| Konu: | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 10.07.2019 |
MHP GRUBU ADINA BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, turizm ajansının kurulması aslında Türkiye'de geç kalınmış bir projedir. Dünyanın her türlü nimetine sahip en özel bölgesinde bulunan, gerek denizi gerek tarihî ve kültürel değerleriyle, doğasıyla turizme açık olan, sıcak kanlı insanlarıyla dünyanın her yerinden gelen insanlara kucak açan bir ülkede, elbette daha çok turist gelmesi adına ajans daha önceden kurulmalıydı. Bu, geç kalmış bir proje ama doğru bir proje.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, turizm ajansının kurulmasını destekliyoruz. Tabii, ajans kurulurken turizmcilerin de yatırımcı insanlarımızın da mağdur olmaması adına, alınacak olan yüzde 1'lik kesintinin daha uygun hâle getirilmesini... Aslında, 100-120 milyon gibi rakamların tanıtım adına çok büyük bütçeler olmadığını biliyoruz ama turizm sektörü de uzun yıllar sıkıntı çekti, özellikle Rusya'dan gelen turist sayısında Rus uçağının düşürülmesinden sonra uzun yıllar sıkıntı yaşandı. Yeni yeni turizm sektörü kendisini toparlıyor. Komisyonda da belirttik, buradaki yüzde 1'lik oranın daha uygun bir değere çekilmesi ve bu yıl için tahsilatın temmuz, ağustos, eylül gibi turizmin yoğun olduğu aylarda alınmaması çünkü yeni faaliyete geçecek, turizmciye bu yıl için bunun bir katkısı olmayacak, önümüzdeki yıldan itibaren bunun meyvelerini görmeye başlayacağız. Bununla ilgili de ilerleyen maddelerde gerekli düzenlemelerin yapılmasını temenni ediyoruz. Temmuz, ağustos, eylül gibi aylarda turizmcilerden bir kesinti yapılmamasını talep ediyoruz.
Tabii, turizmle ilgili yatırım planlamasının da doğru yapılmasını, sadece İstanbul, Bodrum, Antalya merkezli turizm yatırımlarının yapılmamasını, turizmin çeşitliliğinin artırılmasını ve Türkiye'nin dört bir yanına çeşitlilik olarak dünyanın her yerinden -ülkelerin sayısının da artırılarak- turistlerin gelmesi için çalışma yapılmasını öngörüyoruz.
Benim seçim bölgem olan Mersin'in 340 kilometrelik sahil şeridi var. Dünyanın en güzel sahilleri, denizleri Mersin'de ama Mersin turizmden bugüne kadar, maalesef, istediği yatırımları alamamış. Birçok turizm projesi planlanmış, 8 tane turizm bölgesi ilan edilmiş, bunların imar planı değişiklikleri yapılmış, Kazanlı Turizm Bölgesi'nde yatırımcılara tahsis yapılmış ama hep şanssızlıklar üst üste gelmiş. İlk başta bir mahkeme süreciyle karşılaşılmış, bunu mahkemeye taşımışlar, daha sonraki süreçte turizmde yaşanan sıkıntıdan dolayı turizm firmaları yatırımdan vazgeçmiş. Şu anda, yeniden canlandırılması için Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımız, önceki dönem Kalkınma Bakanımız Sayın Lütfi Elvan Bey girişimlerde bulunuyor. Turizm Bakanımız Mersin'e gelerek bu bölgeye ziyarette bulundu ve en kısa zamanda burada faaliyete geçilmesi için talimat verdi. Ama maalesef, yine süreç istediğimiz gibi gelişmiyor. Antalya, Bodrum ya da İstanbul'un alternatifi değil ama Mersin'de turizm çeşitliliğinin her türlüsünün yapılabileceği imkânlar var. Dünyadaki kutsal üç dinin sembolü olan Danyal (AS)'ın Türkiye'deki tek peygamber mezarı Mersin Tarsus'ta, Hıristiyanlar için kutsal olan St. Paul Tarsus'ta. Yine İslam dini için kutsal olan Eshab-ı Kehf Tarsus'ta. Cennet-Cehennem'iyle, Kız Kalesi'yle, Anamur Kalesi'yle, Narlıkuyu'suyla hem deniz hem tarihî miras, sit alanlarını sahillerimiz boyunca gittiğiniz her yerde görebiliyorsunuz. Anamur ören yerleriyle Mersin, milyonlarca turisti ağırlayabilecek bir yer. Kız Kalesi dünyanın başka bir ülkesinde olsa, sadece Kız Kalesi'ne belki her yıl 4-5 milyon turistin gelme imkânı var. Yani ben buradan sayın bakanlarımıza ve Hükûmet yetkililerimize çağrıda bulunuyorum: 10 defa Antalya'ya gidiyorlarsa yılda, 10 defa Bodrum'a gidiyorlarsa, 5 defa da Mersin'e gelsinler. Mersin rahmetli Özal döneminde serbest bölge ve ticaret bölgesi ilan edilmiş, Antalya turizm bölgesi ilan edilmiş ve bütün turizm yatırımları Antalya'ya kaydırılmış, Ege sahillerine kaydırılmış. Dolayısıyla 340 kilometrelik sahil şeridi olan, gerek yayla turizmi gerek inanç turizmi açısından son derece önemli olan, her türlü zenginliğin bulunduğu, dinlerin, dillerin ve medeniyetlerin kesişmiş olduğu Mersin, özellikle Arap turistlere -yayla turizmiyle ilgili, yine deniz turizmiyle ilgili- hem ulaşım olarak çok yakın hem kültür olarak. Yani Mersin'de hem Arap mutfağını görebilirsiniz, Hatay'ın kültürünü görebilirsiniz, Beyrut'un kültürünü görebilirsiniz, hem doğunun, güneydoğunun -oradan gelen vatandaşlarımızın oluşturduğu- hem de Mersin'de yaşayan Yörük, Türkmen kardeşlerimizin kültürünü görebilirsiniz, hepsini bir arada yaşamanız mümkün. Ama buna dönük ciddi planlamalar yapılması lazım, yatırımlar yapılması lazım ve kaynak aktarılması lazım. Bunların yapılmadığı süre içerisinde, Mersin'de sadece tarımla, sadece serbest bölgeyle, istenilen seviyede değiliz. Gerçekten, hiç göç vermeyen, yıllarca göç alan bir kent, şu anda Türkiye'de işsizliğin en yüksek olduğu kentlerden bir tanesi. Yapılan resmî araştırmalara göre, Mersin'de işsizlik yüzde 20'nin üzerinde şu anda.
