| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 21.11.2019 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 128 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 50'nci maddesi üzerinde konuşma yapacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddede ortaya koyduğunuz teklifle termik santrallerin çevresel yatırımlarını tamamlamaları için belirlenen süreyi iki buçuk yıl daha tekrar uzatıyorsunuz. Maddenin tarihçesine bakarsak şunları görürüz: 2013 yılında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun geçici 8'inci maddesiyle özelleştirme kapsamına alınan termik santrallerin çevresel yatırımlarının tamamlanması için 2018'e kadar süre tanınmıştı. 2014 yılında Anayasa Mahkemesi geçici 8'inci maddeyi iptal etti. Hangi gerekçeyle iptal etti? "Çevresel yatırımların uzun süre ertelenmesi Anayasa'ya aykırıdır." dedi. 2016 yılında tekrar düzenleme yapıldı, çevre düzenlemeleri için verilen süre 2019 sonuna kadar uzatıldı. Şimdiki Hazine ve Maliye Bakanımız, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, gerekli yatırımların yapılması için verilen sürenin 2019 sonunda kesinlikle biteceğine ve bir daha uzatılmayacağına söz verdi "2019 sonuna kadar eski nesil santrallerden yeni nesil filtreleme sistemlerine geçmeyenlerle külahları değiştireceğiz." dedi ama maalesef 2019'un Şubat ayında getirilen bir kanun teklifinde bu sürenin 31/12/2021 tarihine kadar uzatılması teklif edildi. Bu son teklif 5 siyasi partinin imzasıyla verilen bir önergeyle geri çekildi ve sağlıklı bir çevrede yaşamak isteyenler rahat bir nefes aldı ta ki bugüne kadar.
Değerli milletvekilleri, iklim değişikliği sorunlarından en çok etkilenecek coğrafyaların başında Akdeniz havzası gelmektedir. Türkiye, eğer önlem alınmazsa yakın gelecekte sıcak havanın ve yağış rejimindeki düzensizliğin artması gibi tehditlerle karşı karşıya kalacaktır. İklim değişikliği yalnızca havanın ısınmasıyla sınırlı değildir; kuraklık, seller, hortumlar, deniz suyu seviyesindeki yükselme gibi felaketler de iklim değişikliğinin sonucu olabilir. Ülkemiz için bu derece büyük riskler varken bizim en çok tedbir alan devletlerin başında olmamız gerekmez mi? Ne yazık ki Türkiye, İklim Değişikliği Performans Endeksi'nde 50'nci sırada, karbon emisyonları performansındaysa 37'nci sırada yer almakta. "İklim Etkinlikleri Takibi" kuruluşu yani CAT, Ulusal Katkı Niyet Beyanı hedeflerinde Türkiye için "Kritik derecede yetersiz." demektedir, bunda da temel etken kömür ve linyit yakıtlı termik santrallerdir. Ülkemizde 40'tan fazla kayıtlı termik santral var. Bu santrallerin hepsinin çevresel yatırımları maalesef eksik.
Değerli milletvekilleri, bu santrallerin baca emisyonlarının tek zararı çevreye değil, insan sağlığı üzerine de büyük zararları var. Bu santrallerin baca gazlarının filtrelenmeden havaya salınması, başta santrallerin bulunduğu illerde solunum rahatsızlıkları, kanser dâhil birçok hastalığın ve erken ölümlerin nedenlerindendir.
Hepimiz biliyoruz ki sigara dumanı, kanser dâhil pek çok sağlık sorununa yol açmaktadır. Bu nedenle, iktidarın, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın sigara konusunda hassas davranmasını takdir ediyorum. Maalesef, Meclisimiz, kapalı alanda sigara içilmesini engelleme konusunda tam başarılı değil. Kendi çıkardığımız yasalara önce kendimizin uyması beklenir. Ama, şunu da ifade edeyim ki sigara dumanı, içeni ve yakın çevresini etkiler, etki alanı kısıtlı. Kömürle çalışan santrallerin etki alanı çok daha fazla. Dolayısıyla bu santrallerin sağlığa zararlarını sigaradan daha fazla önemsememiz gerekir. Bunu da buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza iletiyorum.
2019 Şubatındaki santrallerin çevresel yatırımlarını tamamlaması için süre uzatımı teklifinin geri çekilmesiyle, iktidar partisinin doğaya karşı hassasiyetinin bulunduğunu düşünüp takdir etmiştik. Bugün bu teklifin tekrar gündeme gelmesi, soru işaretleri doğurmaktadır. Belli ki, iktidar, geçen sürede bu santrallerin tedbir almasını sağlayamamıştır. Sayın Berat Albayrak, yine bir sözünü yerine getirememiştir.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi, Anayasa'nın 56'ncı maddesinde yer alan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının da ihlali demektir. 56'ncı maddeye göre, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların ödevidir. Meclisin de bu göreve ortak olması gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Bu yasa teklifi, bu anayasal görevi savsaklamak anlamına geliyor. Bu yanlışta ısrar etmeyeceğinizi umuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)