| Konu: | SERMAYE PİYASASI KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 06.12.2012 |
MHP GRUBU ADINA AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 337 sıra sayılı Tasarı'nın beşinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tasarının beşinci bölümünü incelediğimiz zaman sermaye piyasası suçları ile Sermaye Piyasası Kurulunun düzenlendiğini görüyoruz. Aslında söz konusu düzenlemelere yakinen baktığımız zaman, bu düzenlemelerin bahsedildiği üzere, genel gerekçede olduğu gibi reform niteliğinde bir düzenleme olmadığının da farkındayız. Geçmişte izinsiz halka arz yapan holdingler, tasarıda "usulsüz halka arz yapan şirketler" olarak tanımlanmıştır yani önceki kanunda yer alan suçların ve yaptırımların yeniden tadat edilmesinden ve yazılmasından ibaret bir bölüm olarak karşımıza çıkıyor. Ancak burada önemli olan husus, söz konusu suçları işleyenlerin hiçbir cezai yaptırım görmeden elde ettiği ekonomik menfaatlerdir. İşte bu yüzden, bu düzenlemeyi getirenlerin ve yapanların, bugüne kadar izinsiz veya usulsüz halka arz suçunu işleyip vatandaşımızdan milyarlarca Türk lirasını toplayanlar hakkında neler yapıldığını, ne gibi işlemler dercedildiğini açıklamaları da gerekmektedir. İşlenen suçla elde edilen menfaat suçlulardan geri alınabilmiş midir veya mağdur olan vatandaşlarımızın hakkı geri teslim edilebilmiş midir? Bu ve buna benzer soruların cevaplarının, sorumluluğunu mahkemelere atmadan, burada, bu kürsülerde mutlaka verilmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, tasarıyı incelediğimiz zaman, sermaye piyasası suçunu işleyenlerden elde ettikleri parayı alabilmek için gerekli bir mekanizmanın oluşturulmadığını da görüyoruz. Oysa, vatandaşlarımızdan para toplama imkânı bulunan sermaye piyasasında, işlenecek suçlara verilecek cezaların yanı sıra, TMSF gibi bir sistemle elde edilecek olan menfaatin suçlulardan ve onlarla birlikte hareket edenlerden geri alınıp mağdurlara iadesi önem kazanmaktadır. Aksi takdirde, usulsüz halka arz yapan holdinglerde olduğu gibi, geçmişte yaşadığımız olaylarda da olduğu gibi milyarlarca lira vatandaşlarımızdan çalınacak ve devletin, bu çalınan paraları geri almak için elinde belirli bir yetki de maalesef olmayacaktır. Bu konuda bankacılık mevzuatına paralel bir düzenleme yapılmasının uygun olduğunu düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu tasarının genel sunuşunda, borsaların şirket olarak örgütlenmesinin önünün açılması ve bununla ülkemizde borsalar arası rekabetin artacağı ve daha etkin hizmet sunacağı ifade ediliyor, genel sunuşta. Ancak, Komisyon çalışmaları sırasında bir gece yarısı bir bakıyoruz, bir önergeyle, iktidar partisi milletvekilleri tarafından verilen bir önergeyle, tasarıya geçici 9'uncu madde ekleniyor ve Türkiye'deki bütün borsalar da birleştiriliyor. Bu durumda tek borsanın, kimle ve nasıl rekabet edebileceği sorusuna da doğrusu burada çok kolay bir cevap bulamayacağız kanaatindeyim. Türkiye'nin ilk ve tek türev borsası olan, İzmir'de kurulu olan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasının yani VOB'un bu tasarıyla İzmir'den alınıp İstanbul'a kazandırılmak istenmesi de büyük bir haksızlıktır değerli milletvekilleri. Bu güzide kurumun İzmir'e kazandırılması için geçmişte bizlerin de dâhil olduğu ve birçok kişinin özverili ve meşakkatli çalışmaları sonucunda İzmir ilk kez küresel bir borsaya kavuşmuştur. Bu, aynı zamanda, ülkemizin ilk özel ve anonim şirket şeklinde yapılanmış bir borsasıdır ve yönetimi de kamudan bağımsızdır.
