GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:18.12.2019

MHP GRUBU ADINA ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin "Aktarma, ekleme, devir ve iptal işlemleri" başlıklı 6'ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, bizleri izleyen aziz Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Madde genel olarak incelendiğinde "Aktarma, ekleme, devir ve iptal işlemleri" başlığı altında bu kanunla verilen ödeneklerin etkin ve verimli olarak kullanılması amaçlanmış. Bu itibarla, ortaya çıkabilecek ihtiyaç fazlası ödeneklerin öncelikli hizmetlerde kullanılmasını sağlamak amacıyla, diğer kamu idarelerinin ihtiyacını karşılamak üzere devredilmesi konusunda kamu idareleri arasında aktarma miktarlarını, şeklini ve yetki kullanımlarını tarif etmektedir.

Kıymetli milletvekilleri, kaynakların etkin ve verimli olarak kullanılmasıyla kamu maliyesi alanında gerçekleşen sıkı mali disiplin uygulamaları, ekonominin istikrara kavuşmasında ve sürdürülebilir bir makroekonomik dengenin varlığı açısından değerlendirildiğinde, küresel, spekülatif atakların bertaraf edilmesi açısından kıymetli bir enstrüman olmaktadır.

Kamu harcamalarındaki etkinlik artışı ekonomik istikrarın olmazsa olmazı kabul edildiğinden, bütçe disiplinine katkısı, göründüğünden daha geniş etkiler yaratmaktadır.

Kamu idareleri için hazırlanan bütçenin kullanılacağı dönem içerisinde ortaya çıkabilecek fazlalık veya tasarruf edilen miktarların bir başka kamu idaresinin ödenek ihtiyacı için kullanılmasını temin etmek, bu ödeneklerin öncelikli hizmetlerin karşılanabilmesinde, kullanılmasını sağlamak ve bunu etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmek, aynı zamanda hizmet verimliliğini de artıracaktır. Verimlilik artınca millî gelirin artması, beraberinde yatırımların ve tasarrufların artması da beklenmelidir.

Gelir artışının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan talep artışı, yatırımcıların belirsizliklerden korunmasına da katkı sağlayacaktır. Nihai olarak döviz kurlarındaki spekülatif ataklarda azalan millî gelirin tekrar yükselmesi yatırımcıların performansına bağlı olduğundan, mali disiplinle oluşan makroekonomik dengenin önemi daha da artmaktadır.

Değerli milletvekilleri, ödeneklerin bir kısmında fonksiyonel bir ayrım gözetmeksizin ödenek aktarımlarının yapılması, kamu hizmetlerinin kesintiye uğramadan, gecikme ve aksamalara meydan vermeden yürütülmesinde stratejik bir aşama olarak kabul edilmelidir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin etkinliği, ekonomideki istikrarın en önemli ayağını oluşturmaktadır. Hülasa, özetleyecek olursak madde madde anlatılan aktarma, ekleme, devir işlemleri kamu kaynaklarının etkin, verimli ve fonksiyonel olarak kullanılmasını açıklamaktadır. Bu durum, etkin ve verimli bir yönetim anlayışı olan Cumhurbaşkanlığı hükûmet modelinin de bir yansıması olarak görülmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelecek hafta bugün, 25 Aralıkta, Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 98'inci yılını kutlayacağız. 100'üncü yılını da inşallah Cumhurbaşkanlığının himayelerinde iki yıl sonra kutlayacağız. Kendi cephanesini ve silahını yapan Gaziantepli, cephane bitince mavzer sesi çıkaran "tak-takı"ları yapmıştır, Fransızlara mavzer sesi çıkararak korku salmıştır. Dünya tarihinin en büyük savunma savaşlarından birini yaşayan Gaziantep ve Gaziantepliler savunma sanayisini ve değerini en iyi bilen insanların memleketidir. Bu nedenle, savunma sanayisinde dışa bağımlılığın azaltılması, yerli ve millî teknolojinin envanterde yerini alması çabaları, içtenlikle desteklediğimiz gelişmelerdir. Bilinmelidir ki, yüzde 100 yerli ve millî savunma sanayisi vazgeçemeyeceğimiz millî hedeflerimizdendir. Her geçen gün, savunma sanayisinde gurur duyduğumuz spesifik gelişmelere şahit olmaktayız.

Türkiye'deki savunma sanayisinde faaliyet gösteren firmalara bakıldığında ağırlıklı olarak İstanbul, Kocaeli ve büyük çoğunluğunun da Ankara'da yer aldığı açıkça görülmektedir. Gaziantep, gelişmiş sanayi altyapısı, kalifiye eleman kapasitesiyle savunma sanayimizin ürün yapabilecek kabiliyete sahip en gözde şehri konumundadır. Zira bunun en bariz göstergesi olarak yeni oluşturulan 127 bin metrekare alanda kurulacak organize sanayi bölgesi savunma sanayisi özel bölgesi için arazi tahsisi yapılmıştır.

