| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 16.10.2019 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bizim Adana'da bir fıkra anlatılır -saat de bayağı geç oldu- tabii, sizleri, hepinizi tenzih ederek bu fıkrayı anlatacağım, çoğunuzun da bildiği bir fıkradır.
Kilisenin bahçesinde Meryem Ana heykeli var. Her gün bir kuş geliyor Meryem Ana heykelinin başına pisliyor. Papaz yılmış temizlemekten, diyor ki: "Ya, bu kuş nedir acaba? Bir çanağa şarap koyayım, bakayım içecek mi?" Şarabı koyuyor; kuş geliyor, şarabı içiyor, pisliyor, uçup gidiyor. Papaz şöyle diyor: "Bu, Müslüman olsa şarabı içmez, Hristiyan olsa Meryem Ana'nın başına pislemez." Tabii, cevabı çok farklı, illere göre değişiyor. "Bu, olsa olsa şuralıdır." gibi bir söz söylüyor. Bizim Adana'da denir de ben demeyeyim. Kozan'da başka, Kadirli'de başka, Malatya'da başka, Trabzon'da başka anlatılır bu.
Bunu niye anlattım? Şimdi "yargı reformu" adı verilen bu pakete şöyle bakıyorum, inceliyorum, tabii, reform olmadığı belli de... Şimdi, evrensel hukuk kurallarına bakıyorum, Türkiye evrensel hukuk kurallarından nasibi almamış; olmayabilir, hadi bir kenara attık onu. Yüce dinimizde, Kur'an-ı Kerim'de 125 ayette "zulüm" ifadesi geçiyor, 91 ayette de "zalim" kelimesi geçiyor. Rûm suresi 29'uncu ayeti okuyacağım ben size: "Fakat zulmedenler bilgisizce hevalarına uydular. Artık Allah'ın şaşırttığını kim yola getirebilir? Onlar için hiçbir yardımcı da yoktur." diyor.
Şimdi, evrensel hukuk kurallarını uygulamıyoruz; yüce dinimizin zulümle, zalimlikle ilgili bir sürü ayetikerimesi var, ayrıca kul hakkıyla ilgili ayetler de var, onları da uygulamıyoruz. Şimdi, bu kuş misali biz neyiz ya, biz neyiz? Bunun adını koymak lazım.
Evet, Barış Pınarı Harekâtı'na katılan askerlerimizi buradan saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinde keşke millî meselelerde tek ses çıkarabilsek yani bütün partilerimiz Türkiye partisi olduğu gerçeğiyle hareket etse ama böyle, farklı fikirler de burada maalesef oluyor, üzüntü verici düşünceler de buradan serdedilebiliyor.
Fakat burada, bu Barış Pınarı Harekâtı'nda başımıza gelen ve gelmekte olan, ihtimal dâhilinde olan olayları şöyle bir düşününce gerçekten hepimizin çok farklı düşünmesi lazım, önce iktidarın. Bütün ülkeler silah ambargosu için sıraya girdiler; İtalya'sı, Hollanda'sı, Almanya'sı, Fransa'sı, Finlandiya'sı, Amerika Birleşik Devletleri sıraya girdiler. Demek ki bizim, sağlam bir millî sanayiyi silah alanında ve tüm alanlarda uygulamamız gerektiğini buradan görmemiz lazım.
Şöyle bir teklif getirelim, her zaman konuşuluyor: Şu tank palet fabrikasını özelleştirmekten vazgeçtiğinizi bir açıklayın, AK PARTİ bir açıklasın. Öyle ya, bütün dünyaya bir mesaj verelim. Almanya düşünsün ki "Ya, bu Türkler kendi silahlarını artık her alanda üretecekler." Amerika Birleşik Devletleri düşünsün. Katar'a satmaktan vazgeçtiğinizi, modernize edeceğinizi, hatta burada üretilen tankların motorlarının da Türkiye tarafından yapılacağını bütün dünyaya ilan edelim. Bütün bunları yapabilir miyiz? Bütün bunları yapabiliriz.
Bugün AK PARTİ Grubunda güzel bir marş okudu gençler, çok güzel.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Devrimcilerin marşı.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - O aslında çok devrimcilerin değil, devrimciler değiştiriyorlar o marşı, orada "Türk" geçiyor, değiştiriyor devrimciler. Neyse, güzel bir marş. Demek ki millî değerlerimiz bu kadar önemli, insanlarımızın şahsiyetini yükseltmek bu kadar önemli. Yani biz birbirimize muhtacız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Bakın, Cumhuriyet Halk Partisi tezkereye "evet" dedi, İYİ PARTİ, Milliyetçi Hareket Partisi "evet" dedi yani getirdiğiniz tezkerenin yanında durdu. Bu alanda birlikteliği o kadar istiyorsunuz ki ama her alanda istemelisiniz, her alanda. O zaman ayrımcılığı ortadan kaldıracaksınız, bütün toplumu hür olarak kucaklama anlayışını sergileyeceksiniz. Bunları yapamadığımız sürece, hukuku, adaleti bu millete reva görmediğiniz sürece bu işlerin düzelmesi mümkün değil. Sadece AK PARTİ'ye oy verenlerle ya da AK PARTİ'ye yakın olanlarla yani ocağa yakın olanların ısınmasını sağlamakla bir milleti yönetebilmek mümkün olmuyor, bir kere bunu göreceğiz. Bu Barış Pınarı Harekâtı bu anlattığım kıymet hükümlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gösterdi. Bunu sağlamak mümkündür, inşallah sağlarsınız diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)