| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 13.12.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Uygur Özerk Bölgesi'nde Çin yönetiminin soydaşlarımıza uyguladığı mezalimi kınıyor ve bu kürsüden lanetliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 2003-2019 yılları arasında büyüme performansı dalgalı bir seyir izledi. Bununla birlikte büyüme rakamları yüzde 9,4 ila eksi 4,7 arasında dalgalı bir seyir izledi. Türkiye'nin doksan yıllık dönemde büyüme ortalaması yıllık yaklaşık yüzde 4,6 seviyesindedir, 2008 yılından sonra eski seriye göre yüzde 3,3'e kadar düştüğü görülmektedir. Bugün ise, 2019 sonu itibarıyla, şu an için yüzde 0,9; hedeflenen rakam yüzde 1 ve 1'in bir miktar üzerindeki bir rakamdır.
2002 yılında gayrisafi yurt içi hasıla büyüklüğüyle dünya sıralamasında 17'nci sırada bulunan ekonomimiz, 2014 yılına kadar olumlu bir performans sergileyerek 16'ncılığa yükselmiş fakat bu durumu koruyamayarak 2017 yılında tekrar 17'nci sıraya gerilemiştir. 2018 yılında 18'inci sıraya düşen Türkiye ekonomisinin, 2019 yılı sonunda, IMF tarafından tahmin edilen büyüme oranları dikkate alındığında, 19'uncu veya 20'nci sıraya yerleşeceği öngörülmektedir. Ekonomimizin 2023 hedefini "ilk 10" olarak planladınız ama görünen o ki, bırakın ilk 10 hedefini tutturmayı, bizim bu gidişle, ilk 20'de değil, onun da altına düşeceğimiz görülmektedir.
(Uğultular)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, salonda uğultu var, duyamıyoruz sayın hatibi, bir uyarırsanız.
BAŞKAN - Bedri Bey, bir dakika...
Arkadaşlar, çok ses geliyor, konuşmak isteyenler kulise çıksınlar, hatibi dinleyelim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Kına gecesini terk eder gibi çıkıyorlar buradan.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, 2002 yılından itibaren enflasyon hızla azalmış, istikrarlı bir seviyeye ulaşmıştır. 2001 krizi sonrası uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Planı çerçevesinde, enflasyon uzun süre tek haneli rakamlarda tutulmuştur. Fakat bu sağlıklı ve istikrarlı büyüme döneminde üretimin ithalata bağımlılığı azaltılamadığından, özellikle 2018 Ağustos ayı itibarıyla yükselen döviz kurlarının da etkisiyle, enflasyon yeniden çift haneli rakamlara yükselmiştir. 2002'den itibaren düşük enflasyon hedeflemesiyle cari açığı göze alan Hükûmet, temel makro sorunlara çözüm bulamadığından, enflasyon hedeflemesinde de sadece 2002 ve 2012 yılları arasında başarılı olmuş fakat 2012 yılından itibaren enflasyonun sürekli artışına engel olamamıştır. OECD Enflasyon Raporu'na göre, 2018 Aralık ayında üye ülkeler genelinde yüzde 2,9 olan gıda enflasyonu Türkiye'de yüzde 25,1'e tırmanmıştır.
Değerli milletvekilleri, ekonomik büyümenin sürekli olarak sağlanması ve son on yedi yıllık dönemde yıllık ortalama 4,5 büyüme kaydedilmesine rağmen, işsizlik oranlarında olumlu bir ilerleme sağlanamamıştır. Türkiye ekonomisinin bu dönemde istihdam yaratmayan bir büyüme sergilediği görülmektedir. Büyüme döneminde öncü sektör olarak belirlenen inşaat sektörünün kalıcı istihdama katkısının olmaması bunun en önemli göstergesidir. Kaldı ki şu dönemde inşaat sektörü de çok ciddi sorunlar yaşamaktadır. Belediyelerce verilen ruhsat sayısı bir elin parmaklarını da geçmemektedir.
