GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:95
Tarih:27.06.2019

MHP GRUBU ADINA ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 90 sıra sayılı Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülerek Genel Kurula sunulan bu kanun teklifinin içeriğinde sözleşmeli öğretmenlerin, 45/A'lı sözleşmeli sağlık çalışanlarının ve Diyanet personelinin kadroya alınma sürelerinin 4+2'den 3+1'e indirilmesiyle ilgili düzenleme de kabul edilmiştir. Bu düzenlemeyi kadroya geçiş süresinin azaltılması açısından olumlu buluyoruz. Kadroya geçiş süresinin azaltılması doğru bir adımdır. Temennimiz kamuda sözleşmeli personel istihdamı yerine, tamamının kadroya alınması olsa da bu adım sözleşmeli personelin çalışma motivasyonunu olumlu yönden artıracağından dolayı yerinde bir düzenlemedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimi öncesinde beyannamemizde "27'nci Yasama Dönemindeki Başlıca Taahhütlerimiz" başlığı adı altında; atanamayan öğretmenlerin tamamının kademeli olarak atanmasını sağlayacak şekilde kadro ihdası yapılması, sağlık hizmetlerinde sürekliliği ve erişilebilirliği sağlamak amacıyla sağlık insan gücünün ülke genelinde dengeli dağılımını temin edecek bir istihdam ve ücret politikası uygulanması, sağlık çalışanlarına yıpranma payı hakkı verilmesi konularının Türkiye Büyük Millet Meclisinde güçlü bir şekilde takipçisi olacağımızı belirtmiştik. Takip etmeyi sürdürüyoruz ve gerekli çalışmaları yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.

Hatırlanacağı gibi 4+2'ye dayalı sözleşmeli istihdam modeli 2017 yılında fiilen hayata geçmişti. Sözleşmelilere kadro verildiği son düzenleme 2013 yılında yasalaşmıştı. 2013 yılından bu yana kamuda istihdam edilen 4/B'liler için herhangi bir süre olmaması ayrı bir sorun olarak durmaktadır. Bu çalışanlara da kadroya geçişleriyle alakalı çalışma yapılabilir. Çalışanların bu yönde yoğun beklentileri vardır. Bu talebin karşılanması gerektiğini düşünüyoruz. Aslında kamunun 2 kere kurtulduğu sözleşmeli istihdamdan üçüncü ve son kez kurtularak kamuda sözleşmeli çalışma devrinin sonlandırılması gerekmektedir. Böylelikle tüm çalışanlar için bir eşitlik sağlanacak ve bu konu sorun olmaktan tamamen çıkarak çalışma barışı sağlanmış olacaktır.

Bakınız, Sağlık Bakanlığına bakıldığında, 657 kadrolu personel yani 4/A maddesinde çalışanlar; 4/B sözleşmeli çalışanlar yani 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi ve bu maddeye göre çalışan personel; 4+2 sözleşmeli çalışanlar, 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 76'ncı maddesi ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı Kanun Hükmünde Kararnamesi'nin 45/A maddesine göre çalışanlar; 4924 sayılı çakılı sözleşmeli personel yani 4924 sayılı Kanun'a tabi olanlar; 4/C'den 4/B'ye geçirilen personel; taşerondan 4/D'ye işçi kadrosuna geçen personel; vekil ebe, hemşireler; kamu dışı aile sağlığı elemanları olmak üzere 8 farklı istihdam modeliyle sağlık çalışanları görev yapmaktadırlar. Asıl olması gereken, çalışma barışını bozan bu çeşitliliği bir an önce sonlandırmaktır. Geleceğe umutla bakmak isteyen çalışanların bu haklı talepleri karşılanmalıdır. Bizim isteğimiz tüm çalışanlara, hakları olan kadronun bir an önce verilmesi, tayin başta olmak üzere mahrum kaldıkları haklarına kavuşmalarıdır. Anayasal hak olan aile bütünlüğü sağlanmalı, çocuklar anne babasız büyümemeli, yüzleri gülmelidir.

Bu kanun teklifinin 16'ncı maddesiyle ilgili düzenlemede Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ve bu merkezlerde hizmet alan bireylere yapılan ödemelerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için yapılmasına karar verilmesi, ayrıca, destek verilecek olan hastalık türlerinin net olarak, yazılarak açıklık getirilmesi, vatandaşlarımızın yaşayabileceği problemlerin önüne geçilmesi açısından faydalı olmuştur. Kanunun yazımında kullanılan dilin düzeltilmesi bizim için ayrıca anlamlı olmuştur.

Yine, 16'ncı maddede belirtilen "Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporuyla asgari %20 oranında engelli olduğu, 18 yaş altı çocukların Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu ile özel gereksinimi olduğu" şeklinde yapılan değişiklik, kamuda çalışan aileler için çocuklarının bakımı açısından mazeret olarak kabul edilmeye devam edecek midir? Bu ayrıntıya da özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin "Öğretmensiz bir toplum; ruhen, fikren, ahlaken ve vicdanen fakir düşecek, geride kalacak, bu yüzden canlılık emarelerini kaybedecektir." sözünden hareket ederek, öğretmenlerimizin sorunlarını gelecek nesillerin sorunu olarak değerlendirmekteyiz. Bu nedenle, Millî Eğitim Bakanlığımızın eğitim alanındaki kamuda tek çalışma şekli kadrolu istihdam biçimi olmalı, kadrolu istihdam haricindeki, sözleşmeli öğretmenlik, 4/B ve 4/C gibi statülerde çalışan personel ivedilikle kadroya geçirilmelidir.

