GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:49
Tarih:29.01.2020

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum.

Sayın milletvekilleri, coğrafi bilgi sistemleri sanki bu torba yasanın ambalajı niteliğinde ama onun altında 10 önemli yasada değişiklik içeriyor.

Elâzığ ve Malatya depremindeki kayıplarımızı rahmetle anıyorum, Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum ve milletçe başımız sağ olsun, geçmiş olsun. Ben dilerdim ki böyle bir deprem felaketinden sonra Türkiye'de bu kanun gündeme gelmesin, önemli tedbirler alınsın.

Bir hatibin konuşması sırasında şöyle bir ifadeye tanık oldum: "Bundan sonra deprem konusunu siyasetüstü ele alalım ve bu konu üzerine eğilelim." Çok yanlış, doğru bulmadığım bir ifade çünkü deprem tam da siyasetin konusudur, siyasetin sorumluluğudur; siyaseti, devlet kurumlarını, Hükûmeti ve Parlamentoyu bu tür felaketlerden arındırma bahanesi olur bu tür konuşmalar. Onun için, siyaset kurumu sorumluluğunu takınmak zorundadır.

Ne demek istiyorum? Sayın Soylu geçen günkü konuşmasında "İstanbul'da 7,5 şiddetinde deprem bekliyoruz." dedi. Onu da "imtihan" diyerek, "kader" diyerek mi geçiştirmeliyiz, yoksa siyaset kurumu, Hükûmeti idare eden siyasetçiler sorumluluğunu takınmak zorunda mı? Tam da sorumludur. Siyaset, Kanal İstanbul'a para harcamak ile can kurtarma arasında -İstanbul'da ölmesi muhtemel kayıplarımız yüz binlerceyle ifade edildiğine göre- bir tercihte bulunmalı yani "Yüz binlerce canı mı kurtarmalıyım, bunun için tedbir mi almalıyım, yoksa Kanal İstanbul'u mu yapmalıyım?" İşte söylemek istediğim, siyasetçiler "kader" diyerek, "imtihan" diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Hangisi yapılmalıdır? Şu yasa yerine, o ölmesi muhtemel yüz binlerce can için hemen bugünden itibaren tedbir mi aramaya başlamalıyız, yoksa Kanal İstanbul, Ahlat'ta saray ve Kıyı Kanunu'nu delmekle mi meşgul olmalıyız?

Hükûmetin en iyi yaptığı uygulama, kentsel dönüşümü İmar Kanunu'na koymaktır. Ben yıllarca belediyecilik yaptım. 1580 sayılı Yasa 1930 tarihinde yürürlüğe girmişti, altmış yıl Türkiye'yi idare etti, hem de çok iyi bir şekilde yönetti. Yine, 1957 tarihli 6785 sayılı İmar Kanunu yirmi sekiz yıl idare etti. 1985 tarihli 3194 sayılı İmar Kanunu yirmi yılın üzerinde Türkiye'yi idare etti. Ama bugün baktığımızda, sürekli değişen imar yasaları, imar afları ve şimdi de bu kanunda görüyoruz, hemen ruhsatsız binaları yıkalım. İmar affını çıkardık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Subaşı, tamamlayın lütfen.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Şimdi, değerli milletvekilleri, biz sorumluluğumuzu takınmak zorundayız ve hiç zaman kaybetmeden gerekli önlemleri almak zorundayız.

Bakın, hükûmetler ve belediyeler, eylemlerini, yasalarını ve uygulamalarını doğru sıralamaya göre, halkın ihtiyaçlarına göre yaparlar. Bu sıralamayı atlarlarsa, halkın ihtiyaçlarına göre yapmazlarsa böyle kayıplar vermeye mahkûm oluruz.

Profesör Naci Görür şunu demişti: "Depremler öldürmez, depremler verimli ovaların ortaya çıkmasına neden olur, kaynak sularının akmasına neden olur. Kötü siyaset ve siyasetçi ölümlere neden olur." Bugün Türkiye'de siyaset, sorumluluğunu takınmalı ve acilen, çok acil tedbir almaya koyulmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Hemen bitiriyorum, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Evet, sözlerinizi bağlayın lütfen Sayın Subaşı, buyurun.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Yine, yer bilimleri profesörü Cenk Yaltırak "Bütün Türkiye'nin yer bilimleri projesini yapmamız gerekir." dediğinde şunu söylediler sayın hocaya: "Kaynağı nereden buluruz?" Hoca şu cevabı verdi: "İstanbul'a bir sezon lale ekmeyin, ben Türkiye'nin bütün yer bilimleri projesini bu para karşılığında yaparım."

Söylemek istediğim: Hükûmetler ve belediyeler halkın ihtiyacına göre, doğru sıralama yapmak zorundadır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)