Diğer taraftan, 15-26 yaş arası genç işsizlerin oranı 27,4'e yükselmiştir. Keşke burada hitap eden genç arkadaşlarımız gençler adına söyleselerdi ki "2020 bütçesinde 100 bin mühendise iş bulacağız, 50 bin hemşireyi atayacağız, 100 bin öğretmeni atayacağız." Tabii, gurur duyarız, genç arkadaşlarımızın siyasetin içinde olmasından, kürsüde hitap etmelerinden mutlu oluruz ama gençlerin işsizlik sorununa da keşke bir nebze parmak basmış olsalardı. İnşallah, bundan sonraki hitaplarında bunu dikkate alırlar diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, üretimin ithalata olan bağımlığını azaltacak politikalar belirlenip uygulanmadığı gibi, yüksek teknolojiyi, ihracatımızı artıracak AR-GE harcamaları da yeteri kadar artırılamamıştır. Hükûmet yüzde 2 olarak bunu planlamış, maalesef şu an geldiği oran yüzde 1'i geçememiştir. Aynı şekilde, getirilen onlarca teşvike rağmen maalesef bölgeler arası gelişmişlik farkı bir türlü ortadan kaldırılamamıştır. Bu sorun aynı şekilde devam etmektedir ve özellikle yatırımlar belli bölgelerde yoğunlaşmıştır.
Tabii, buna paralel olarak bir de ihracat hedefleri var. 2023 hedefi 500 milyardı, bugün revize edilen rakam 277 milyar. 2018 itibarıyla bu rakam 168 milyar, 2019 sonu itibarıyla da 170 milyarlar hedeflenmektedir. Ümit ediyoruz bu hedefleriniz tutar ama bu görünen rakamlarla, bu ortaya konan rakamlarla, 2023 yılında 277 milyar dolarlık hedefiniz pek tutacak gibi görünmüyor. Biz şuradan biliyoruz: Çünkü ne enflasyon hedefleriniz ne büyüme hedefleriniz ne işsizlikle ilgili hedefleriniz ne de döviz kurlarıyla ilgili hedeflerinizin hiçbir tanesi tutmamıştır. Tutmayan hedeflerin bedelini millet ödemiştir ama bu hedeflerden kaynaklanan sonuçlarına da yine millet farklı yöntemlerle katlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, tabii, dış ticaretten bahsederken bugün, ülkenin farklı yerlerinde dış ticaret bürolarında çalışan elemanlarımızın sayısı eksik. Bunların sayısı eksik olduğu gibi, belli kalite standartlarının da üzerinde olması lazım. Dış ticaret ataşelerimizin görevi, oradaki iş adamlarımızın her türlü problemlerini çözmek, hukuki sorunlarına yardımcı olmak, muhasebeyle ilgili evraklarını düzenlemek, pazarla ilgili onlara gerekli bilgiyi vermek, onunla ilgili yapılacak ne varsa, şube açılacaksa gerekli bilgi, belge ve donanımla iş adamlarımızı donatmak. Bu da yetmez, gerekirse havaalanında karşılamak, otel rezervasyonlarını yapmak, her türlü önünü açmak ticaret ataşelerinin birinci görevi olmalıdır. Unutmayalım ki bugün Çin bu ekonomik büyüklüğünü... Bugün Çin'in büyükelçiliklerinde çalışan eleman sayısı kadar ticaret ataşeliklerinde çalışan elemanları var. Büyümenin, hedefleri tutturmanın birinci yolu da bu ticaret ataşeliklerini tekrar gözden geçirmekte yatıyor.
