| Konu: | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 10.12.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 2020 yılı bütçesi hakkında İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, dün Şırnak'ta Esma Çevik ile Kemal Sayar evlatlarımızı, Bingöl'de de Halil Ulaş Yıldırım adlı vatan evladımızı şehit verdik. Ölenlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve aziz Türk milletine başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün aynı zamanda 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilmesinin üzerinden yetmiş bir yıl geçti. Evet, insan haklarını bir gün dile getiriyoruz ama her gün ihlalleri görüyoruz ve yaşıyoruz. Hakların değil, haksızlıkların, hak ihlallerinin sıradanlaştığı bir düzen kuruldu, sürüyor ve sürdürülüyor. "Yaşam hakkı hakların birincisi." diyor beyanname ama her gün kadın cinayetleriyle, kitlesel iş kazalarıyla, canına kıyanlarla uyanıyoruz ve bu arada da ifade etmek isterim ki vatan evlatlarımızın, suçsuz, günahsız vatandaşlarımızın göz kırpmadan, alçakça yaşam hakkını elinden alan hain terör örgütünün destekçisi, siyasi ve sivil uzantılarının insan haklarından bahsetmesi asla kabul edilemez ve bu bir ikircikli durumdur, bu utanç verici bir durumdur.
Düşünce ve inançlarla ilgili haklar, eğitim ve sağlık hakkı, sosyal, kültürel ve ekonomik hakların kullanılmasında maalesef sınıfta kaldık. İnsan hakları, demokrasinin, ekonomik gelişmişliğin, gelir adaletinin, laikliğin, hukuk devletinin olmadığı, kuvvetler ayrılığının uygulanmadığı topraklarda gelişmiyor, geriye gidiyor. Demokrasi, insan haklarının ve özgürlüklerinin en geniş biçimde korunduğu ve gelişmeye açık olan bir rejim. İnsan hakları, demokrasinin ayrılmaz bir parçası. Demokrasi ve insan haklarının teminatı ise kuvvetler ayrılığı. İki yüz altmış sekiz yıl önce Montesquieu "Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin tek elde toplandığı bir sistemde hiçbir şekilde hürriyet olmaz." diyor.
Evet, demokrasi ve insan haklarının teminatı kuvvetler ayrılığı dedik. Kuvvetler ayrılığı prensibinin yegâne uygulanabileceği rejim ise parlamenter sistemdir. Biz İYİ PARTİ olarak, cumhuriyetimizin temel felsefesine uygun, üniter ve millî yapımızın muhafaza edileceği, evrensel insan haklarının en iyi şekilde ifade bulduğu, insan haklarının ve demokrasinin korunmasının temel şartı olan kuvvetler ayrılığı prensibinin en sağlıklı formülünü ortaya koyan iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemi öneriyoruz; Türkiye'nin tek çıkış yolu budur.
Sayın milletvekilleri, RTÜK, radyo ve televizyon, sonradan eklenen internet faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli bir kuruldur. Anayasa'nın 133'üncü maddesi kapsamında üyeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilen özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişiliğidir. Peki, soruyorum sizlere: RTÜK ne kadar özerktir, ne kadar tarafsızdır? Gülüyorsunuz sayın milletvekilleri. Evet, RTÜK bağımsız bir kurum olarak durmuyor karşımızda. Neden var RTÜK? İktidar gücünü kullananların sopası olarak var. RTÜK neden var? Muhalif basına ceza vermek için var; havuz medyasına, yandaş medyaya, besleme medyaya arka çıkmak için var. RTÜK neyle anılıyor? Başkanının 3 ayrı yerden maaş alması ve bunu ortaya çıkaran üyesinin kanunsuzca görevden alınmasıyla anılıyor.
