| Konu: | Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2019 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
128 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin geneline bakıldığında bütçe açığını kapatmak adına teklif edilen bir torba yasa olduğunu görüyoruz. Bu kanun teklifi yine para toplamayı hedeflemektedir. "Ekonomi kötü" demek ya da "Ekonomi iyiye gitmiyor." demek size göre suç sayılıyor ama Meclise gelen sürekli kanun tekliflerine bakıldığında neredeyse tamamına yakını para toplamaya dönüktür.
Komisyonlar arasında sadece Plan ve Bütçe Komisyonu gece gündüz çalışma yapmaktadır. Tarım, Adalet, Anayasa, Eğitim, Çevre, Sağlık, İnsan Hakları Komisyonları nadiren çalışma yaptıklarına göre "Bu konularda işler iyi gidiyor da ondan." diyebilir miyiz? Hayır, iyi gitmiyor, Türkiye iyi yönetilmiyor.
Dünyanın göz bebeği İstanbul Boğazı'nda bile kaçak yapılara imar affı çıkardınız. Deprem kuşağındaki -İstanbul dâhil- illerimizde ileride doğabilecek büyük zararları düşünmeden para toplamak adına af çıkardınız. Bedelli askerlik, ihtiyat akçesi ve vergi artırmak dâhil her kaynağa el atıldı. Meksika ve Şili'den sonra gelir adaletsizliğinde 3'üncü sıradayız. Trafik cezalarından umut bekler oldunuz. Oysa en vahimi vatandaşımız umutlarını kaybetti. İntiharlar umutlarını kaybeden insanların her şeyi tükettiği andır. İnsanımızı her şeyin önüne almak zorundayız.
Dört ay önce turizm katkı payı olarak binde 7,5 vergi toplamayı öngörmüştünüz. Şimdi, hesap tutmayınca turisti ve turizmciyi cezalandırır gibi torbadan konaklama vergisi çıktı. Toprak Mahsulleri Ofisine Kamu İhale Yasası hükümlerine tabi olmadan dilediği tarım ürünlerini ithalat yetkisi teklifte yer alıyor. Dolayısıyla tarımı bir kere daha yok sayıyorsunuz. Çiftçi borçlu, ithalatlar yüzünden elindeki ürünü değerlendiremez oldu. Oysa çiftçiyi toprağına küstürmeseydik ithalata gerek kalmayacaktı.
1990'lı yıllarda da bugün olduğu gibi kendi nüfusunun en az 10 katı turist ağırlayan Antalya için özel yasa düzenlemesi talep etmiştik. Antalya'nın altyapısı yoktu, turistik tesislerin vergilerini ödedikleri iller de Antalya dışındaydı; o nedenle vergi gelirlerinden aldığı pay da çok düşüktü. Altyapı için krediler bularak, yabancı krediler bularak yatırımlara başlayabilmiştik. O dönemde turizm belediyeleri için farklı, özel bir yasa ya da "ayakbastı parası" denilen şehir vergisi alınmasını önermiştik; aradan yıllar geçmesine rağmen Hükûmet bu konuda çözüm aramadığı gibi bu tekliflerle turizmi ve turisti cezalandırma yoluna gitmiştir. Teklifte sunulan konaklama vergisi ile değerli konut vergisinin en azından bir bölümünün yerel yönetimlere aktarılması gerekir. Anayasa'ya, hukuka, vicdanlara aykırı çıkarılan torba yasalar "iyi gidiyor" denilen ekonominin ne durumda olduğunu açıkça gösteriyor.
Değerli arkadaşlar, iyi yönetilmiyoruz, iyiye giden bir şey kalmadı oysa daha iyi yönettiğiniz bir dönem vardı; 2002-2007 yılları arasındaki acemilik döneminiz. Neden daha iyiydi? Sorunun cevabını sanıyorum veremezsiniz, ben cevaplayayım. O zaman bazı eksiklerine rağmen bir parlamenter sistemimiz vardı, yargı ve yasama denetimleri işlediği için bu derece şatafat ve israf yapılamazdı; danışır, tartışır, halka yakın durmaya çalışırdınız çünkü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Subaşı.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Kalfalık döneminde durakladınız "ustalık dönemi" dediğiniz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle de felaketler yaşıyoruz. Sistemin işlemesi mümkün değil, sizlerin de "İyi yönetilmiyoruz." diyeceğiniz günler yaklaşıyor ama herkes için acilen yapılması gereken en baştan başlayarak tasarruf yapmak, israfa son vermek, yine acilen insanımızı kucaklayan sosyal projeleri hiç gecikmeden hayata geçirmektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)