GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:04.07.2019

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 10'uncu maddesi hakkında konuşacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ Hükûmeti, iktidarının başından beri düzenleme yaptığı neredeyse bütün alanlarda olduğu gibi kanun teklifinin maddelerinde de muğlak ifadelerden kaçınmamıştır. Bu, ileride büyük problemlere yol açabilecek bir hatadır. İktidar, yaptığı bu değişiklikle hem sporseverlerin özel hayatlarını ihlal etmekte hem kişisel verilerin güvenliğine aykırı hareket etmekte hem de sporseverlerin yerleşme ve seyahat özgürlüklerine müdahale etmektedir; vatandaşların anayasal güvence altındaki haklarını kanunla geri almaya çalışmaktadır. Bu teklifin Meclise sunulma zamanı da manidardır, bu zamanlama "Bu kadar acele edilmesine ne etki etmiştir?" "'İmamoğlu'na mazbatayı ver.' sloganları bu teklifte ne kadar etkili olmuştur?" "Bu teklifte amaçlanan bu tür muhalif sloganları engellemek midir?" sorularını akla getirmektedir. İktidar, kendine muhalif olanların, kendi gibi düşünmeyenlerin toplanabileceği alanları kontrol altına alarak Türk milletinin muhalefet kesimi üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır; Meclis dışında muhalefete asla müsaade etmemektedir. Basının, televizyonların kontrol altına alındığı, sivil toplum kuruluşlarının susturulduğu, sosyal medyanın sürekli takip edildiği, üniversitelerin sessiz kaldığı, yargının bağımsızlığını yitirdiği bir ortam yaratılmıştır. İktidarın amacı, spor müsabakalarının daha nezih bir ortamda yapılması değil, sessiz sedasız, muhalefet etmeden yapılması isteğidir. Taraftarı kontrol etmek için sporda şiddeti önlemek kamuflajıyla yola çıkılmıştır. Teklifin 10'uncu maddesinde de bu amaca yönelik olarak cezalar ağırlaştırılmaktadır. Bakın, Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra ilk üç yılında Cumhurbaşkanına hakaretten açılan dava sayısı da daha önceki döneme oranla 13 kat artmıştır. Ahmet Necdet Sezer'in görev döneminde açılan davalarda sanık sayısı 163'tü, Abdullah Gül döneminde 848'di ve nihayet Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk üç yılında rekor bir artışla 12.173 oldu. Darbeyle yönetime gelen Kenan Evren döneminde dahi bu suçtan yargılanan sanık sayısı 340'tır. Merak ettiğimiz bir şey var, Sayın Erdoğan'a hakaret eden sayısı mı daha çok, yoksa Sayın Erdoğan daha mı alıngan? Bu iş o kadar ileri gitti ki bugün aldığımız habere göre 1993 yılında Van'ın Başkale ilçesinde çatışmada hayatını kaybeden şehidimiz Astsubay Namık Ayhan Akbaba'nın annesi Pakize Akbaba'ya 5 Aralık 2017 tarihinde yaptığı konuşmadan dolayı Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılmış. Teröristbaşının terörist kardeşini devletin televizyonlarına çıkaranlar hakkında hiçbir işlem yapılmazken, tartışmalar hâlâ devam ederken şehidimizin anasına karşı bu tavır toplumun vicdanını rahatsız edecektir.

Bu kanun teklifinin Türk sporuna bir şey kazandırmayacağı aşikârdır. Hatta, bu teklif kabul edilirse kanundan dolayı Türk sporunun kaybetme ihtimali daha yüksektir. Teklif, iktidar baskısını hisseden futbolseverlerin stada girişini zorlaştıracaktır. Bu teklif, spor müsabakalarının seyirci sayısını düşürecektir. Seyirciden istediği kadar maddi gelir elde edemeyecek olan kulüplerin maddi sıkıntıları artacaktır.

Spor, sanat ve bilim önemli konulardır. Bunlar, devletlerin yumuşak güçlerindendir. Bugün birçok ülke, şehir başka halklar nezdinde futbol kulüpleriyle tanınmaktadır. Spor müsabakaları, turist çekmek için de önemli bir kaynaktır. Spor müsabakaları, devletin döviz getirisinden tutun da tanınırlığına kadar birçok alanda diğer alanlar kadar önemlidir.

Hükûmet, amacı sporun kazanması ise taraftarları baskı altına almaya, gizliliği ihlal etmeye çalışmamalıdır. Güvenlik tabii ki önemlidir fakat paranoyakça her kalabalıktan bir tehdit çıkarmaya çalışmak iktidara, devleti yönetenlere yakışan bir hareket değildir. Devlet, sporun kazanmasını istiyorsa kendine yakın ya da değil, bütün kulüplere ve sporculara eşit yaklaşmalıdır; bütün spor dallarını desteklemeli, dünya standartlarını yakalamaları için destek vermelidir; ülkemizi temsil edecek olan gençlerin önünü açmalıdır. Ancak bu şekilde sporla ilgili çıkartılan yasaların samimi bir şekilde sporun iyiliği için olduğuna bizleri ve Türk milletini inandırabilirsiniz.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)