GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:32
Tarih:13.12.2019

MHP GRUBU ADINA AHMET ÖZYÜREK (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu bütçeleri üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte, Ticaret Bakanlığı, 2 farklı bakanlığın birleştirilmesiyle, dış ticaret, gümrük ve iç ticaret idarelerini aynı çatı altında bir araya getirmiştir. Ticaretin hem güvenli hem de kaliteli bir şekilde yapılması, gümrük ve ticaret politikalarının başat unsurudur. Ülkemiz için, Bakanlığın bu unsuru göz ardı etmeden çalışmalarına devam ediyor olması memnuniyet vericidir. Ülkemizdeki iş ortamını güven olgusuyla geliştirirken dış ticaretimizin de ülkemizin büyümesine daimî olarak katkı sağlaması küçük işletmelerin, esnaf, sanatkâr ve kooperatiflerin imkânlarını her zaman bir adım ilerisine taşımak ve güçlendirmek önem teşkil etmektedir. Başkalığın verilerine göre, şu an 1 milyonu aşkın esnaf ve sanatkârımızın varlığı ülke ekonomisi içerisinde gelişmelere yön verebilecek bir kesimi göstermektedir. Esnafımızın millî ticaret içerisindeki değeri göz ardı edilmeden, mesleki eğitim sistemi geliştirilmeli ve mensubiyet bilinciyle strateji oluşturularak esnafımıza güven verilmelidir. Böylece esnafımızın verimliliğini artırmak adına bir adım atılmış olacaktır. Zira bizim için esnaf ve sanatkârlarımızın faaliyetlerini desteklemek aynı zamanda yerel olanı desteklemektir. Bu alanda sosyal refahı sağlamak ve korumak adına istihdamlarının artırılması, gelir dağılımındaki dengesizliklerin bir ivmeye ulaştırılması ve yeni girişimcilerin ekonomiye kazandırılması için eylem planları geliştirilmelidir. Ticaret Bakanlığımızın bu husustaki çalışmaları umut vericidir. Ancak esnafımızın taleplerini de dile getirmenin gerekliliğiyle SGK prim oranı düşürülmeli ve SGK prim gün sayısı ile emekli aylıkları arasında eşitsizlik giderilmelidir.

Bir diğer husus şudur: Ticaretin kolay ve hızlı bir şekilde sürdürülebilir olması ülkemiz için elzemdir. Küreselleşen ve dijitalleşen günümüz dünyasında Ticaret Bakanlığının geliştirmiş olduğu, ticaretin elektronik ortam üzerinden gerçekleştirilebiliyor ve daha fazlası için alt yapı oluşturuluyor olması, ülkemiz ticaretini daha da ileriye taşıyacaktır. Ülkemizin sanayi alt yapısı ve beşeri sermayesinin bir arada varlığı, dış ticarette ülkemizi önemli bir konuma getirmiştir.

Küresel ekonomi içerisinde tahrip olmamak için çağın gerekliliklerini takip etmeli ve ihracatın sürdürülebilirliğine dikkat edilmelidir. İhracatta devlet desteklerinin sağlanmasını önemsemekte ve ihracatçının dış pazarda yetkinlik kazanması için gerekli çalışmaların yapıldığını görmekteyiz. Ticaret Bakanlığı, bu yıl ihracatçılarımıza 3 milyar 754 milyon destek vermeyi öngörmektedir. İhracatçının uluslararası görünürlüğü için pazara giriş aşamasında desteklenmesi, kalite belgesi alması veya markasını yurt dışında tescil ettirmesi önem arz etmektedir. Elbette, bu durumda uluslararası rekabetçiliğin de geliştirilmesi söz konusu olacaktır. Üstelik rekabet olgusu, ülkenin yalnızca uluslararası ekonomik yarış alanında değil, kendi ekonomik pratikleri içerisinde de var olmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde Türkiye de dâhil olmak üzere pek çok ülke serbest piyasa ekonomisi sistemini benimsemiştir. Bu sistemin temel ilkelerinden biri, ekonomik ilişkilerin serbest rekabet odaklı olmasıdır. Ancak teşebbüslerin ekonomik menfaatlerini artırmak amacıyla rekabet etmek yerine rekabeti sınırlayıcı iş birliklerine gitmesi ya da ekonomik güçlerini rekabeti kısıtlamak üzere kötüye kullanması riski nedeniyle, bu sistemde dahi piyasaların bütünüyle kendi başına bırakılması mümkün gözükmemektedir. Zira teşebbüslerin bu davranışları, serbest piyasa ekonomisi sisteminden beklenen faydaların elde edilmesinin önüne geçecektir. İşte, tam da bu riski bertaraf etmek ve piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla, dünyada giderek artan sayıda ülke, ekonomik sistemini bir rekabet kanunuyla desteklemekte ve bu kanunu uygulayacak bir rekabet otoritesi kurmaktadır.

