GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:36
Tarih:17.12.2019

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, gecenin ilerleyen bu vaktinde ben size Adana'yla ilgili birtakım bilgiler vermek istiyorum germeden. Hepinizin bildiği gibi, TEMSA diye bir kuruluş var; Adana'da faaliyet gösteren, elli bir yıldır otomotiv sektöründe olan, Türkiye'nin medarıiftiharı bir kuruluş TEMSA. Bu TEMSA 30 Haziran 2018 tarihinde el değiştirdi. Sabancı ailesindeydi, Enver ve Rukiye Ünver'in kurduğu İsviçre merkezli True Value Capital Partners diye bir fona satıldı. Bu TEMSA otobüsleri yüzde 100 Türk mühendisleri tarafından tasarlanmış otobüslerdir, yüzde 100. Hani az önce Sayın Fuat Oktay "İlk arabayı yakında piyasaya süreceğiz." filan dedi de aslında otobüsümüzü piyasaya sürdük TEMSA vasıtasıyla. TEMSA Avrupa ve Amerika'daki çalışmalarıyla çok ciddi isim yapmış bir şirket. Yılda 4 bin otobüs ve midibüs, 7.500 hafif kamyon olmak üzere tek vardiyada yılda 11.500 araç üretiyor ve ürettiğinin yüzde 80'ini ihraç ediyor. Nereye? Fransa, Almanya, İngiltere, Avusturya, İtalya, İsveç, Litvanya, Benelüks gibi 66 ülkeye, Türk Cumhuriyetleri de bu ülkelerin içerisinde. Kendi segmentinde Avrupa'da ilk 8'in içinde, Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk 4'te yer alıyor. Elektrikli üretimde, otobüs üretiminde kendi muadillerinin teknolojik bakımdan önüne geçmiş TEMSA, Adana'da, Türkiye'de.

Değerli milletvekilleri, daha on beş gün önce TEMSA'nın CEO'su Aslan Uzun hedeflerini şöyle ortaya koyuyor, on beş gün önce, diyor ki: "Beş yılda en az 5 kat daha büyüyeceğiz. 2020'de yüzde 30'un üzerinde büyüme planlıyoruz. Türkiye'de pazar lideri biziz, Türkiye yollarında gezen her 3 otobüsten 1'i TEMSA'ya ait. On yıl sonra sadece Türkiye'de değil, Amerika'da da üretim yapacağız. Hem ciroda -bu cümle önemli- hem adette hedeflerimizi tutturuyoruz." Şimdi, on beş gün önce TEMSA'nın CEO'su bunları söylerken on beş gün sonra bu TEMSA batıyor. Söylentilere göre, duyduklarımızdan hareketle söylüyorum, bir resmî bilgi falan veren de yok, geçen Sanayi Bakanımız Sayın Mustafa Varank'a sordum ama tek bir cümle cevap vermedi, onun için basından aldığımız bilgilerle burada TEMSA'nın içinde bulunduğu ödeme güçlüğünü öğreniyoruz, bir bankadan aldığı krediyi bankanın öne çekmesi sebebiyle. Hangi banka? Bu krediyi öne çekme sebebi nedir? Acaba dünya piyasasında, işte, Amerika'da ilk 4'te, Avrupa'da ilk 8'de olan bir Türk kuruluşunun rekabet dolayısıyla birtakım eller tarafından batırılması mı söz konusu? Adana tabiriyle bir üçkâğıt mı var, onu da bilmiyoruz. Bir üçkâğıt mı var, bunları bilmiyoruz. Ve Hükûmetimizden bu konuda bir bilgi yok ve 1.500 kişi çalışıyor. Yan sanayi eklemeleriyle binlerce insan Adana'da TEMSA'dan ekmek yiyor. Aslında TEMSA, ürettiği değerle sadece Adana'nın medarıiftiharı değil Türkiye'nin medarıiftiharı.

Değerli milletvekilleri, bir tartışma söz konusu olsun diye söylemeyeceğim ama Simit Sarayına 500 milyon vererek ortak oluyorsunuz, Ziraat Bankası olarak. TEMSA gibi bir dünya devi olmuş bir şirketi kurtarmak adına ben, Hükûmetin ne yapacağını doğrusu merak ediyorum. Bu bilgileri özellikle burada verdim ki bir yerlerde sizin de kullanmanız gerekebilir, yani bu hepimizin değeri, Türkiye'nin değeri ve binlerce insan buradan ekmek yiyor. Ve basının da -enterasandır- bu TEMSA konusuna Simit Sarayı kadar dikkat etmediğini, haber bile yapmadığını da görüyorum. Değerli milletvekilleri bu, hepimizi ilgilendiren bir durumdur, onun sahibinin kim olduğu bizi ilgilendirmiyor, o batmış, çıkmış önemli değil ama TEMSA'yı kurtarmak bizim için millî bir görev olarak görülmelidir diye düşünüyorum. Bu bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.