Tabii, iş adamlarımız yurt dışına giderken çok ciddi sorunlar da yaşıyorlar. Sayın Bakanım, özellikle, Orta Asya'da iş yapan firmaların alacakları ciddi problem. Türkmenistan bunların başında geliyor. Bizim iş adamlarımızı bu coğrafyaya gönderirken sonuna kadar yanında durmamız gerekiyor. Onları ekonomisi, demokrasisi gelişmemiş ülkelerle baş başa bırakarak iş adamlarının bu sorunları çözmemiz mümkün değil. Buraya gönderdiğimiz iş insanlarımızın, müteahhitlerimizin alacaklarını takip etmek de devletin birinci görevidir, onu da buradan size tekrar hatırlatıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, ekonomideki bu durgunluk en çok bugün sayıları 1 milyon 800 bini bulan esnaf ve sanatkâr kesimini de etkilemiştir. Esnafın en önemli beklentisi güven. Güven unsuru oluşmadığı sürece ekonominin, ticaretin gelişmesinden bahsedemezsiniz. Eskiden iki esnaf birbirine, tereddütsüz, istinasız, paraya pula bir ihtiyacı varsa "Aç kasayı al götür, çekini karşıla; ben de yarın getirir, yerine koyarım." derdi. Buradaki milletvekillerinin hepsine soruyorum: Bugün etrafınızda böyle kaç tane esnaf var? Bugün, tam tersine, borcunu ödeyemeyen, sıkıntılar yaşayan, kepenk indiren, ticaretini devam ettiremeyip bunalıma giren esnaf sayısı artık sizin tahmin edemeyeceğiniz kadar.
2002'de yazar kasayı fırlatan, Büyükşehir Belediyesinde iş buldu çalışıyor. Bakın, bugün bunlardan hiç bahseden kimse yok ama bugün işsizlik neticesinde intihar eden Antalya'da, İstanbul'daki insanların dramlarıyla onlar baş başa kaldılar.
Bugün, esnafın sizlerden, bizlerden beklentisi şu: Vergi ve SGK borçları var -büyük firmaların borçlarını yapılandırıyorsunuz- hiç olmazsa bu dönemde SGK ve vergi borçlarının da yapılandırılması konusunda talepleri var. Diğer taraftan, yazılan çekleri var. Her çeki yazılana sahtekâr gözüyle bakmak bizlere yakışmaz. Milyonluk cirolar yapan arkadaşlarımız var ama içinde bulunduğu durum itibarıyla çeklerini ödeyemiyorlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkan.
Çeklerini ödeyemeyince karşılıksız çekten dolayı hapse düşen arkadaşlarımız var. Bunların hapse girmesi, bunların borçlarını ödemesi için bir işe yaramıyor; bu, çare değil. Kaldı ki bu Çek Yasası 2016 yılında çıktı. 2016 yılından önce yazılan çek sayısı ile ondan sonra yazılan çek sayısı arasında bir fark yok. Demek ki bu, bir noktada, yaptırım gücü olmayan bir kanun. Bununla ilgili de gerekli çalışmaların, düzenlemelerin bir an önce yapılması lazım; onu da buradan hatırlatıyoruz.
Diğer taraftan "İŞKUR üzerinden alınan, istihdam edilen elemanlarla istihdam sayısını artırdık." diyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bakın, Samsun'da 63 tane meslek lisesi var. Buradan mezun olan arkadaşlar mesleği icra etmekten uzak; elektrikçi elektrik kaynağı yapamıyor, mekanikçi tesisatı tamir edemiyor. Dolayısıyla bunlar ile bizler, yatırımcılar arasında, fabrikalar arasında bağ kurmadığımız sürece, nitelikli eleman yetiştiremediğimiz sürece işsizliğin önüne geçmemiz mümkün değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Sanatkâra, eli kirlenen insanlara bizler burada ikinci sınıf insan muamelesi gösterirsek, bu meslekleri küçümsersek artık bu meslekleri yapacak eleman bulmakta da zorluk yaşayacağımız hepinizin takdirinde, bilgisinde. Bizlerin, meslek liselerinin sayısının çokluğuyla değil, nitelikli eleman yetiştirmesiyle övünmemiz gerekiyor; aynı şekilde, üniversite sayılarımızın artmasıyla değil, nitelikli üniversite mezunlarımızın olmasıyla övünmemiz gerekiyor.
2020 yılı bütçesinin devletimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)