir ülkede Cumhurbaşkanı sarayının bahçesindeki inşaatlara 2 milyar 845 milyon lira, sarayların sadece bakım ve onarımına 610 milyon lira harcanmaz; milletini seven bir insan, vatandaşı açlıktan inim inim inlerken saraylarda yaşamaz, yeni saraylar yaptırmaz, milyonlarca lirayı şatafata harcamaz; bazı iktidar yöneticileri "Kimse açlıktan kendini yakmaz. Öyle olsaydı Afrika ülkelerinde insan kalmazdı." diye hadsiz cümleler kuramaz.
Değerli milletvekilleri, öğrencilerimiz aldıkları öğrenim kredilerini dahi ödeyemiyorlar; vatandaşlarımız doğal gazını açamıyor, elektrikten tasarruf ediyor, karanlıkta oturuyor; esnaf kan ağlıyor; memur ay sonunu getiremiyor; emeklilerimiz Allah'a emanet yaşıyor; gençlerimiz işsiz, esnafımız mutsuz, çocuklarımız umutsuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sayın Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Sunat.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - "Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır." diyen Hazreti Ömer'i örnek aldıklarını iddia edenlere sesleniyorum: Saraydan dışarı çıkın, zırhlı araçlarınızdan inin, halkın içine girin ve görün gerçekleri; bakın bakalım kenar Dicle'de koyun mu kalmış, bu topraklarda adalet mi kalmış.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)