| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 28.11.2019 |
ŞENOL SUNAT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yine bir AKP klasiğine dönüşen bir torba kanun teklifini görüşüyoruz. Hani, yeni sistemde kanunları Meclis yapacak, güçler ayrılığı daha da güçlenecekti, pekişecekti; değil mi değerli milletvekilleri?
Evet, imzası olan çoğu vekilin, kanun teklifinin içeriğinden bile haberi olduğunu zannetmiyorum. Çoğunlukla önlerine konulan kanun teklifini imzalayan vekil Genel Kurulda bazen oturmuyor bile. Ama bugün Sayın Kemal Çelik burada, çoğunlukla da dışarıda.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Siz dışarıdasınız herhâlde, ben buradayım.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Sayın vekiller, kanunlar hakkındaki bilgilendirmeleri bile bakanlıklar yapıyor, bürokratlar yapıyor. İşte bu ucube sistemin, işte bu "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denilen kuvvetler birliği sisteminin sonuçları bunlar. Gazi Meclisin yetkileri alınmış; itibarı, maalesef, yerlerde sürünüyor. Ülkemizin tek kurtuluşu, kuvvetler ayrılığını esas alan, iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemdir.
METİN YAVUZ (Aydın) - Geçti, geçti onlar. Geçti onlar, geçti.
ŞENOL SUNAT (Devamla) - Bizim 27'nci Dönem milletvekilleri olarak bu millete boynumuzun borcudur, bunu da asla aklınızdan çıkarmayınız.
Evet, sayın milletvekilleri, bu kanun teklifinde, Emniyet teşkilatıyla ilgili yükselme sınavının yazılı veya sözlü olarak yapılması hususunu Bakanlık takdirine bırakan bir madde var. Özellikle dikkatimi çektiği için, yoksa konuştuğumuz madde bizim karşı olduğumuz bir madde değil. Ama son yıllarda kamu kurumlarında yapılan sözlü sınavların ve mülakatların hangi amaçla yapıldığı, hak etmeyenlerin en üst sıralarda yer aldığı mülakat sorularının içerikleri biliniyor. Çok değil, daha on-on iki yıl önce FETÖ terör örgütü hem Emniyet birimlerinde hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinde at koşturuyor; istediklerini terfi ettiriyor, istemediklerini de yok ediyordu; çaldıkları sorularla da sınav kazandırıyorlardı. Bu güce ulaşmalarının ve devletin kılcal damarlarına kadar sirayet etmelerinin en büyük sebepleri, sınav, atama ve terfi yöntemlerinde yaşanan keyfiyet ve belirsizliklerden yararlanmalarıydı, tabii, iktidarın da bunlara bu ortamı hazırlamasıydı. Hâlen o kötü uygulamaları taklit etmemelisiniz. Dün FETÖ, bugün metö olacak şekilde uygulama yapmayınız. Sayın milletvekilleri, aynı hataları devam ettiriyorsunuz; vatan evlatlarını "o"cu, "bu"cu diye ayırmadan adaleti esas alın, liyakati esas alın, bu millete bir daha 15 Temmuzları da yaşatmayın.
Sayın milletvekilleri, polislik çok zor bir meslek. Bir Emniyet mensubunun kızı olarak söylüyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Gecesi yoktur, gündüzü yoktur, çok yıpratıcıdır. Şair diyor ya: "Polisim, sen bayram, pazar bilemezsin / Hasta olsan yatamazsın / Çocuğun doğsa göremezsin / Anan ölse gömemezsin / Polisim, bu öyle bir meslek ki sen ecelinle bile ölemezsin."
Toplumun huzur ve güvenliğini emanet ettiğimiz polisler vatan evlatları, hak ettikleri ücretlendirme için ek göstergelerinin 3600 olmasını istiyorlar. Vaadiniz vardı, bütün siyasi partilerin vardı ama maalesef bu taahhüt seçim öncesi haklı bir istek olmasına rağmen ne polislere ne öğretmenlere ne de hemşirelere verilmedi. Lütfen, polislerimizin hak ettikleri bu hakkı kendilerine teslim edelim.
Bakın, polis memurları yirmi dört saatin üçte 2'sini çalışarak geçiriyor, fazla mesai onların yaşam tarzı hâline gelmiş durumda. Polise ek gösterge tazminatı bile verilmiyor. Sayın milletvekilleri, Jandarma ile polis aynı yasaya tabii, aynı görevleri yapıyorlar, aynı Bakanlığa bağlılar ama özlük hakları aynı değil; bu, mutlaka eşitlenmelidir. Her kurumda olduğu gibi, tabii ki liyakat de çok önemli. Polislerimiz hak ettiği haklarına kavuşmalıdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)