GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:51
Tarih:04.02.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Türk milletinin İdlib konusunda olan bitenler hakkında birçok sorulara cevap beklentisi var. Sayın Erdoğan, Rusların sahadaki mevcut hamlelerine meşruiyet sağlayan Soçi Mutabakatı'ndan vaz mı geçti? Vazgeçtiyse bütün dünyayı karşısına aldığı bir dönemde bunu nasıl anlatacak?

Değerli arkadaşlar, Tel Abyad'ın batısından Resulayn'ın doğusuna kadar yaklaşık 150 kilometrelik bir güzergâh üzerinden 30 kilometre civarında bir derinlik sağlayarak bir güvenli bölge oluşturulmuştu ancak Trump'un "tweet"iyle Barış Pınarı ne yazık ki kurumaya bırakıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri Putin ve Trump'ın engellemeleri nedeniyle hedefe ulaşamadan harekâtı bırakmak zorunda kaldı. Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiminin Barış Pınarı Harekâtı'yla oluşturulduğunu iddia ettiği güvenli bölgenin güneyinden geçen M4 kara yolunun denetimi bize bırakılmadı. M4 kara yolu YPG'nin stratejik kara yoludur. Bu gerçek Türk milletinden gizlendi yani YPG Barış Pınarı Harekâtı'yla izole edilemedi. Hâlen, Suriye Demokratik Güçleri Suriye'nin petrol ve doğal gaz üretiminin yüzde 80'ini ve bu bölgedeki 20 petrol kuyusundan 11'ini kontrol ediyor. Üzülerek söylüyorum, Barış Pınarı Harekâtı, YPG'nin ne en önemli ikmal yollarına ne gelir üretme kaynaklarına ulaşımını engelleyemedi.

Sayın milletvekilleri, Fırat Kalkanı Harekâtı'na bakalım. Amerika, harekâtta kullandığımız ÖSO'nun Suriye savaşındaki çok önemli yerleşim alanı olan Menbiç'e ulaşmasına engel oldu çünkü Menbiç, Fırat'ın doğusu ile Fırat'ın batısındaki YPG'lilerin silah ve eleman bağlantıları için çok önemliydi. Zeytin Dalı Harekâtı'nda AKP yönetimi stratejik hedeflerinin hiçbirisine ulaşamadı. YPG'nin Suriye sınırının batısında Akdeniz'e yakın bir coğrafyada yerleşmesini engelledik ama Putin'in engellemesiyle stratejik Tel Rıfat ilçesini alamadık. YPG/PKK Zeytin Dalı Harekâtı'yla Afrin'i terk ettiler ama Tel Rıfat çevresine çekilerek burada hâkimiyet kurdular. Böylece YPG unsurları Menbiç ve Kobani bölgesinde lojistik destek alışverişine devam ettiler. Tel Rıfat'taki varlıklarıyla Azez ve Türk Silahlı Kuvvetleri denetimindeki diğer bölgelere istedikleri zaman taciz ateşi açma imkânına kavuştular. İşte, İdlib'de Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getiren olaylar zinciri böyle başladı. İdlib, muhaliflerin bölgede bizim desteğimizle barındığı son alan. Bizim yeni oyun kurabilmemiz, eksik kalanlarını tamamlamamız için son stratejik manevra alanımız.

Değerli arkadaşlar, kapalı oturum yapılmadığı için, milletten gizli olduğundan değil ama şu anda sahada mücadele eden Türk ordusunun moralini düşünerek konuşmamın bazı bölümlerini şimdilik çıkardığımı ifade etmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, Sayın Erdoğan'ın ve Hükûmetinin güvenilirliği ne yazık ki şu anda yerlerde sürünüyor. Soçi'de M5 kara yolunu kontrol altına alırız dedik, almadık ya da alamadık. Almamız gerekiyorsa Soçi Anlaşması'nı niye imzaladık? "Gözetleme kulelerimiz Suriye askerleri tarafından sarıldı, Rusya'ya haber verdik." diyorsunuz, doğrudur ama onlar "Vermediniz." diyorlar. Neye dayanarak? Sonuçta savaşı kazananların hukuku yapacaklarını bildikler için.

Arkadaşlar, hamaset zamanı geçti, F-16'larımızın sorti yapmalarını Rus uçakları engelliyor. Aldığımız duyumlara göre, o, almakla çok övündüğünüz S-400 füzeleri Türk uçaklarına kilitlenmiş durumda. Siz, hareket hâlindeki konvoyumuzu, Ruslar koordinat vermezse Esad kuvvetlerinin vurabileceğini düşünüyor musunuz?

Sayın milletvekilleri, içinde bulunduğumuz duruma bakalım: Toplam borç yükü muazzam, millet fakirleşmiş, 17'nci büyük ekonomiden 19'a düşmüşüz, işsizlik felaket boyutlarda; Suriyeliler bizim topraklarımıza sürülmüş, gönderilmişler; Avrupa Birliği karşımızda, İran karşımızda; doğrusu, şu anda Katar bile yanımızda değil Filistin'le beraber. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı da Girit'i gözlem altına alıp oraya kuvvet kaydırıyor. Ne için? Yunanistan da işi kaşımaya başladı Türkiye zayıf düştü diye, iyi olan tek şey yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Sayın Başkanım, sözümü bitireyim.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Çıray.

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Esasen memleketin, bugün 8 şehit verdiğimiz ve rahmetle andığımız bu kadar büyük meselesinin bu kadar alelacele, dakikalara sıkıştırılmış bir şekilde konuşulması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesinin, milletin iradesinin buraya yansımasının da ne kadar eksik olduğunu gösteriyor.

Malumunuz, Libya politikası da yolunda gitmiyor, iyi olan tek şey yok ancak bir kere akıl uçtu mu ara ki mantığı bulasın. Sayın Erdoğan'ın son Ukrayna gezisi böyle bir mantık kaybını işaret ediyor, hele Ukrayna'da "Kırım'ın yasa dışı ilhakını tanımıyoruz." sözünden sonra nur topu gibi yeni bir cephemiz olmak üzere, Rus cephesi.

Bu arada, Amerika ve içerideki yandaşları da Türkiye, Rusya ilişkilerini koparsın diye Tayyip Bey'i pohpohluyor, o kadar ki "Cihatçı milisler Suriye ordusuna saldırdığı sürece onları terörist kabul etmeyeceğiz." diyorlar. Tam bu esnada bize tuzak kurulduğu teranelerini işliyoruz. Tuzak dışarıda değil, içeride arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım Sayın Milletvekili.

AYTUN ÇIRAY (Devamla) - O nedenle yıkılırken yıkmak yerine, hepimiz yüksek sesle telaffuz etmedikçe, sorunların adını koymadıkça Türkiye'de yaşayacağımız sorunların ve ne yazık ki vereceğimiz şehitlerin sayısı artacak. Hiçbir şeyin tedbirini gerektiği anda, gerektiği şekilde ve ölçüde alamayan, bu beceriyi gösteremeyen bir siyasetçiler topluluğu oldu; bu, sürdürülemez bir şey. Kendi siyaset erbabının önce bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyor. Sonuç itibarıyla, İdlib, son on yıldır süren ve derinleştirilen bir antidiplomasinin son ağır darbelerinden birisidir ve uyarıyoruz, eğer bu siyasetten vazgeçmezseniz sonun başlangıcıdır.

Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)