Rekabet Kurumunun temel görevi, kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engellemek suretiyle piyasaların rekabetçi bir şekilde işlemesini ve böylece tüketici refahının artmasını sağlamaktır. Buradaki önemli husus, ekonomiyi zedeleyen kartellerin, rekabet hukukunda rekabeti sınırlayan diğer eylemlerden ayrı tutularak değerlendirilmesi ve cezalandırılması gerekliliğidir.

Kurumun 2019 yılındaki faaliyetlerine bakıldığında, toplam 300 adet nihai karar alınmıştır. Bu kararların yüzde 61'inin birleşme, devralma ve özelleştirme, yüzde 19'unun rekabet ihlali, yüzde 10'unun ise menfi tespit ve muafiyet başvurularına ait olduğu görülmektedir.

Rekabet ihlallerine ilişkin aynı dönemde 29 soruşturma açılmış, farklı sektörlerde toplam 11 soruşturma tamamlanmış, bu soruşturmaların 7'sinde idari para cezası uygulanmıştır. Ayrıca, düzenleme ve denetleme faaliyetlerinin yanı sıra, Kurumun rekabet savunuculuğu faaliyetleri de büyük önem arz etmektedir; öyle ki rekabet hukukunu piyasada faaliyet gösteren şirketlerden tüketicilere, kamu kurumlarından öğrencilere kadar geniş bir kitleye tanıtmış ve ülkemizde rekabet kültürünü büyük ölçüde yerleştirmeyi başarmıştır.

Rekabet Kurumu çalışmaları uluslararası alanda da kabul görmüş ve takdirle karşılanmıştır. Gerek uluslararası diğer rekabet kurumlarıyla yaptığı iş anlaşmaları gerek 30 ülkenin katılımıyla gerçekleşmiş olan İstanbul Rekabet Forumu ve neticesinde çok sayıda ülkenin rekabet kurumundan eğitim talebinde bulunulması bunun açık bir göstergesidir.

Avrupa Komisyonunun Türkiye'nin üyelik sürecinde kaydettiği ilerlemeler konusunda düzenli olarak hazırladığı ilerleme raporuna bakıldığında da Rekabet Kurumunun işlevselliğinden ve uygulama alanından geçer not aldığı görülmektedir.

Kurumun günümüzde dijitalleşmenin tetiklediği hızlı ekonomik değişime uyum sağlayabilmesi, bu değişimin ortaya çıkarabileceği rekabetçi sorunlara hazırlıklı olabilmesi, faaliyetlerini olması gerektiği şekilde devam ettirebilmesi ve sözünü ettiğim kazanımlarını çoğaltarak koruyabilmesi için niceliksel ve niteliksel gelişimi sağlaması gerekmektedir.

