| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 15.12.2019 |
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığımız ve Dışişleri Bakanlığımızın 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi hakkında şahsım adına lehte söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi, aziz ve asil milletimizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturunun ne denli önemli olduğunu eğitim konusunu ele aldığımızda daha net görebiliyoruz. Türk devlet sisteminin özünü oluşturan bu kavram, yönetim anlayışımızdan uzaklaştığı sürece sosyal hayatımızda ve bireylerin kendi iç dünyalarında sıkıntılar başlamaktadır. Yüce Yaradan kainattaki her şeyi insanın emrine vermiştir. İnsan eşrefimahluktur. Eğer yönetim sistemlerinizi, işinizi, gücünüzü, ailenizi, kendi iç dünyanızı insan ve insani değerler üzerine kuramazsanız sıkıntı başlar, denge bozulur ve bu dengeyi bir daha yeniden kurmak da çok zor olabilir. Bu sebeple "insana yatırım" diye tabir edilen şey -benim de anladığım şekliyle- insanın fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyolojik olarak gelişimi, güçlenmesi; ilim ve irfanının artırılması süreçlerini ifade etmektedir. Bu unsurları geliştiren kişiler birey olarak mutlu ve huzurlu olacaklardır. Toplum içerisinde de pozitif katkılarıyla toplumun gelişmesine katkıda bulunacaklardır. İşte, tam bu noktada eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır. İnsanın mutlu olduğu, insanın güçlü olduğu yerde kurumlar ve dolayısıyla devlet de güçlü olacaktır.
Ülkemizde eğitime verilen önem oldukça yüksek seviyededir. 20 milyonu aşkın öğrencisi, 1 milyonun üzerindeki öğretmen ve eğitim çalışanı ve 40 milyonun üzerinde velisiyle neredeyse tüm nüfusumuz eğitimin paydaşıdır. Bu kadar büyük bir sistemin yönetilmesi diğer kurumlara göre daha zor ve daha meşakkatlidir, önemi de aşikârdır. Bu önemin farkında olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğindeki AK PARTİ iktidarları döneminde bütçenin en yüksek payı bu yıl -Sağlık Bakanlığı hariç- hep eğitime ayrılmıştır.
Sekiz yıllık ilköğretim zorunluluğu kaldırılarak 4+4+4 eğitim sistemi hayata geçirilmiştir. Her ile üniversite açılarak yükseköğrenim yaygınlaştırılmış ve ulaşılabilir olmuştur.
Yine, fiziki imkânlarda büyük gelişmeler sağlanmış, teknoloji okullarımıza girmiştir. Derslik problemi bitirilmiş, 600 binin üzerinde ek atamayla öğretmen açığı kapatılmıştır.
Yine, bu süreçte öğretmenlerimizin ücretlerindeki reel artışlar, öğretmenlerimizin yüzünü güldürmüştür. Artık öğretmenlerimiz kendilerini geliştirecek, teknolojiyi ve mesleğin gereklerini yerine getirebilecek ekonomik güce kavuşmuşlardır.
Velilerimiz ise artık hayatlarının akışını, zaman ve mekân tercihlerini çocuklarının eğitimine göre yapmaktadır. Çocuğunun eğitimi için yaşadığı şehri değiştiren, gün içerisinde işini gücünü çocuğunun eğitimine göre ayarlayan fedakâr veli profili oldukça yaygındır.
Öğrencilerimiz ise pırıl pırıl zekâlarıyla gözümüzün bebeği ve umudumuzun adıdır. Yavrularımızın akademik seviyeleri oldukça yüksektir. Problem olarak gördüğüm yabancı dil eğitimi ile millî ve manevi değerlerimizin daha etkin verilebildiği bir müfredat yavrularımızı daha etkin kılacaktır. Uluslararası arenada ayağı yere daha sağlam basan, kendini ve temsil ettiği medeniyeti bilen, akademik bilgiyle donatılmış, lisan problemi olmayan nesiller daha rekabetçi ve rakiplerimizden daha üstün olacaklardır. 2023, 2053 ve 2071 hedefleri varılacak bir menzil ve Kızılelma olarak yavrularımızın önündedir.
"Eğitimde problem var." diye ortaya koyduğumuz bir ön yargının peşinde sürükleniyoruz; bunu çok doğru bulmuyorum. Eğitimde geldiğimiz noktayı, velilerimizin, öğretmenlerimizin, yavrularımızın ve devletimizin yaptıklarını bir kenara itip böyle bir ön yargının esiri olmak en çok eğitim camiamıza ve yavrularımıza zarar vermektedir. Sistemin tamamını değil problem olan kısımlarını ele alıp gerekli düzenlemeleri yapmamız daha akıllıca ve verimli olacaktır.
Eğitim güçlü olursa ekonomimiz güçlü olur, demokrasimiz ve kurumlar güçlenir, büyük ve güçlü Türkiye'nin kapıları ardına kadar açılır. Yani hep deriz ya "Eğitim şart."
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Dışişleri Bakanlığımızın gayretleriyle insan merkezli yaklaşımlarımız dış politikada da tüm dünyaya örnek olmaktadır.
Sözde Ermeni soykırımıyla milletimize kara bir leke çalmaya çalışanlar boşa uğraşıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.
HASAN ÇİLEZ (Devamla) - Arşivler orada; bilim adamları gelsin, gerçekler ortaya çıksın diyoruz, kaçıyorlar.
Bu siyasi kararlar bizi doğru bildiğimiz yoldan asla alıkoyamaz. Aziz ve asil Türk milleti, Orta Asya'dan başlayan tarihteki şanlı yürüyüşünde milletler tarihinde alnında kara lekesi olmayan tek millettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yüzyıllarca Viyana'dan Hazar'a, Kırım'dan Yemen'e ve Kuzey Afrika'ya kadar 22 milyon kilometrekarede ve bugün de bu topraklarda, 64 değişik ülkenin var olduğu bu coğrafyada kimsenin diline, dinine, örfüne, âdetine karışmadan hür ve huzurlu yaşamasını tesis etmiş bir ecdadın evlatlarıyız. Bugün de Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtları bölgesinde barış pınarları çağlatılmış, yurtta ve sınırlarımız ötesinde barış akıtılmıştır, sözde kurulacak terör devleti hayalleri bitirilmiştir. Akdeniz'de ise milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin hakkı müthiş dış politika hamleleriyle korunmuştur. Bu hamleleri yapan kahramanları yürekten kutluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.
HASAN ÇİLEZ (Devamla) - Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemimizin 2'nci, AK PARTİ hükûmetlerinin 18'incisi olan 2020 yılı merkezî yönetim bütçemizin devletimize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)