| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 29.01.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Elâzığ depreminde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Yüce Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Tabii, yaralı olmayan vatandaşlarımıza, depremin psikolojik ağırlığını yaşayan bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi ifade etmek istiyorum. 1998 Adana depremini bizzat yaşamış, bunun maddi, manevi ağırlığını yaşamış bir insan olarak... Depremde yaralanmasanız bile, hayat kaybı olmasa bile gerçekten vatandaşlarımız büyük ızdırap yaşıyorlar; evlerinden uzakta, dışarıda, o kötü hava şartlarında yaşamak zorunda kalıyorlar. Deprem gerçekten çok büyük bir felaket. Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, devletimizin bu felakete hazırlıklı olması gerekir. Tabii, bu, siyasi saiklerle yapacağımız bir değerlendirme değil ama Türkiye'nin, yüzde 90 itibarıyla her bölgemizin "deprem bölgesi" olarak kabul edildiğini düşündüğümüz zaman, deprem Türkiye'nin öncelikli meselesidir ve bu meseleyi ele alması gereken kurum iktidardır. Tabii, bunları söylemek "provokatörlük yapmak" olarak falan değerlendiriliyor ama sormayalım mı şimdi, "deprem vergisi" adı altında toplanan vergiyle -ki miktarı 67,5 milyar TL'yi buldu- deprem adına hangi çalışmayı yaptınız? Dün bir gazetede Kahramanmaraş Türkoğlu Belediye Başkanının -ki AK PARTİ'lidir- röportajını okudum: "Üç yıl önce fay hattı üzerindeki evlerin taşınmasıyla ilgili bir raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderdik, üç yıldır cevap yok." diyor, ki bu AK PARTİ'li belediye başkanı; "Üç yıldır Çevre ve Şehircilik Bakanlığından cevap gelmedi." diyor. Yani, deprem olmasını beklemeden tedbir almak lazım, devlet yönetmek budur, devlet yönetmek planlı hareket etmektir; böyle, el yordamıyla, kafamıza o gün gelen bir projeyi hayata geçirmek için bütün imkânlarımızı seferber etmek falan devlet yönetmek değildir. Devlet yönetmek Türkiye'de bir deprem gerçeğini görüp bunun tedbirini asgariden alabilmektir. "Asgariden" diyorum çünkü asgariden bir tedbirin olmadığını görüyoruz. Uzmanları seyrediyoruz, dinliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın Sayın Koncuk.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - "Bu evler yapılırken deprem şartnamesine uygun davranılsaydı Elâzığ depreminde hiçbir ev yıkılmazdı." diyor uzmanlar. Sormayalım mı? Peki, kim deprem şartnamesine uygun olmayan evlerin yapılmasına müsaade etti? Hesabını kim soracak; bunca canın, bunca yaralının, bunca ızdırabın hesabını kim soracak? Sormayalım mı? Dolayısıyla iktidarın Türkiye'nin deprem tehditleri altında bir ülke olduğunu görerek tedbirleri alması gerekir. Bütün imkânlarımızı, bakın bütün imkânlarımızı depreme uygun yerleşim alanları yapmak adına kullanmamız lazım. Yarın Manisa'da olabilir, Sındırgı'nın adı geçiyor, Kahramanmaraş'ın adı geçiyor. Yani yarın olduktan sonra ah vah etmenin bir âlemi yok, "devlet yanınızda" demenin âlemi yok. Devlet şunu demeli... "Devlet deprem olmadan önce vatandaşın yanında." diyebilmeliyiz. "Bunu diyebilen, devlet yönetmede beceriklidir." deriz biz de ama maalesef hiçbir tedbirin olmadığını üzülerek görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım, bir cümle daha...
BAŞKAN - Buyurun bağlayın lütfen.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Hiçbir tedbirin olmadığını görüyoruz. Devletin birinci görevi hayatı korumaktır, hayatı. Eğer devlet hayatı korumaktan uzak bir tavır içerisindeyse o, anladığımız anlamda kâmil devlet değildir, bizi temsil eden bir devlet değildir. Onun için, ben Elâzığ depreminin -elbette üzücü, sarsıcı bir olay, bir felaket- ders olmasını... 17 bin vatandaşımızın ölümü ders olmadı ama belki Elâzığ depremi bir ders olur, inşallah ders olur ve tedbir alınır diyorum.
Dün Adana'dan Belediye Evleri Mahallesi'nden bir vatandaş aradı, diyor ki: "1998 depreminde benim evim orta hasarlıydı. Allah muhafaza bir deprem daha olsa benim evim dayanır mı dayanmaz mı Sayın Vekilim?" Şimdi ben ne cevap vereceğim bu vatandaşa? Bu, devletin görevidir. Dolayısıyla geçmişte deprem yaşamış bütün şehirlerimizdeki orta hasarlı, hasarlı, az hasarlı evlerimizin yeniden değerlendirilmesi gerekir. Hükûmetin bu konuda mutlaka ciddi bir planlama yapmasını bekliyoruz.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)