Değerli milletvekilleri, bugünlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu görev yapıyor. Bugün TÜİK, Komisyona bir rakam sunmuş, hafif iş kolu için 1.940 lira, orta iş kolu için 2.086 TL, ağır iş kolu içinse 2.331 TL asgari ücret önermiş. TÜİK'e göre, ağır statüde çalışan bir işçinin geçim maliyeti sadece yüzde 5,4 artmış, sadece 5,4. Hâlbuki hedeflenen enflasyon bile 2019 yılı sonu itibarıyla yüzde 12. Bu TÜİK talimatlara göre hareket eden bir kuruluş hâline geldi maalesef. Yani artık bu TÜİK'in rakamlarının vatandaşların, halkın, memurun, işçinin, çalışanın durumunu anlatmadığını sizler de biliyorsunuz, herkes biliyor; çok çirkin. Bu kadar önemli bir faaliyet gösteren bir kuruluşun böyle gayriciddi rakamlarla... Efendim, geçim maliyeti yüzde 5,4 artmış. Bu nasıl bir yaklaşım ya? Bu hesabı sen nerede yaptın? Nerede yaptın bu hesabı? Utanmaları gerek.

Dolayısıyla, geçen sene aynı TÜİK yüzde 37,4 artış öngörmüştü. Ne değişti? Oradaki görevliler değişti, yetkililer değişti. Birilerinin adamı geldi TÜİK'in başına, o insanların istediği rakamları ortaya çıkarmaktan zerre geri adım atmıyor TÜİK, ne istiyorlarsa o rakamlar çıkıyor.

Bakın, şimdi ben size TÜRKİYE KAMU-SEN'in son açıkladığı kasım ayı geçim endekslerini vereceğim, TÜRKİYE KAMU-SEN yıllardır bu çalışmayı yapar: Çalışan tek kişinin açlık sınırı 2.625 lira 90 kuruş, tek kişinin açlık sınırı, tek başına yaşıyorsa bir insan. Çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı -açlık ve yoksulluk sınırları farklı terimlerdir- 3.388 lira 32 kuruş. 4 kişilik bir ailenin sadece gıda ve barınma harcamaları ortalama 2.503 lira 94 kuruş, 4 kişilik bir ailenin sadece aylık gıda harcaması 1.504 lira 65 kuruş.

Değerli milletvekilleri, şimdi, her sene âdeta tombala çeker gibi asgari ücret tespiti yapıyoruz. Böyle bir tespit olmaz, bunun bir kuralının olması lazım; iki yıllık, üç yıllık, dört yıllık, beş yıllık, on yıllık hedefler ortaya koymamız lazım. Mesela, 4 kişilik bir ailenin asgari geçim haddi 7 bin TL şu anda, 7 bin TL. Bir hedef ortaya koyması lazım Hükûmetin yani yıllar içerisinde -ben hemen bu sene yapın demiyorum- Türkiye'de asgari ücreti asgari geçim sınırına ulaştıracağım diyebilmeniz lazım. Böyle bir hedef var mı? Hayır. Sadece yaptığınız şudur, Sayın Fuat Oktay da geçen burada konuşmasında memur zamlarıyla ilgili filan rakamları verdi "Yüzde 400 artırdık." filan, bunlar meseleyi çözmez. Yani enflasyon oranında zam sıfır zam demektir, sıfır zam.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha...

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Yani siz her yıl çalışanların, asgari ücretlinin zammını sadece enflasyonla paralel yürütüyorsanız siz sıfır zam yapıyorsunuz demektir. O zaman bu ülkede büyüme rakamları ne işe yarıyor? Övünüyorsunuz ya büyüme rakamlarıyla, ne işe yarıyor? Ne yapmak lazım? Çalışanlara, asgari ücretli dâhil, işçi dâhil, memur dâhil refah payı vermeniz lazım, büyüme oranlarından faydalanmasını sağlamanız lazım ki eğer o büyüme vatandaşın cebine yansımıyorsa bu büyümenin vatandaş için, millet için bir anlamı olmadığı çok açıktır. Onun için bu konuyu çok geniş anlatabilirim ama tabii, zaman çok yetersiz. Onun için üç yıllık, beş yıllık, on yıllık planlar konsun.

TÜRK-İŞ'ten de çok fazla bir şey bekleyemiyorum, çünkü sendikacılık eylem yapma özelliğini kaybetti Türkiye'de, eylem yapma özelliğini kaybetti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım, son cümleyi bağlamak adına...

BAŞKAN - Buyurun, bağlayın sözünüzü.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sendikacılık önemli faaliyet ama sendikacılığın fonksiyonu maalesef ortadan kalktı çünkü ne kadar demokrasi o kadar sendikal mücadeledir. Öyle bir ortam yok maalesef. Dolayısıyla burada, zaten o Asgari Ücret Tespit Komisyonunda çoğunluk Hükûmet yanlısı, işveren yanlısı olduğu için TÜRK-İŞ o komisyonda hangi rakamı ortaya koyarsa koysun eylem gücünü sahaya yansıtmadığı sürece bir şey alabilmesi mümkün değil. Yani dediğiniz olacak. Ama istirham ediyorum: Bu ülkede aklı başında insanların, maliyecilerin, efendim, para politikalarını takip eden insanların bir hedef ortaya koyması lazım yoksa asgari ücretin sonucunu her yıl böyle tombaladan ne çıkacak şeklinde bekler dururuz, vatandaşın da refahını artırmamız mümkün olmaz diyorum.

Hepinize saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)