| Konu: | Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 12.11.2019 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin 12'nci maddesi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna 2013 yılında verilen ödemeler alanındaki düzenleme ve denetleme yetkisinin Merkez Bankasına verilmesini öngörmektedir. Ayrıca, bu düzenlemeyle, banka olmadığı hâlde posta çeki hesaplarıyla neredeyse bir banka gibi görev yapan PTT de bu düzenleme ve denetleme kapsamına alınmaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bilgi ve iletişim teknolojileri hemen hemen her alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu alanda her geçen gün yeni bir teknolojik uygulama ortaya çıkmaktadır. Bu yeni teknolojik gelişmeler bir taraftan da doğal olarak hayatı kolaylaştırmaktadır. Bu gelişmelere paralel olarak, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de ödeme hizmetleri ve elektronik para sistemi hayatın her alanında yaygınlaşmıştır. Merkez Bankası tarafından sistemin çok iyi bir şekilde düzenlenmesi ve denetlenmesi, ödeme hizmetlerinin sorunsuz bir şekilde işlenmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Biz bu düzenlemeyi başta da söylediğimiz gibi aynen destekliyoruz.
Diğer taraftan hep "Hükûmet elektronik sisteme geçsin." diyoruz ya, maalesef, vergi takibinde de elektronik sisteme geçti ve 3 milyon 300 bin vergi mükellefinin hesaplarına haciz koydu hiç haber vermeden. Tabii, hesaplara haciz konunca hesapların tamamı bloke oldu, ticaret durma noktasına geldi. Unutmayalım ki hiçbir mükellef imkânı olmasına rağmen borcunu ödemiyor değildir. Vergilerdeki gecikme cezası yüzde 2, banka faiz oranları da yüzde 1'dir. Hiçbir vergi mükellefinin Sosyal Güvenlik Kurumuna veyahut da vergiye olan borçlarını bir kredi finansman aracı olarak kullanmadığını burada hepinizin huzurunda tekrar ifade ediyorum. Ama şunu da bilin ki: Esnafın, üreticinin borçlarını ödeme konusunda çok ciddi problemleri var. Önümüze bir yargı yasası geliyor; bırakın borçların ödenmesini, orada da ilave vergiler getiriyoruz. İçinde yaşanılan şartları hepiniz biliyorsunuz; KDV borcu olan, vergi borcu olan, SGK borcu olan bir sürü mükellefimiz var. Biz diyoruz ki: Bu gelen vergi yasasına bunu da ilave edelim, hiç olmazsa önümüzdeki dönemde ödemeler konusunda bir miktar da olsa işverenlerimiz rahata kavuşsunlar. Siz de biliyorsunuz ki bugün mümkün olduğunca vergi ve SGK borcunu herkes ödemeye çalışıyor ama içinde bulunduğumuz durum bunu mümkün kılmıyor.
Yine, önümüze ikinci yargı paketi geliyor. Burada da yine işverenlerin çok önemli bir problemi var, bu yazılan çeklerden doğan mahkûmiyetler. Hepimizin bildiği gibi, çek çok yaygın bir ödeme aracı olarak kullanılmaktadır. 2016 yılında yaptığımız düzenlemeye göre, çekin karşılıksız çıkması durumunda üzerinde yazan tutar adli para cezasına dönüşmektedir. Bu para cezasının da süreci içinde ödenememesi hâlinde adli para cezası hapis cezasına dönüşmektedir. Bugün ülkemizde sık sık yaşanan ekonomik krizler nedeniyle hem borçlu kesimi hem de alacaklı kesimi ciddi mağduriyetler yaşar hâle gelmiştir. Yaşanan ekonomik krizin yol açtığı sebeplerden dolayı, yıllardır ülkemizde üretime ve istihdama çok önemli katkılar sağlayan binlerce ticari kuruluş ve işletme sahibi, çek nedeniyle hapis cezasıyla karşı karşıya kalmış durumdadır. Size şunu söyleyeyim: 2007 yılında yazılan çek miktarı 182.159; 2017'de yazılan çek miktarı 333.703; 2018'de 332 bin, 2019'da 456.968. Yani şunu söylemek istiyoruz: 2016'da çıkan çeklere hapis cezası getiren yasa teklifi hiçbir şekilde caydırıcı olmamıştır. Kaldı ki bugün bankalarda çeki yazılan bütün işverenlerin tamamı kara listeye alınmakta ve bundan sonraki kredilerinde, kredi kullanımlarında veya bankacılıkla ilgili faaliyetlerinde bu hep, tümüyle onların önüne çıkmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yaşar, toparlayın lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
Mümkün olduğunca herkes çekini ödemek için elinden gelen gayreti göstermektedir. Dolayısıyla "Ekonomik suça ekonomik ceza" mantığından hareketle bunu önümüzdeki yargı reformu yasasına da ilave ederek hiç olmazsa bir miktar işverenlerimizi rahatlatmış oluruz. Bunlar içerideyken borçlarını ödemeleri zaten mümkün değil. Hiç olmazsa dışarıda oldukları takdirde borçlarını ödeme imkânlarını bulurlar. Onun dışında, biraz önce Hayati Bey'in de bahsettiği gibi kalp krizinden ölenleri, stresten ölenleri, ekonomik krizden doğan sıkıntılardan yaşanan kalp krizlerini bundan sonra da görmeye devam ederiz diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)