GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:28.11.2019

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün kaybettiğimiz, Hakk'a uğurladığımız şehitlerimize Allah'tan rahmet, büyük Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanımızın bir misafiri vardı; misafir Çin İnsan Hakları Vakfı Başkanıymış. Görüşme sonrası basına yansıyan ifadelerde insan haklarıyla ilgili herhangi bir şey konuşulmamış; ticaret, ekonomi konuşulmuş.

Sayın İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanımız Çin'deki zulümden bihaber değil. Kendilerinden yaklaşık bir yıl önce Türkiye'deki Doğu Türkistan kökenli vatandaşlarımızın kurduğu yani Türk vatandaşlarının kurduğu vakıf ve derneklerin yöneticileri için resmî yazıyla randevu talep ettim ama İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi olarak bu randevuma Sayın Başkan cevap vermedi. Aslında cevap burada, bugünkü bir gazetede görülüyor, diyor ki: "Çin'in parası Müslüman'ı susturdu." Yani bütün İslam âlemini susturdu, doğru ya hepsi sustu ama bizim Türk milletini yönetenler niye sustu acaba? Onun da cevabı şu, diyor ki bir Alman gazetesi: "Müslüman başkentler Paris'te imzaladıkları milyar dolarlık ticaret anlaşmaları karşılığında yüzyılın en büyük insanlık zulmüne gözlerini, kulaklarını kapattı." Evet, Çin zulmüne gözlerini, kulaklarını kapatan iktidara diyorum ki: Allah sizi... Ne diyeyim, sizi Allah'a havale ediyorum. Çıkın da bir gün... İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanınız konuşmaz, Mecliste biriniz konuşmaz, Dışişleri Bakanınız sessiz. Niye konuşmazsınız? Ne oluyor? Onun için üzülerek bunu söylemek zorundayım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 yılı bütçesini hazırlayan dönemin Maliye Bakanı "Bu bütçe kamuda tasarruf bütçesi olacak." demişti. "Ancak, saray harcamaları ile TBMM harcamaları hariç." diye de arkasından ifade buyurmuştu. Cumhurbaşkanımız, biliyorsunuz, demişti ki: "İtibardan tasarruf olmaz." 1.100 odalı sarayımız, 300'ü aşkın aracımız, 13 tane uçağımız vardı. Elbette arkasından ne oldu? "İtibar, şaşaa, debdebeyle olmaz."ı buradan bir kere daha söyleme ihtiyacı duydum. İsrafla itibar olmaz, itibar; sevgiyle, adaletle, hakkı, hukuku gözetmekle olur, daha ötesi hakkı tutup kaldırmakla olur.

Şimdi, değerli milletvekilleri, TBMM'nin itibarı artsın diyoruz yani yüce Meclisin itibarı artsın. Hiçbir ayrıcalıklı düzenleme bu Meclisten geçmesin diyoruz. Elbette ama her gün görsel ve yazılı medyada görüşmekte olduğumuz torba yasa teklifiyle ilgili de birçok başlıklar var, manşetler var. Deniliyor ki: "Eski, yeni milletvekillerine kıyak." "Bakanların eş ve çocuklarına ayrıcalık." "Yüksek yargı organları başkanlarına kıyak." Allah aşkına, burası birilerine kıyak Meclisi diye mi kuruldu? Buradan Türk milletini incitecek, "kıyak" kelimesini ifade edecek hiçbir şey çıkmamalı; vekil de olsa bakan da olsa çıkmamalı, yazık yahu, yazık! Onun için diyoruz ki gelin "Eski, yeni milletvekillerine şu olacak; eski, yeni bakanlara bu olacak, ayrıcalık olacak."lara son verelim. "Eşlerine, çocuklarına şu gelecek." ayrıcalığına son verelim. Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarı ancak böyle sağlanır. Ama siz ayrıcalıklara devam ederseniz, ayrıcalıkları buraya taşımaya devam ederseniz işte itibar buradan kaybolur, gider.

Aslında uzman çavuşları anlatacaktım, o sıkıntıları anlatacaktım, sürem bitti; zaten Başkan da söz vermiyor, bari şu sözleri söyleyeyim: Sözün özü, ordumuzda görev yapan şerefli Türk evlatlarına, uzman erlere, uzman erbaşlara, koruculara, sivil memurlara, astsubay ve subayların tamamına görev tanımlarına uygun, insanca yaşayacakları ücret ve sosyal haklar verilmelidir; adalet ve hakkaniyet ölçüsü içinde bunlar yapılmalıdır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)