| Konu: | Bulgaristan Türklerinin Türkiye'ye göç etmesinin 30'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 16.07.2019 |
YÜKSEL ÖZKAN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, sevgili izleyiciler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, ayrıca, söz verdiğiniz için size teşekkür ediyorum.
Osmanlı Devleti'nin Balkanlardan çekilişinin ardından, başta Bulgaristan olmak üzere, Balkan ülkelerinde mevcut hükûmetler yaşayan Türk ve Müslümanlara yönelik sistematik olarak asimilasyon ve baskı politikaları izlemişlerdir. Bulgaristan'da Türklere karşı yıllardır süren asimilasyon politikaları 1980'li yıllarda yoğunlaşmış ve 1984'te doruğa ulaşmıştır. Bulgaristan Türklerinin 1989 yılında ana vatan Türkiye'ye zorunlu göçünün üzerinden tam otuz yıl geçti. "Soya dönüş" başlığı altında Bulgaristan Türklerinin isimleri zorla Bulgarlaştırıldı; Türkçe konuşmaları, dinî inançları ve ibadetleri yasaklandı; mezar taşları kırılarak yerlerine haçlı taşlar dikildi, vefat edenlerin dahi isimleri kütüklerde Bulgar isimleriyle değiştirildi. Bu süreçte binlerce insan tutuklandı ve hapislere gönderildi; yüzlercesi öldürüldü, hatta 17 aylık Türkan bebek şehit edildi.
Totaliter Jivkov rejiminin acımasız, baskıcı, soykırım niteliği taşıyan asimilasyon politikaları nedeniyle Bulgaristan'da zorunlu göçün başladığı 24 Mayıs 1989'da -Haziran, Temmuz aylarında- evlerinden, işlerinden, sevdiklerinden, hatıralarından koparılan 345.960 soydaşımız vizesiz ana vatana geldiler. New York Times gazetesi gelen yoğun göçü şöyle özetliyordu: "Sonu gelmeyen araba, otobüs ve tren konvoylarıyla çeyrek milyon Bulgaristan Türkü, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük göçmen akınını son üç aydır Türkiye'ye gerçekleştiriyor. Demokrasiye geçiş döneminden sonra Bulgaristan'daki mevcut başbakan Türklerden özür dileyerek bu süreci kınamıştır.
Zorunlu göçün ardından otuz yıl geçmesine rağmen Bulgaristan Türklerinin oturma izni, çalışma izni, vatandaşlık, sosyal güvenlik gibi birçok sorunu hâlâ çözüm beklemektedir. Bilindiği üzere, Bulgaristan'dan göç eden vatandaşlarımızın sosyal güvenlik sorunları 1970'li yıllardan bugüne kadar hep birinci sorun olarak gündemde kalmıştır. 1968 Göç Anlaşması'nın 12'nci maddesiyle öngörülen sosyal hakların aktarılması konusu, Bulgaristan tarafının tutumu nedeniyle bir türlü gerçekleştirilememiştir. Bu önemli sorunun nispeten hafifletilmesi amacıyla çıkarılan 5754 sayılı Kanun'la zorunlu göçten etkilenen soydaşlarımız döviz bazında borçlanarak Bulgaristan'da geçen hizmetlerinin saydırılmasını sağlamış ve Türkiye genelinde yaklaşık 36 bin civarında vatandaşımız emekli olmuştur ancak bu kapsamda olup zorunlu göçün devamı olarak gelen ve 403 sayılı Kanun'a göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınan soydaşlarımızdan yaklaşık 2 bininin borçlanma hakkının verilmemesi büyük bir haksızlığa sebebiyet vermiştir. Türkiye'de çalıştıkları hâlde sigortası yapılmamış ya da geç yapılmış ve yaşları 70'e ulaşmış kişiler bugün emekli olamamaktadırlar. Bu durum eşitlik ilkesine, hakkaniyete, sosyal güvenlik hukukunun ruhuna aykırıdır.
Ayrıca, son aylarda, Bulgaristan Türklerinin 2022 sayılı Kanun'a göre almakta oldukları muhtaç maaşları durdurulmuştur. Gerekçe ise, şahısların, Bulgaristan devletinden gelir almadıklarına dair bir belge ibraz etmemeleridir. Oysa Bulgaristan makamlarına müracaatlarında, kırk sene önce vatandaşlıktan silinen kişilere resmî makamlarca herhangi bir belge verilmemektedir.
Diğer bir sorun ise, birçok soydaşımız hâlâ soyadı farklılığından dolayı İsim Denklik Belgesi sorunu yaşamaktadır. Türkiye'de doğmuş olmasına rağmen bir türlü vatandaş olamayan 3 kız kardeşin içler acısı bir hikâyesi var. Gizem 24 yaşında, Yaren 21, Lütfiye 18 yaşında. 3 kardeş Türkiye'de doğup büyüdü fakat Türkiye Cumhuriyeti kimliği kendilerinde hiç olmadı. 3 kardeşin annesi Gülcihan Hanım yıllar önce Bulgaristan'dan Türkiye'ye geldi, Türkiye'de 4 çocuğu dünyaya geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Oğlu vereme yakalanıp tedavi edilemeyince hayatını kaybetti. 3 kardeşin en büyüğü Gizem kızımız ise şu an dinî nikâhlı, şimdiye kadar hiç oy kullanamadı, sigortasız yıllarca çalıştırıldı ve eğitim alamadı.
Bu çocuklar, 5901 sayılı Vatandaşlık Kanunu'na göre gerekli tüm niteliklere sahip olmalarına rağmen, hâlâ vatandaş olamıyorlar.
Değerli milletvekilleri, büyük göçün ardından tam otuz yıl geçmesine rağmen Bulgaristan Türklerinin birçok sorununun hâlâ çözüm beklemesi ülkemiz açısından son derece üzücü bir durumdur.
Değerli milletvekilleri, tarihî bilinçten yoksun bir kısım siyasetçi, yazar ve çizer, son zamanlarda Rumeli Türklerine yönelik bilinçli ya da bilinçsiz aşağılayıcı ifadeler kullanmaktadırlar. En son Başiskele AK PARTİ ilçe yöneticisinin sözleri kabul edilir değil, şiddetle kınıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkan, tamamlayın.
YÜKSEL ÖZKAN (Devamla) - Ayrıca, bu saldırıların esas hedefinin Selanik doğumlu, cumhuriyetimizin kurucusu Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Saygılarımla. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Peki, teşekkür ederiz.