| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 21.11.2019 |
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzerinde değişiklik yapılması düşünülen yasa teklifinin ilgili maddesi hakkında İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
İlgili kanuna eklenen maddede, tahsil edilen değerli konut vergisinin genel bütçe geliri olarak kaydedilmesi öngörülmüş. Bu hüküm, mevcut Emlak Vergisi Kanunu'yla çelişmektedir. Emlak vergisi mahallî idare vergisidir, genel bütçeyle alakası yoktur. Bu, 23 Haziran seçimlerinde yerel yönetimlerdeki ağırlığını kaybeden AK PARTİ iktidarının mahallî idarelerin kolunu kanadını kırma anlayışının bir tezahürüdür. AK PARTİ seçim yenilgisinin psikolojisinden bir an önce çıkmalı, belediye başkanlarımızın ayağına çelme takmaktan vazgeçmelidir. Benden sonrası tufan yaklaşımı en büyük zararı milletimize vermektedir.
Bakınız, her fırsatta dünya lideri olmakla övünen Cumhurbaşkanımız, dünyayı idare ettiği vakitten artakalan mesaisinde uğraşmak üzere Boğaziçi Başkanlığı kurmak istiyor.
Sayın Cumhurbaşkanım, bırakın, İstanbul'u İstanbullunun seçtiği belediye başkanı yönetsin. Siz, Trump'un, Merkel'in, Esad'ın söylediklerine cevap verin, ekonomik girişimlerinizle batık İskandinavlara parmak ısıtın.
Hani en yüce değer millî iradeydi? Hani seçilmişler atanmışlara üstündü? Hani bürokratik vesayet sona erecekti? "Vesayet rejimini ortadan kaldırdık." diyenlerin tek adam sisteminin sağladığı imkânlarla seçilmişler üzerine kurduğu bu baskı bir vesayet değil mi?
Boğaziçi Başkanını da elbette her şeyi atayan Cumhurbaşkanımız atayacak. İstanbul'u yönettikleri süre boyunca Boğaziçini merkezî hükûmete bağlamayı akıl etmeyenler, İBB seçimlerini kaybedince bir anda İstanbul Boğazı'nı korumak gibi ulvi bir düşünceye kapılmış gözüküyor. Gerekçelerine kendilerinin de inandıklarını sanmıyorum. Boğaziçi siluetini ve oradaki yapıları koruyabilmek için böyle bir girişimde bulunduklarını öne süren iktidara sormak istiyorum: Yirmi beş yıl boyunca koruyamadığınız Boğaz kıyılarını saraya bağlayarak mı koruyacaksınız? Dünyanın incisi Boğaz kıyılarının sizin dönemizde geldiği nokta ortada; yağmalattınız, talan ettiniz, Boğaz'da yeşil alan bırakmadınız ve imar affına sokarak bu yağmacıları affettiniz.
Değerli arkadaşlar, dünyaya ayar veren Cumhurbaşkanımızın imarla, parselle, arsayla, Boğaz kıyılarıyla ne işi olabilir? Boğaz kıyılarıyla uğraşmak koca Cumhurbaşkanımızın işi midir? O zaman niye belediye başkanı seçtik ki? Amacın Boğaz siluetini korumak olduğuna inanmıyorum. Öyle olsaydı, İstanbul'un siluetini gökdelenler değiştirirken vicdanınız sızlar, arkanızda bıraktığınız görüntüye müsaade etmezdiniz. "Biz bu kente ihanet ettik." sözlerinin kime ait olduğu malum. Gelin, bu güzel şehre daha fazla ihanet etmeyelim; İstanbul'umuzun tarihî, kültürel, doğal güzelliklerini birlikte koruyalım; dünyanın en güzel şehri, bir tarih hazinesi İstanbul'umuzu daha fazla ranta kurban etmeyelim.
Sayın milletvekilleri, maç oynanırken kural değişmez. Bütçe açığı belediye geliriyle kapanmaz, günübirlik çareler Türkiye'nin derdine derman olmaz. Türk ekonomisini kötü yönettiniz, ülke kaynaklarını tükettiniz, şimdi uydurduğunuz ek vergiler ve gözünüzü diktiğiniz belediye gelirleri sorunu çözmez. Bunu görmeli, idrak etmeli ve kötü ekonomi yönetiminizin yükünü millete yüklemekten vazgeçmelisiniz yoksa bu minare bu kılıfa sığmaz, haberiniz olsun diyorum.
Bir başka sorunu Gazi Meclise sunmak istiyorum. İktidarın seçim beyannamesinde vadettiği, polise, öğretmene, hemşireye ve din görevlilerine vereceği 3600 ek gösterge hâlâ netlik kazanmış değildir. 1 milyon 600 bin kamu görevlisi gözünü ve kulağını Gazi Meclisten gelecek müjdeli habere dikmiştir. Her ürüne zam üstüne zam geldiği bugünlerde, büyükşehirlerde ekonomik zorluklarla mücadele eden kamu görevlilerine daha çok katkı sağlayacak olan 3600 ek göstergenin emekli memurlara da nefes aldıracağı kaçınılmaz bir gerçektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi millet iradesinin hayal bulduğu yerdir, o hâlde milletin derdine kulak vermemiz öncelikli meselemizdir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)