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından son dönemde yapılan öğretmen alımlarının sözleşmeli öğretmenlik şeklinde yapıldığı görülmektedir. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasından vazgeçilmeli ve tek istihdam şekli kadrolu öğretmenlik olmalıdır. Kadroya geçirilme işlemleri gerçekleşene kadar sözleşmeli öğretmenlerin özür grubu tayin talepleri karşılanmalıdır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelin farklı mevzuatlara tabi olması nedeniyle meydana gelen mali, sosyal ve özlük haklarındaki farklılıkları gidermek ve kadrolu çalışanlarla eşitlemek amacıyla gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi, sözleşmeli öğretmenlere de başarı, üstün başarı belgesi ve ödül verilmesinin yolu açılmalı, hiç değilse bu konudaki çifte standart ortadan kaldırılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlere yapılacak öğretim yılına hazırlık ödeneği ödemelerinde SGK kesintisinin yapılmasının önüne geçilmelidir.

Sözleşmeli öğretmenlerin ücret hesaplamasında dikkate alınan hizmet sürelerinde özelde çalışılan sürelerinin de dikkate alınması gerekmektedir.

Sırasıyla 4/C'de çalışırken 4/B'ye ve 4/A'ya alınan ve genel bütçeden maaş alamayan kamu kurumlarındaki personelin ortak bütçeden maaş alabilmeleri için düzenlemeler yapılmalıdır.

4/B'li personelin ek ödeme tutarları, emsali kadrolarda çalışanlarla aynı tutarda olacak şekilde artırılmalıdır.

4/B'li personelin hizmet sözleşmesinin 8'inci maddesinin (b) fıkrasındaki "5510 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yaşlılık ve malullük aylığına hak kazandıkları tarihte sözleşmesi sona erer." ifadesinin diğer sözleşmeli çalışanlarda olduğu gibi "65 yaşını doldurduğu takdirde emekliliğe hak kazanır." şeklinde değiştirilmesi gerekmektedir.

Sözleşmeli öğretmenlerin hizmet süresinin hesabında özel öğretim kurumlarında geçen sürelerinin üçte 2'sinin dikkate alınarak hizmet sürelerinin hesabında değerlendirilmeli ve ücret ödemelerinde yeni belirlenen hizmet süreleri de dikkate alınmalıdır. Sözleşmeli olarak görev yapmakta olan öğretmenlerimize de 2019 yılı Ağustos ayında yapılacak özür grubuna bağlı yer değiştirmelerde özür durumlarına göre yer değiştirme hakkı verilmelidir.

Sayın milletvekilleri, bir başka konu da illerde görev yapan 1.100 civarındaki maarif müfettişlerinin görev ve yetkilerini tanımlayan herhangi bir mevzuat bulunmamaktadır. Maarif müfettişlerinin görev tanımlarının yapılması ve mağduriyetlerinin giderilmesi temennimizdir. Bununla birlikte, eğitim öğretim dönemlerinde görev yapan ücretli öğretmenlerin aldığı ek ders karşılığı ücretin en azından asgari ücret seviyesine yükseltilmesi de gözden geçirilmelidir.

Sayın milletvekilleri, Başöğretmen Atatürk'ün ifadesiyle "Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır." Bu itibarla toplum geleceğinin mimarı her öğretmen saygıyı hak eder, hürmet ve minnetle anılır. Buradan, saygıyı ve hürmeti en fazla hak eden şehit öğretmenleri yâd etmeden geçemeyeceğim.

Konya'da Ülkü Ocaklarında arkadaşımız olan, henüz on beş günlük öğretmenken Diyarbakır ili Hazro ilçesi Dadaş köyüne ilkokul öğretmeni olarak atanan, vatana ve millete hayırlı bir nesil yetiştirmekten başka hiçbir amacı olmayan Hüseyin Yavuz'u, daha 22 yaşındayken Batman'ın Kozluk ilçesinde PKK'lı teröristlerin hain saldırısında katledilen Şenay Aybüke Yalçın'ı; adına ağıtlar yakılan, Gaziantep'in yiğit evladı Cemil Doğan'ı; daha adını sayamadığım, Anadolu topraklarında vatan bilincinin oluşmasını sağlayan, ilim yayıp kanıyla bedel vermiş bütün öğretmenleri rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Ayrıca, şehit edilen sağlık personellerini, daha yakın zamanda hendek operasyonlarında şehit edilen ve yaralanan bütün sağlık personellerini de buradan rahmet, minnet ve saygıyla yâd ediyorum.

Görüşülmekte olan bu kanunun memleketimize, devletimize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Gaziantep gibi gazi olan yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Taşdoğan.