| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 18.02.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ücretli öğretmenlik konusu gerçekten derinlemesine araştırılması gereken bir konu çünkü ücretli öğretmenlik meselesi hem gençlerimize yönelik açık bir sömürü sistemi hâline geldi hem de asal öğretmen atamasının önüne geçen bir sistem hâline geldi. Bakın, ücretli öğretmen olarak görevlendirdiklerinizin birçoğu eğitim fakültesi mezunu, içlerinde diğer fakülte mezunları da var, iki yıllık lisans mezunları da var ama öğretmenlik formasyonu olmayan ücretli öğretmenler de var. Türkiye genelinde 81 ilde 80 bin ücretli öğretmen görev yapıyor, bu ücretli öğretmenler asgari ücretin altında bir ücret alıyor. Emin olun, aldıkları ücret, o okula giderken ödedikleri ulaşım ya da yeme içme masraflarını bile karşılayan bir para değil. Şöyle: Ücretli öğretmene bir saat ek ders ücreti ödendiği zaman 16-16,5 TL falan yapıyor. Haftada on saat girse ne yapar? 160-170 lira yapar. Yirmi saat girse 320 lira yapar, otuz saat girse 500-600 lira yapar. Ay sonu itibarıyla, bazı ücretli öğretmenler girdiği ek derse göre 800 lira, 900 lira, 1.000 lira, 1.500 lira alırken birçoğu asgari ücreti bile bulmayan bu ücrete mahkûm hâle getirilmiş.
Değerli milletvekilleri, gençlerimizin iktidarınız tarafından nasıl bir yokluğa terk edildiğini hepinizin görmesi lazım. Düşünebiliyor musunuz, bu ülkede bir şirket sahibi, işletme sahibi asgari ücretin altında bir rakamla insan çalıştırsa şikâyet edildiğinde soruşturma açarsınız ama devlet kendi eliyle asgari ücretin altında ücretli öğretmen çalıştırıyor. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Ayrıca, tatil günlerinde ücretli öğretmenlere verilen ek ders ücreti kesiliyor; kar tatillerinde ve benzeri tatillerde verilen ücret de kesiliyor. Dolayısıyla bu ücretli öğretmenlik tam bir sömürü sistemi hâline geldi.
Aslında, işin şu tarafı da var: Ücretli öğretmen olabilmek için bile, maalesef, torpil gerekir hâle geldi yani gençlerimizi 1.000 liraya, 1500 liraya muhtaç hâle getirdiniz. Bu ayıp size yeter.
Değerli milletvekilleri, tabii, öğretmenlik meselesi Türkiye'nin gelecek meselesi olduğu için son derece önemli ama size bir türlü bunu anlatamadık. Ücretli öğretmenlik var, sözleşmeli öğretmenlik var, bir de PICTES öğretmenliği var -proje kapsamında Suriyelilere yönelik hizmet ifa eden, bu proje kapsamında çalışan- onların, PICTES öğretmenlerinin ücreti de dört yılda 200 TL civarında artmış.
Öğretmenleri bölük pörçük hâle getirdiniz. Sözleşmeli öğretmenlik modeli AK PARTİ'nin ortaya çıkardığı bir uygulama şekli olmuştur. 2011 yılında tüm sözleşmeliler kadroya geçirildi; seçim sathımailinde, mecburen ama 2011 yılından sonra, aynı hızla, ücretli öğretmenliğe, ücretli memurluğa ve belediyelerde 5393 sayılı Yasa'yla ücretli personel çalıştırmaya devam ettiniz. Bütün sözleşmeliler, öğretmenler, memurlar, belediyede çalışan sözleşmeliler şu anda feryat figan ediyor; duymuyorsunuz, duymuyorsunuz.
Sözleşmelilik sistemini de siz bölük pörçük hâle getirdiniz. Bazıları süresiz sözleşmeliyken bazı sözleşmeliler 3+1'e tabi hâle getirildi. Değerli milletvekilleri, bu sistem, çalışma hayatını âdeta parçalı hâle getirdi, parça parça etti. Dolayısıyla, bu sistemle çalışma hayatından, eğitimden, öğretmenlerimizden ve memurlarımızdan arzu ettiğiniz verimi alabilmemiz mümkün görünmüyor. Düşünün, öğretmenler odasına giriyorsunuz, bir yanda sözleşmeli öğretmenler, bir yanda kadrolu öğretmenler, diğer yanda ücretli öğretmenler; parçalı bulutlu bir yapı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Aynı öğretmenler odasında, farklı haklara ya da haksızlıklara tabi bir öğretmen kitlesi. Aynı durum adliyelerde var, aynı durum Tarım Bakanlığında var, aynı durum belediyelerde var. Böyle bir sistemle Türkiye'yi, çalışma hayatını ileriye götürebilmemizin mümkün olmadığını hepinizin görmesi lazım çünkü siz kendi evlatlarımız arasına dahi hukuki ayrıcalıklar soktunuz, hukuksuzlukları soktunuz. Hâlbuki Anayasa'nın 10'uncu maddesi, kanunların bütün insanlarımıza eşit uygulanacağına dairdir. Siz, çalışma hayatındaki bu "eşitlik" kavramını bile yerle yeksan ettiniz. Dolayısıyla, ümit ediyorum, iktidarın bu konuda aklı başına bir an önce gelir ve ücretli öğretmenlik, sözleşmeli öğretmenlik ve benzeri bu ayrımlar tamamen kaldırılır diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)