Hükûmet, şimdi görüşülmekte olan bu tasarıyla "borsaların anonim şirkete dönüştürülmesi ve özelleştirilmesi" kisvesi altında Türkiye'nin ilk özel borsasını ortadan kaldırmakta ve yönetimine el koymaktadır.
Bu pakete İzmir'in emeği ve çabasıyla ortaya çıkmış bir değer olan VOB dâhil edilmiş ve büyük rantlar peşinde koşulmasına maalesef fırsat tanınmıştır. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının yani İMKB'nin mevcut hantallığını, VOB'u bünyesine katarak giderebileceklerini düşünmektedirler.
Son iki yıla baktığımız zaman, son iki yılda 51 halka arzın sonuçlarına şöyle bir bakarsak yani İMKB'de neler olmuş diye bakarsak: Son iki yılda halka arz edilen 51 şirketin halka arz toplam tutarı 1 milyar 820 milyon Türk lirasıdır yani ortalama 36 milyon yapıyor. 31 şirket halka arz olalı bir yıl geçmiş, 24 şirketin değeri düşmüş ve ortalama kayıp yüzde 37'yi bulmuştur. 13 şirketin değerinin bugüne kadar halka arz fiyatının üzerine hiç çıkmaması da çok enteresan bir durumdur değerli milletvekilleri. İMKB gibi prestiji yüksek olduğu iddia edilen bir borsa için de oldukça güven kırıcı rakamlardır bunlar.
Değerli milletvekilleri, yeterince kurumsallaşamayan, yüksek vergi ve primler sebebiyle muhasebelerini büyük ölçüde kayıt dışı olarak tutmak zorunda olan KOBİ'lerimizin sermaye piyasalarından hâlâ daha yeterince yararlanamadığını düşünüyoruz. Türk sanayisinin lokomotifi olan bu işletmelere, kamu kaynaklarını tüketmeden üreten ve piyasa ekonomisi kuralları içerisinde KOBİ borsasının kurulması ve sermaye piyasalarından kaynak temin edilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken de borsalara, KOBİ'lere dönük bir politika ve stratejinin de oluşturulması gerekir. Bu stratejiyi oluştururken KOBİ pazarı ile ana pazar arasında farklı kurallar getirilmeli, kotasyon kuralları KOBİ'lere uygun olarak yapılmalıdır. KOBİ'lerin halka açılması ile sermaye ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmayacağı ve yüksek riskli şirketlerin kotaya alınıp alınmayacağının da belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda, alternatif piyasaların daha iyi hizmet sağlayıp sağlayamayacağının da araştırılması gerekiyor.
Bu yapılanmayı gerçekleştirirken de işlem hacminin artması ve cazibe merkezi olması için şu iki tane önemli noktaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum: Bunlardan bir tanesi, KOBİ borsasında işlem görecek işletmelere ciddi ve etkin bir teşvik sisteminin ve desteğin sağlanması. Bu önemli bir husustur. Diğeri, "risk sermayesi uygulamaları" adı altında şirketlerin sayısının artırılması ve kaynak ve sermaye girişinin belirli bir düzeyi bulmasının sağlanması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıyı yakinen takip edip incelediğimizde, gerek arsalara yönelik borsada oluşacak olan spekülasyon gerekse diğer maddelerde meydana gelebilecek olan ciddi sıkıntıları, tasarı görüşülürken hem komisyonda hem de kamuoyunda arkadaşlarımız ciddi bir şekilde eleştirdiler ve yeni öneriler getirdiler ancak bu maddelerin şu ana kadarki görüşülmesinde getirdiğimiz hiçbir öneri ve önergeye maalesef iktidar grubu tarafından da olumlu yaklaşılmadı.
Yine, bu tasarıda dikkatinizi çekmek istediğim bir başka husus da var: Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu tip tasarılar düzenlenirken burada çalışanların, özverili bir şekilde, fedakârca çalışan kurum çalışanlarının, özellikle meslek personelinin de tasarıyla beraber özlük haklarının yeniden düzenlenmesini de talep ediyoruz ancak burada yadırgadığımız bir husus, maalesef bu tasarıda böyle bir iyileştirme getirilmemiş. Oysa İstanbul'a taşınması gereken bu kurumda, en küçük bir aracı kurumda çalışan bile SPK çalışanından çok daha fazla ücret almaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu getirdiğimiz öneriler ışığında bu tasarının vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.