GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:05.12.2019

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün sizlerle, Türkiye'mizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nün her geçen gün kurumasıyla ilgili bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Eğirdir Gölü'ne tabandan bağlı olan Beyşehir Gölü, son yirmi yılda tam 112 kilometrekare küçülmüştür. Bilim adamları gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde Beyşehir Gölü'nün yirmi yıl sonra kuruyacağını ifade etmektedirler. Göl sularının yoğun sulamalar nedeniyle boşaltılması, gölde bulunan bazı endemik balıkların da yok olmasına sebep olmuştur. Yine, son yirmi yılda göldeki ortalama su derinliği 26 metreden, maalesef, 5,5 metreye düşmüştür. Beyşehir Gölü'nü besleyen ırmak ve derelerin üzerine göletler yapılmış, göl sığlaştırılmıştır. Gölün etrafındaki tüm yerleşim birimleri kirli sularla gölü beslemektedir. Ne yazık ki bu sıkıntı Konya'mızın her yerinde vardır. Bin köy ve kasabası olan, Türkiye'nin en büyük vilayeti olan Konya'mızın köy ve kasabalarında, hatta 3 tane ilçemizde arıtma tesisi yoktur, kanalizasyonları, maalesef, dere, ırmak, göl ve göletlere akmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bugüne kadar Konya'da bir hayli gölümüz kurumuştur. Bu göllerin sıralamasına geçmeden önce... Sayın Çevre Bakanımız 25 Şubat 2019'da Beyşehir'e bir açılış töreni için geliyor -seçim öncesi, mahallî seçim öncesi- ve orada Sayın Bakan diyor ki: "Ben Çevre ve Şehircilik Bakanıyım, Konyalıyım, dolayısıyla Beyşehir Gölü kirli olamaz. Bakan yardımcımıza talimatımızı verdik. Büyükşehir Belediyesi Başkanımız ve Beyşehir Belediyesi Başkanımızla iş birliği içerisinde temizleme çalışmalarını başlatıyoruz." Bu sözünden sonra tam dokuz ay geçti fakat hâlâ gölümüzün temizlenmesiyle alakalı hiçbir çalışma yok. Tabii seçim dönemiydi, seçim vaadiydi, hani suya yazılan yazılar gibi yazıldı gidildi.

Bugüne kadar Konya'mızın Meke Gölü, Akşehir Gölü, Ereğli Sazlıkları, Çumra Sazlıkları, Hotamış Sazlığı, Uyuz Gölü, Suğla Gölü ve Ilgın Çavuşçu Gölü kurumuştur. Hepimiz hatırlayalım, hani geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin gündemine gelmişti Dipsiz Göl'ün kuruması, hani on iki bin yılda oluşmuş diye. Bilim adamları diyorlar ki: "Kuruyan bir gölün tekrar eski hâline gelebilmesi için yüz yıl geçmesi lazım ki içinde tekrar canlı oluşabilsin yani bitki ve diğer canlılar oluşabilsin."

Ve buradan sesleniyorum: Allah aşkına, Konya Ovamızın göllerini kurutmaktan vazgeçelim. Başta Beyşehir Gölümüz olmak üzere göllerimize sahip çıkalım. Konya'mız susuz, Konya'mız Türkiye'nin en az yağış alan bölgesi ama Konya'mızda hâlâ suya dayalı tarım üretimi bütün hızıyla devam ediyor. On binlerce kaçak kuyumuz var. Her yıl taban suyumuz 2 metre aşağı iniyor. Bazı bölgelerimizde, ilçelerimizde 150-200 metre derinlikten su çekiliyor. Göçükler oluşuyor, obruklar. Obruklar, Karapınar ilçemize 5 kilometre kadar yaklaştı, Allah muhafaza. Ama kimsenin umurunda değil; ülkemizi yönetenlerin umurunda değil, Konya'nın değerli vekillerinin umurunda değil. Konya ilimizin acilen suya ihtiyacı var. Diyoruz ki: Dicle-Fırat havzasından Konya vilayetimize yılda en az 8 milyar metreküp su getirmemiz lazım, başka da çaremiz yok. Eğer böyle bir kaynağı Konya'ya getiremezsek -bugün tarım arazilerimizin yüzde 30'u ekilemez hâle gelmiştir- korkarım ki tarım kenti Konya'mız o özelliğini kaybedecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Bir dakika...

BAŞKAN - Tamamlayalım.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Bu nedenle, buradan bir kere daha sesleniyorum: Geliniz, KOP projesini GAP projesi gibi ihya edelim, Türk tarımını ve Konya'yı Türkiye'nin yüz akı hâline getirelim diyor, bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)