Sayın milletvekilleri, savunma sanayisinin farklı ürün ve altyapı gücüne sahip olan şehirlerin arzulanan inovasyon hedefini kolaylaştıracağı düşünülmektedir. Yeniden vurgulamakta yarar gördüğüm konu ise Gaziantep'in geleneksel ihracat altyapısı ile savunma sanayisinin kesişmesi sonucu ortaya çıkabilecek yüksek inovasyon kapasitesidir. Savunma sanayisinde çözüm ortağı olmaya hazır olan Gaziantep sanayisinin bu potansiyeli mutlaka dikkate alınmalı ve geleneksel sanayi ürün ihracatından ileri teknoloji ihracatına geçmek için Gaziantep'in sanayicisinin çabaları desteklenmelidir. Savunma sanayisine üretim yapan ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN gibi vakıf şirketleri ile ilimiz savunma sanayisine yönelik ortak bir şirket ve üretim planlaması yapılmalıdır. Tahsis edilen arazide savunma sanayisinin gelişimi amacıyla mühendislik ve danışmanlık merkezi oluşturulmalıdır. ASELSAN'ın deneyim ve bilgi birikimlerinden faydalanılarak ilimize, savunma sanayisinin eğitimli eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla ASELSAN mesleki ve teknik Anadolu lisesi mutlaka kurulmalıdır. Başta Gaziantep'teki kamu bürokrasisi yöneticileri olmak üzere yerel yönetim, sanayici, müteşebbis, odalar ve esnaf birlikleri savunma sanayisine ve başarısına odaklanmıştır. Herkes bu millî konu için elini taşın altına koymaya hazırdır. Şehrimizin inandığı bu çok değerli motivasyon kıymetli bir takdiri hak etmektedir.

Kıymetli milletvekilleri, bir diğer konumuz ise Gaziantep'te uygulanan teşviklerdir. Ülkemizde Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi temelinde 6 bölge tespit edilerek teşvik politikaları farklılaştırılmıştır. Gelişmişlik Endeksi'nin komşu illere göre daha yüksek olması sebebiyle Gaziantep 3'üncü bölge teşviklerinden yararlanır hâle gelmiştir. 2011 yılında illerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi verileri sonucunda oluşan bu sıralama, 2013 yılından itibaren artarak devam eden nüfusun yaklaşık yüzde 24'ünü oluşturan Suriyeli sığınmacıların Gaziantep'te yarattığı sosyoekonomik değişim şehrimizin iktisadi dengesini olumsuz etkilemiştir. Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi hesaplanırken ilin demografik özellikleri, nüfus yoğunluğu ve net göç hızı önemli göstergelerdir. 2011 yılındaki nüfus durumu ile 2019 yılındaki durum arasında olağanüstü farklar bulunmaktadır. Bu göstergelerden 2019 yılı itibarıyla Suriyeli sığınmacıların nüfus ve istihdam oranı içindeki payı ve kayıt dışı istihdam sorunları dikkate alındığında bu konuda 2011 yılındaki koşulların çoktan aşılmış olduğu açıkça gözükmektedir.

Sayın milletvekilleri, bu örnekleri çoğaltabileceğimiz 61 gösterge kullanılarak yapılan Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi ve buna bağlı olarak hazırlanan 6 farklı teşvik bölgesinin 2019 yılı itibarıyla Gaziantep için geçerliliği tartışmalı hâle gelmiştir. Dolayısıyla Suriyeli sığınmacının varlığını da dikkate alarak Gaziantep'in teşvik bölgeleri sıralaması dışında istisna teşviklere ihtiyacı olduğu inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Aynı problemleri yaşayan komşu illerin farklı değerlendirilmeleri ve daha geniş kapsamda teşviklerden yararlanmasına rağmen sosyoekonomik gelişmişliği nedeniyle âdeta cezalandırılan Gaziantep'in varlığının Türkiye açısından bir kayıp olduğu kabul edilmelidir. Teşvik sistemi, ileride olanı geriye düşürmek için değil ileride olanın mevcut durumunun devam ettirilebilmesi için kullanılmalıdır. Bu kapsamda Gaziantep'teki işletmelerin ve iş insanlarının taleplerini dikkate alarak istisnai bir teşvik paketinin hazırlanmasına şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır.

Sayın milletvekilleri, başta Gaziantep olmak üzere Türkiye'nin birçok il ve ilçesinde yaklaşık 200 bin kişinin ekmek kapısı olan Antep fıstığı, tarımsal ürün destekleme programının dışında bırakılmıştır. Üreticiler ve bu alanda faaliyet gösteren işletmeler ekonomik açıdan zorluklar yaşamaktadır. Sektörün başlıca meseleleri arasında yer alan kayıt dışılık, fiyat istikrarsızlığı, üretim ve pazarlamada yaşanan teknik sorunlar Antep fıstığının geleceği açısından büyük sorun teşkil etmektedir. Bu sebeple fındıkta olduğu gibi dekar başına 160 TL alan bazlı gelir desteğini veya kilo başına 2 TL ürün desteğini hak etmektedir. Kaldı ki ürüne prim desteği neticesinde kayıt dışılığın ortadan kalkmasıyla devletimiz, yaptığı harcamaların karşılığını stopaj ve BAĞ-KUR primleri üzerinden fazlasıyla alabilmektedir. Birçok ürüne devlet teşvik vermektedir. Türkiye'nin bir markası hâline gelen Antep fıstığına teşviğin verilmemesi sektörün sorunlarını çözümsüz bırakmakta ve Türk ekonomisine de büyük zararlar vermektedir.

Gaziantep gibi "gazi" olan Gazi Meclisimizi saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)