Basın özgürlüğü var mı, değerli milletvekilleri? İnsanlar, doğru haber alma hakkını kullanabiliyor mu ülkemizde? Hak getire! Nerede? İYİ PARTİ iktidarında basın özgürlüğü garanti altına alınacak, sayın milletvekilleri. Halkımız, haber alma ve bilgilenme hakkını özgürce kullanacak. Bağımsız, şeffaf ve tarafsız habercilik yapılması temin edilecek. Hiçbir basın mensubu veya kuruluşu, iktidarın arzu ettiği yönde haber yapmıyor diye cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya bırakılmayacak. Hiçbir gazeteci, muhalif olduğu gerekçesiyle hapse atılmayacak. Basın, medya özgürlüğünü kısıtlayan güdümlü medya tröstlerinin oluşması yasayla engellenecek. Basın ve yayın sektörü, holding patronlarının yönetiminden çıkartılacak. Kamu kaynakları ve gücü, hiçbir şekilde basına yönelik baskı, gözdağı ve otosansür amacıyla kullanılmayacak İYİ PARTİ iktidarında. Hangi dünya görüşü veya siyasi söylemden yana olursa olsun tüm basın kuruluşları, kamu ilanları gibi gelir kaynaklarından eşit ve adil bir biçimde faydalanacak.
Evet, İYİ PARTİ iktidarında RTÜK'ün siyasi etkiden uzaklaşması sağlanacak. Müdahaleci ve yasaklayıcı bir RTÜK yerine, yayın sektörünü düzenleyici ve sektörde fırsat eşitliği sağlama amaçlı bir işleve kavuşturulacak. RTÜK'ün internet medyasını denetim yetkisi de elinden alınacak.
Evet, özellikle seçim dönemlerinde tüm siyasi partilere, kendilerini kamuoyuna anlatabilecekleri yeterli süre tanınacak. TRT'nin öyle politik etki altında kalması engellenecek. TRT'nin herhangi bir siyasi iktidarın arpalığı ve propaganda aracı olmasına engel olunacak.
Wikipedia, YouTube gibi kolektif içerik üretim mecralarına erişim kısıtlamalarının önüne geçilecek ve toplumun bilgiye erişimi sağlanacak. Yeni bir medya ve iletişim yasası hazırlanacak. Siyasi otoritenin müdahalesinden uzak, kurumsal yapı tesis edilecek, medya ve iletişim meslek odaları kurulacak.
Evet, Atatürk'ümüzün ata yadigârı Anadolu Ajansının, yansız ve doğru haber veren, uluslararası alanda saygın bir haber ajansına dönüşebilmesi için gerekli düzenleme ve destekler, öncelikli olarak uygulamaya konulacaktır. Yerel medyanın gelişimi için gereken özen gösterilecektir. Partimizin iktidarında -Allah nasip etsin- sansür konusunda Avrupa Birliği kriterleri esas alınacaktır.
Sayın milletvekilleri, tiyatro, sahnede seyirciler önünde gerçekleştirilen, insanın insanca anlatıldığı bir sanattır. İnsan hayatını konu alır ve bir bakıma hayatın aynasıdır. Evet, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ardından çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle, devlet tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesinin özel yasaları lağvedildi. Kurumun kendisine ait disiplin kurulu, repertuarı ve oyunları belirlemede etkin kurul olan edebî kurul ve yönetim kurulu ile kurumun Bakanlıktan ayrı bütçesini sağlayan ilgili maddeleri de lağvedildi. Evet, kararnamede yeni kurulların oluşturulduğu ifade edildi ve 3 kişilik Kültür ve Sanat Politikaları Kuruluna Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi bağlandı. Artık genel müdürü, kadroyu ve bütçeyi Cumhurbaşkanı belirliyor.
Sayın milletvekilleri, Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi ile Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde görev yapan süreli sözleşmeli personelin mağduriyeti hâlen sürüyor Sayın Bakan. Ne emeklilik ne kıdem ne de ihbar haklarına sahip olabilen, yevmiyeli sanatçı statüsündeki taşeron işçi sanatçıların özlük hakları düzeltilmedi. Yevmiyeli kültür köleleri, kadrolu olmaktan vazgeçtiler, aylıklı sözleşmeli olmaya da razılar. Söz de verildi, hâlen ses yok. Aylık çalışmalarına imkân sağlayan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıktı. İlgili yönetmelikler yayımlandı ama uygulama yok. Ne bekleniyor, bilmiyoruz.
