| Konu: | Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir'in 117 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmî dilinin Türkçe olduğuna, AK PARTİ iktidarı olarak bütün yerel dillerde propaganda serbestliğini getirdiklerine, televizyon kurulmasının, özel okullar ile kursların açılmasının önünü açtıklarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 07.11.2019 |
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa'mıza göre Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmî dili Türkçedir. Anayasa'mızda bu yazmaktadır. Burada da Türkçe konuşuruz. Şimdi, siz başka bir dille konuştuğunuz zaman Parlamentoda bulunan 600 kişiden belki 10 kişi anlamıştır sizi. Şimdi, başka bir hatip geldi, Arapça konuştu, kim anlayacak onu? Sonra hepimiz birbirimize bakıyoruz, "Ne diyor, ne anlatıyor?" diye. Buradaki mesele, Zazaca da bizim, Kürtçe de bizim, diğer yerel diller de bizim, hepsi bu ülkenin zenginlikleri. Kaldı ki biz AK PARTİ iktidarı olarak bütün yerel dillerde propaganda serbestliğini getirdik, televizyon kurulmasının önünü açtık, özel okullar açılmasının önünü açtık, kursların açılmasının önünü açtık. Bunları biz yaptık. Fakat buradan hareketle "Şimdi, göreceksiniz tutanaklara bilinmeyen bir dil olarak geçecek." Şimdi, siz buradan Rusça konuşsanız da bilinmeyen bir dil olarak algılanacak, İngilizce konuşulsa bu aynı şekilde kayıt altına alınacak çünkü buranın resmî dili Türkçedir. Dolayısıyla, buradan hareketle insanlar sanki bir dile karşıymış gibi, bir dile düşmanlıkları varmış gibi bir algı oluşturmak, bu tip ifadeler kullanmak doğru değil. Bu, Türkiye'de iç içe geçmiş insanların arasına nifak tohumu ekmekten başka bir şey değildir, bunu doğru bulmuyoruz.
Müge Anlı'nın programıyla alakalı mesele de şudur: Bir vatandaşımız katılıyor, vatandaşımız Zazaca konuşuyor -ana dili olabilir, belki başka dil bilmiyor olabilir- fakat stüdyoda kimse anlamıyor, bilmiyor, o anda bir çeviri imkânı yok. RTÜK kurallarına göre de ya bir çevirmen, tercüman bulmanız lazım orada ya da anlaşılabilir hâle getirmeniz gerekiyor. Kanal bunu yapamıyor. Dolayısıyla da "Yayını kesmek zorundayım." diyor. Şimdiye kadar bunun, buradan alınıp efendim, Zazacaya düşmanlıkmış gibi bir algı oluşturmanın da manası yok.
Bak, ben bunun benzerini daha önce bir konuşmamda ifade ettim. Sanırım Batman ili olması lazım. Şikâyet geliyor, 2 defa şikâyet ediyor vatandaş. Sesli müzik var, alkollü bir ortam var. Polis oraya şikâyet üzerine gidiyor ve orada sesli müzik olduğu için -ruhsatları yok- müdahalede bulunuyor. Fakat bu nasıl anlatıldı? Kürtçe şarkı söylendiği için yapıldı. Hayır, orada Fransızca şarkı söylense de Türkçe şarkı söylense de aynı müdahale yapılacak. Şimdi, Ankara'da siz istediğiniz yerde canlı müzik yapabilir misiniz? Canlı Türkçe müzik yapabilir misiniz? Yapamazsınız. Ruhsat almanız lazım.
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bitiriyorum, toparlıyorum...
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Mehmet Bey, başka bir örneği var mı Türkiye'de? Şarkı söylerken gidilip, müdahale edilip, kapatıldığı başka bir örnek var mı?
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Yok!
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yok. Çünkü Kürtçe söylediği için...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye lütfen... Tartışmayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sonra şarkıcı, o şarkıyı söyleyen insan, o şarkıyı söyleyen vatandaş çıktı "Ya benimle hiç alakası yok, işletmeyle alakalı bir sorun, ben de zor durumda kaldım." diyor.
Dolayısıyla, bunu şunun için söylüyorum: Arkadaşlar, samimi olmakta fayda var.
BAŞKAN - Toparlayın lütfen Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Samimi olalım. 82 milyonun arasına nifak tohumu ekmeyin.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Siz yapıyorsunuz! Kürt düşmanısınız!
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sürekli yaptığınız, belli bir bölgeyi milletin tamamından koparmak, ayrıştırmak için... Hiçbir ilkeniz yok, Makyavelist bir anlayışla, "Bir bölgeyi bu ülkenin tamamından nasıl ayırırız?"ın hesabı içerisindesiniz.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Ama siz yapacaksınız onu. Az kaldı, böyle devam edin, yapacaksınız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Yazık ediyorsunuz. Kendinize de yazık ediyorsunuz, ülkeye de yazık ediyorsunuz.
Ama şunu unutmayın: Sizden önce başkaları da vardı.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Mehmet Bey, siz böyle devam edin, yapacaksınız.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Siz yapıyorsunuz, siz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Onlar başaramadı. Siz de başarmayacaksınız. Size de nasip olmayacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)