Bir de Mersin'in, tabii, Suriyelilerle yaşadığı sıkıntılar var. Biz ülkemize gelen her bir insana kapımızı açmışız ama şu anda gerçekten sahiller yaşanmaz hâle gelmiş yani Mersin sahilleri resmen talanla karşı karşıya. Hükûmetimizin gerek İstanbul'da gerek diğer yerlerde Suriyelilerin geri dönüşüyle ilgili yapmış olduğu çalışmaları görüyoruz. Bu, turizme de bir engel teşkil ediyor çünkü insanlar huzur içerisinde, güven içerisinde denize giremiyorlar; çoluk çocuklarının, kendilerinin yaşamlarından endişe ediyorlar. Çok kötü şekilde sahiller kullanılıyor. Bununla ilgili de artık terörden arındırılan bölgelere Suriyeli göçmenlerin mutlaka yeniden gönderilmesi ve sahillerin, kentlerin daha düzenli bir hâle gelmesi için de yine çalışma yapılması gerekiyor.
Tabii, turizmin en önemli sorunlarından bir tanesi de ulaşım. Yine, Mersin-Çukurova Havaalanı'yla ilgili çalışmalar yıllardır devam ediyor. Orada da birçok şanssızlık yaşadık, ihale iptalleri, yapılan farklı eksiklikler gibi. Şu anda çalışmalar devam ediyor ama sadece Çukurova Havaalanı'nın bitmesi Mersin turizmi açısından yeterli olmayacak çünkü Çukurova Havaalanı'nın yapıldığı yer Mersin'in en doğu noktasında. Mersin'de turizmin en canlı olduğu bölge Silifke'den, Erdemli'den Anamur'a kadar olan bölge. Bu bölgeye de uçaktan indikten sonra iki saat üç saat yolculuk yaparak hiçbir turist gitmek istemez. Mersin belki iç turizmden, pansiyon turizmden belli sayıda faydalanıyor, bundan istifade ediyor ama gerçekten çok ucuz fiyatlar, çok düşük fiyatlar ve pansiyonculukla birtakım girdilerin sağlanması bekleniyor. Ulaşımın da iyi duruma getirilerek öncelikle Mersin-Adana arasındaki -yolun projesi yapıldı, ihalesi yapıldı ama yine tamamlanamadı- 8 şeritlik yol tamamlanmalı. Yine Çeşmeli-Taşucu arası yaz aylarında gerçekten çekilmiyor çünkü iç turizm; Konya'dan, Kayseri'den, Adana'dan, Urfa'dan, Gaziantep'ten çok sayıda insanın Mersin'de yazlıkları var veya Mersin'e, otellere tatile geliyorlar. İnanın Erdemli-Taşucu arasındaki yirmi dakikalık yol yaz aylarında, hafta sonlarında birkaç saatte geçilemiyor ve hayat çekilmez hâle geliyor, bu yolun da ivedi olarak... Artık, Mersin'in istediği kaynakları alıp bu imkânlardan faydalanması lazım. Bu kadar güzellikleri olan, 340 kilometre sahil şeridi olan bir kentin mutlaka yabancı turistten de dış turizmden de faydalanması lazım. Mersin'e yapılacak olan turizm yatırımlarına mutlaka teşviklerin verilmesi lazım. Burada, gerçi, ajansın turizm yatırımlarıyla ilgili ödeneği geri çekiliyor, bunun tamamı tanıtıma harcanacak ama yatırımlarla ilgili de Turizm Bakanlığının ve Hazine Bakanlığının Mersin'deki yatırımcı firmalara gerekli teşvikleri ve kredileri vererek buradaki turizm tesislerinin bir an önce yapılıp hayata geçirilmesi ve Mersin'in turizmden yeteri kadar faydalanması için gerekli düzenlemelerin yapılması lazım.
Ben tasarının hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)