GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki'nin 155 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yaptığı operasyonların terör örgütlerine yönelik olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:21.12.2019

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şunu ifade etmek gerekir: Suriye'de pek çok ülke var, orada bir iç savaş var, oradaki iç savaşın çıkmasından Türkiye Cumhuriyeti devletini sorumlu tutmak kabul edilecek bir şey değildir; ne insafa ne izana sığar. Zaten bunun toplum nezdinde de bir karşılığı yok, onu belirtmek isterim. Biz kaçan insanlara kapılarımızı açtık. Orada iç savaş çıktıktan sonra Türkiye bu durumla karşı karşıya kaldı ve ortaya çıkan terör örgütlerine karşı kendi sınırlarını, kendi toprağını, kendi vatandaşını korumak üzere oraya müdahalelerde bulundu.

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Doğru değil.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, şunu da ifade etmek isterim: Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türklerle beraber Kürtler de yaşıyor, diğer etnik unsurda insanlar da var, vatandaşlarımız da var; hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin kıymetli birer üyesi, birer vatandaşı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Muş, buyurun.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yaptığı operasyonlar, oradaki Kürtlere yönelik değil, orada ortaya çıkan terör örgütlerine yöneliktir, bunun altını çizmek gerekir. Bizim, civar ülkelerde, komşularımızda yaşayan hiçbir etnik kökenli insana karşı hasmane bir tutumumuz asla olmamıştır, Kürtlere karşı da asla böyle bir şey olamaz. Oradaki mücadelemiz -başından beri de defalarca burada ifade ettik- orada ortaya çıkan terör örgütlerine yöneliktir, Kürtlere yönelik asla değildir çünkü Kürtler bizim ülkemizin asli unsurları.

Bir de "Bu El Kaide, IŞİD artıklarıyla iş tutuyorsunuz." gibi bir şey söyleniyor kürsüde. Şimdi, bakın, DEAŞ'a -adına "DEAŞ" deyin, "IŞİD" deyin, ne derseniz deyin- en büyük darbeyi vuran Türkiye Cumhuriyeti devletidir. DEAŞ ve IŞİD, PYD ve PKK için kullanışlı, elverişli bir enstrümandı. Neden bir enstrümandı? Kendilerine bir meşruiyet alanı oluşturuyorlardı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - "Biz PKK, DEAŞ'la mücadele ediyoruz," işte, "Biz, bu kafa kesen örgütle mücadele ediyoruz." diye kendilerine meşru bir alan oluşturuyorlardı.

Şimdi, DEAŞ ve oradaki diğer terör örgütleri Türkiye Cumhuriyeti tarafından bertaraf edilip, bunlara çok ağır bir darbe vurulup minimize edilince diğer terör örgütlerinin meşruiyet kaynağı ortadan kalkıyor, kendilerine sağladıkları meşruiyet kaynağı ortadan kalkıyor. Tabii, bu birilerini acıtabiliyor; bunun farkındayız.

Türk Hava Yollarının -böyle bir eleştiriyi ilk defa duydum- yurt dışına bu kadar sefer yapmasından mutluluk duymak gerekir. Türk Hava Yolları hem bu işten para kazanıyor hem oradaki ticaret hacmimizi geliştiriyor hem de oradaki ülkelerle ilişkilerimizi geliştiriyor. Ben, buradan neden bir rahatsızlık duyulduğunu anlayamadım. İç seferlerle alakalı olan problem de şudur değerli arkadaşlar: Türk Hava Yollarının satın almış olduğu uçaklarda çıkan teknik arızalardan dolayı -bu, Türk Hava yolları kaynaklı değil; bütün dünyada bu var- o uçaklar kullanılamıyor; ondan kaynaklı bir problem var. Yoksa Türk Hava Yollarının bu kadar fazla noktaya uçması... Air France'dan tutun da pek çok hava yolu şirketinin pazarını almıştır, bu da takdir edilmesi gereken bir şeydir diye düşünüyorum.