| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 26.11.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütün öğretmenlerimizin, aslında bütün eğitim çalışanlarının 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.
Tabii, üç dakikada öğretmen meselesini, eğitim meselesini anlatabilmemiz mümkün değil ama ciddi problemler olduğunu hepiniz biliyorsunuz.
Eğitim, bir milletin gelecek davası ise -ki hepiniz kabul ediyorsunuz- en önemli enstrümanı olan öğretmenin problemlerini çözmek, sadece öğretmenleri ilgilendiren bir mesele değil o hâlde. Öğretmenlik mesleğiyle ilgili bir tanım bile ortaya koyamıyorsunuz. Bakın, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 43'üncü maddesinde öğretmenlik bir uzmanlık mesleği olarak tanımlanıyor ama siz, bu tanıma uygun olmayan bir kast sistemi oluşturdunuz; kadrolu hâle getirdiniz, sözleşmeli öğretmen icat ettiniz, ücretli öğretmenlik sistemini neredeyse asal istihdam şekline dönüştürdünüz. 75 bin ücretli öğretmen var, bunu çözmeniz şart. Bu çözülmeden öğretmene değer veremezsiniz, bu çözülmeden öğretmene değer verdiğinizi gösteremezsiniz. Onun için, bu istihdam farklılıklarını mutlaka çözmemiz lazım. Ücretli öğretmen meselesinin Türkiye'de artık tartışılmaması lazım. Ya, nasıl yakıştırıyorsunuz? Bir ders karşılığı 16 lira vererek gençlerin umudunu çalıyorsunuz ya. Asgari ücret tutarında olmayan bir ücretle -bin lira, 1.500 lira- gençlerimizi çalıştırıyorsunuz Türkiye'nin her bölgesinde, her ilinde. Buna yüreğiniz nasıl tahammül ediyor bilmiyorum. Bu, kabul edilemez.
Öğretmenlerle ilgili ücret konusu son derece önemli. Gelişmiş Avrupa Birliği ülkelerine bakmamız lazım. Onların aldığı ücretin beşte 1'ini bile almayan bir öğretmen profili var. 9'uncu derecenin 1'inci kademesinde bir öğretmen 3.980 lira maaş alıyor. Ek ders ücreti varsa 3.980 lira alıyor, yoksa onu da alamıyor. Yani 4 kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin 7 bin TL olduğunu düşündüğümüzde 3.980 TL'yle çalıştırılan öğretmenlerle Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini inşa edebilmek mümkün görünmüyor.
Değerli milletvekilleri, ben, eğitim davasını gerçekten siyasetüstü bir dava olarak görüyorum, hepinizin de öyle düşündüğünü zannediyorum. Onun için, bu öğretmenler konusunda, 24 Kasım tarihinde Sayın Ziya Selçuk'un öğretmen ataması sayısı telaffuz edememesi de düşündürücüdür. Yani 60 bin talebi var, bu taleple ilgili Sayın Selçuk bugüne kadar 10 bin, 20 bin, 50 bin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Koncuk, tamamlayın sözlerinizi.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Selçuk şu ana kadar herhangi bir sayı telaffuz edemedi, enteresandır. Ben Sayın Selçuk'a güvenen bir insandım -eski Talim Terbiye Kurulu Başkanımız- ama bakıyorum, kendi bilgisine, tecrübesine yakışmayacak işler yapıyor. Ensar Vakfını okula sokuyor, TÜGVA'yı okula sokuyor, Deniz Fenerini okula sokuyor. Bu kabul edilemez, eğitim unsurları dışında kimse öğrencilerle muhatap kılınamaz. Bu, alenen Tevhidi Tedrisat Kanunu'na da muhalefet etmektir. 15 Temmuzdan ağzınız hiç yanmamış, FETÖ'den hiç ders almamışsınız. Aynı şeylere yani paralel yapılanma anlayışında bir duruma Millî Eğitim Bakanlığında da göz yumuyorsunuz. Bunlar kabul edilemez diyorum.
Zamanım dar olduğu için derin konulara giremiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)