Bu amaçla Rekabet Kurumunun 2020 yılı bütçesi 115 milyon 750 bin Türk lirası olarak teklif edilmiştir. Teklifi yerinde buluyor ve Kurumun faaliyet alanının genişletilmesi için gerekli çalışmaları desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ticaret Bakanlığımız bünyesinde var olan Helal Akreditasyon Kurumumuzdan bahsetmek isterim. Kısaca "HAK" olarak ifade edeceğim bu Kurum, bir tüketici hizmeti olarak sunulmakta ve helal belgelendirme görevi üstlenmektedir. Ancak Müslüman tüketicinin helal belge talebi, bazı ülkeler arasında, dağınık yapı nedeniyle ticaret engeline takılmaktadır.

Ayrıca, İslam dünyasında birbirinden farklı helal standartlarının, logolarının ve denetim uygulamalarının varlığı helal belgelerine yönelik kuşkuyu ortaya çıkarmıştır. Küresel anlamda helal ürün ve hizmet piyasasının giderek büyüyor olması, bu engeli aşmanın gerekliliğini bizlere göstermiştir. Bu yüzden HAK, Türkiye'de helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarını denetleme üzerine yetkili tek kurum olarak ortaya çıkmıştır.

Kurumun ülke bazlı helal düzenlemeleri gerçekleştiriyor olması, kurumsal tarafsızlık çizgisinde ilerlemesini gerekli kılmaktadır. Bu amaçla, varlığını ticari, mali, siyasi, idari etkilerden sıyrılmış olarak inşa etmelidir. Ticaret Bakanlığımızın ifadesine göre, helal ekonomisi küresel bazda 4,5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu durumda, faaliyet alanı içerisinde, uluslararası ve bölgesel anlamda Kurumun ülkemizi temsil edecek durumda olduğunu ifade etmek isterim.

Burada Sayın Bakanıma bir şey ifade etmek istiyorum, Sayın Varank Bey'e. Sayın Bakanım, Sayın Cumhurbaşkanımız Sivas'ın özel teşvik kapsamına alınacağı müjdesini Sivas'ta bize vermişti, kararnamenin imzalanacağını söylemişti. Henüz Sivas'la ilgili bir gelişme yok. Biliyorsunuz, Sivas gerçekten önemli bir şehir. Bizim denizimiz yok, turizm alanında çok önemli yerlerimiz olmayabilir ama unutulmasın ki Sivas, Selçuklu İmparatorluğu'nun başkentliğini yapmış, Osmanlı'nın kuruluşunda önemli bir rol oynamış, en önemlisi de 4 Eylül Sivas Kongresi'ne imza atmış bir şehirdir. Sivas'ta turizm alanları da çoktur. Bugün, medresesiyle, konaklarıyla, hanlarıyla, hamamlarıyla, Çifte Minareli'siyle ve Divriği Ulu Camisi'yle gerçekten, baktığınızda bir tarih vardır burada. Bu yüzden de gerçekten, Sivas'ın işe ve aşa ihtiyacı vardır. Sivas'ın nüfusu gittikçe çoğalmakta, her yıl göçün gittikçe artmakta olduğunu görmekteyiz. Bunu sizden önemle rica ediyoruz çünkü Sivas'ın yiğidoları sizden bu müjdeli haberi bekliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

AHMET ÖZYÜREK (Devamla) - Sayın Bakanım, lütfen, artık bu kararnameyi imzalayın, Sivas'ın yiğidolarına bu müjdeli haberi biz de sizin sayenizde verelim ve sevindirelim.

Buradan da Sivasspor'u tekrar tebrik ediyorum. Gerçekten, şu anda Süper Lig'de en çok yerli futbolcuyu oynatan takım sadece Sivasspor'dur arkadaşlar. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve Sivasspor 30 puanla liderliğini sürdürmekte. Onun için de inşallah, bu hafta pazar günü oynayacağımız Sivasspor-Fenerbahçe maçında da Sivasspor'umuza ve yiğidolarımıza buradan başarılar diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) İnşallah, her şey Sivasspor için, ülkemiz için.

Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)