GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:18.12.2019

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bütçe kanunun 11'inci maddesi üzerine aleyhte söz almış bulunuyorum. Konuşmamın başında ülkemizin gündeminde olan Doğa Koleji sorununa birkaç cümleyle değinmek istiyorum. Bakanlık, daha önceki açıklamalarında öğrencileri başka okullara nakletmekle soruna çözüm getireceğini düşünmektedir. Nakil, öğrencinin zaten hakkıdır. Öğrencileri nakletmek, Bakanlığın olaydaki sorumluluğunu yok etmez. Daha önce Özel Okullar Yönetmeliği'nde yer alan teminat maddesini bu Bakanlık kaldırmıştır. Teminatı kaldıran Bakanlık, gerektiğinde eğitimin sürdürülmesini sağlayacağını zımnen kabul etmiştir. Velilerin tek isteği, parasını ödedikleri 2019-2020 öğretim yılının bu okullarda tamamlanmasının sağlanmasıdır. Ama maalesef sorun çözülmedikçe aylardır maaş alamayan öğretmenler ayrılmakta; okulun ısınma, elektrik gibi altyapı ödemeleri karşılanamaz duruma gelmekte, kısacası eğitimin sürdürülmesi gittikçe zorlaşmaktadır. Öğrenciler açısından ciddi moral bozukluklarına sebep olmaktadır. Liselere ve üniversitelere giriş sınavına hazırlanan gençlerimize yazık değil mi? Sayın Bakanımızın, en kısa zamanda makul bir çözüm bulacağına inanmak istiyoruz.

Gelelim bütçe yasasına, 11'inci madde, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan kaynak aktarılacak projeleri anlatıyor. Millî Savunma Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğüne tedarik edilecek güvenlikle ilgili mal ve malzemeler sayılmış, bunlarda bir problem yok ama başka kalemler de bu kaynaktan ödenecekmiş; bunlar neler diye bakarsak: Orman Genel Müdürlüğü helikopter alımları, Enerji Bakanlığı petrol ve doğal gaz boru hatları güvenlik sistemi, AFAD afet sonrası görüntü işleme sistemi, TÜBİTAK rüzgâr tüneli yapımı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü sertifikasyon işleri.

Değerli milletvekilleri, neredeyse her önemli proje, bu kaynaktan desteklenecekmiş; Millî Savunma Bakanlığı dışında 6 bakanlık daha bu kaynağı kullanacakmış. O zaman biz neden bakanlıklara ayrı bütçe yapıyoruz? Savunma Sanayii Destekleme Fonu'nun amacının savunma sanayisi olması lazım. Yukarıdaki talepler, bu fonu, para bulamadığımız projelere kaynak aktarmanın yolu olarak gördüğümüzün bir kanıtı. Aynen kamu bankalarının sermaye artırımını İşsizlik Fonu'ndan karşıladığımız gibi. Adı "İşsizlik Fonu" ama işçiye giden kısmı çok az.

Dün akşam bu konuşma bildirimini aldığımda ekonomi profesörü bir arkadaşımla yemekteydim. Arkadaşıma dedim ki: "Tam dört ayak üstüne düştüm. Ekonomi profesörü olarak bütçe kanunuyla ilgili neler söylememi istersin?" Arkadaşım şu yanıtı verdi: "Bütçe o kadar gayriciddi ki üzerinde yorum yapmaya değmez." 11'inci maddedeki ifadeler de maalesef bu arkadaşımın görüşlerini doğruluyor.

İki aydır Meclis Bütçe Komisyonu ve Genel Kurulu bütçe üzerinde çalışıyor ama bakıyorsunuz, her bakanlık, yüzde 10 civarında bütçe artırımıyla yola devam ediyor. Hiç konuşmasaydık, bütçeyi reddetseydik de olacağı buydu. Çok önem kazandığını iddia ettiğiniz Meclis, iki ay neredeyse boşuna çalışmış oldu. Vatandaş, bu bütçeden maalesef olumlu bir beklenti, bir umut içinde değil. Vatandaş, kendi derdinde; barınma, aş, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor, her gün borçlarını nasıl ödeyeceğini düşünüyor hatta pes edip intihar edenler de oluyor.

Konu savunma sanayisi olunca Tank Paletten bahsetmeden olmaz. Konunun esasının 50 milyon dolarlık yatırım olmadığını herkes öğrendi. 50 milyon dolar, Boğaz'da bir yalı fiyatı ama benim gündeme getireceğim husus, işin parasal yönü değil. Devirden önce bu fabrikada çalışan personel, Tank Palet personeli Silahlı Kuvvetler mensubuydu, ordumuzun bir parçasıydı. Onlar da aynı ordunun mensubu olarak gerektiğinde dağa çıkıp araçların bakımını, tamirini orada yapıyorlardı, bir nevi askerdiler. Firmaya devredilince artık onlar olmayacak, yabancı ortaklı bir firmanın elemanı olacaklar. Bu çalışanlar artık Mehmetçik'le dağ bayır dolaşıp ortak karavanadan yemek yemeyecekler. Bu durumun yaratacağı zafiyetin parasal değeri yoktur.

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye henüz savaştan çıkmış genç bir devlet iken kısıtlı imkânlarımıza rağmen savunma sanayisine önem vermiştir. Atatürk'ün mirasının bekçileri olarak savunma sanayimize ve ilgili fona önem veriyoruz. Bu fonun savunma sanayisinden başka amaçlarla kullanılmamasını diliyor, Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)