Devlet Tiyatroları 2010 yılından beri kadrolu sanatçı, rejisör almıyor boş kadro olmasına rağmen, 400'e yakın kişi emekli olmuş veya ayrılmış olmasına rağmen. Birçok oyun, yevmiyeli oyuncularla oynanıyor. Bu, modern kölelik değilse nedir sayın milletvekilleri? Aynı sorun, sahne arkasında çalışan teknik personel için de geçerli. Kadro alamıyorlar ve çok sıkıntılı bir çalışma ortamında hayatlarını sürdürüyorlar. Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi Müdürlüklerinde personel kısıtlaması dolayısıyla teknik personel on sekiz saatlere varan çalışmalar yapıyor. Öte taraftan, "bütçe yetersiz" denilerek turneler iptal ediliyor.
Yine, özel tiyatrolara verilen destek çok yetersiz. Sayın Bakan o gün Plan ve Bütçede açıkladı "256 özel tiyatroya 6 milyon 102 bin lira yardım yapıldı." dedi ama böldüğümüz takdirde, eşit böldüğümüz takdirde 20 bin lira gibi bir rakam düşüyor tiyatro başına. Birilerine daha fazla veriliyor, birilerine daha az veriliyor.
Onun için Sayın Bakan, altyapıyı güçlendirecek yardımlara ihtiyaç var. Bir kere salon sayısı, Anadolu'da büyük şehirlere oranla hâlâ yeterli değil. Maliyet her geçen gün artıyor, sigorta primleri ve KDV gibi. Vergi yükü gibi sorunlar, özel tiyatronun en büyük sıkıntısı. Tahsis edilen salonların kirası da astronomik düzeyde. Yine sansür ve baskı alabildiğince yayılmış durumda. Oyun yazarlarının, rejisörlerin, oyuncuların en küçük eleştirel ya da muhalif görüşü, soruşturma, kovuşturma olarak kendilerine geri dönüyor.
Sayın milletvekilleri, İYİ PARTİ olarak kültür ve sanat ortamının demokratik bir ortamda gelişebileceğini ön şart olarak kabul ediyoruz. İktidarımızda Kültür Bakanlığı ayrı bakanlık olacaktır. Mevcut imkânlar dâhilinde tüm ilçelerde kültür merkezleri açılacak, bu merkezlerin bünyesinde kütüphane, tiyatro ve sinema salonları yer alacaktır. Tüm illerde şehir tiyatroları kurulacak, Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi özerk bir yapıya dönüştürülecek; bu kurumların kendi kendilerini yönetmeleri sağlanacak. Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri mali, idari ve personel özlük hakları bakımından güçlendirilecektir. Tiyatro, opera, bale gibi sahne sanatlarındaki çalışmalar desteklenecek, ayrıca Doğu-Batı sentezini sağlayacak özel çalışmalar yapılması teşvik edilecektir. Özel tiyatrolara vergi indirimleri sağlanacak ve devlet desteği artırılacaktır. Sanat ve sanatçı, devlet güvencesi altında olacaktır. Uluslararası alanda üstün başarı gösteren sanatçılara bir sonraki projeleri için koşulsuz ve tam destek verilecektir. Sanatçının özgün ve özgür eser üretimi ve icrası için gerekli özgür yaşam koşulları sağlanacaktır.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde Türk milletinin figüran yapıldığı, baş aktörlerin profesyonel pazarlamacı olduğu, senaryonun ulus ötesi şirketlerce yazıldığı büyük bir tiyatro oyununu on yedi yıldır seyrediyoruz, milletimize seyrettiriliyor ve her yıl değişik versiyonlarla sahne açılıyor. Artık Türk milletini kandıramayacak, bu oyunu zorla seyrettiremeyeceksiniz. Tarih yine gerçeği yazacak "Milletin Tokadı" adlı oyun, memleketin tüm vilayetlerinde kapalı gişe oynayacak ve sizler de kafanızı öne eğip gerçek sanatçılardan gerçek bir oyun izleyeceksiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)