| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 26.06.2019 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
4+2'nin 3+1'e düşürülmesi sevindirici. Kanun teklifinde öğretmenler vardı, Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları vardı, daha sonra sağlık çalışanları eklendi. Sağlık çalışanlarının eklenmesi de önemlidir, aynen destekliyoruz. Ancak siz önce çalışanlar arasında ayrımcılık yaptınız; kadrolu, sözleşmeli diye çalışanları ayırdınız. Şimdi sözleşmelileri de kendi arasında ayırıyorsunuz; 4+2'ye tabi olanlar vardı, şimdi 3+1'e tabi olanlar, bir de ne kadar çalışacağı belli olmayan sözleşmeliler var; Adalet Bakanlığında var, Tarım Bakanlığında var, Spor Bakanlığında var, belediyelerde var, var da var; 5393 sayılı Yasa'ya tabi olanlar var, vekil ebeler var, vekil hemşireler var, vekil imamlar var. Yani çalışma hayatını öylesine hercümerç ettiniz ki siz dahi toparlayamıyorsunuz. Yani nedir bu? 4+2 yaptınız, şimdi 3+1'e düşüyor. Mesela öğretmenlerin neden 3+1 olduğunun gerekçesinde işte "4+4'e de uygun hâle getiriyoruz." diyorsunuz. Diyanet İşleri Başkanlığında çalışanları da 4+4'ten 3+1'e düşürürken "Efendim bunlar köylerde, mezralarda yeteri kadar çalışmış." filan gibi gerekçeler öne sürüyorsunuz; doğrudur, destekliyoruz.
Şimdi, 4+2 lazımdı, niye 3+1'e düşürüyorsunuz? Niye? Bunun bir cevabının olması lazım, cevabı yok. Elbette doğru ama en doğrusu tamamen kaldırmak, en doğrusu bütün sözleşmelilere bu hakkı vermek. Şimdi, Komisyon Başkanı Emrullah İşler Bey geçen itiraz etti. 3+1'e düşmesi şu anlama geliyor: 3 yıl sözleşmeli çalışacak, 1 yıl kadrolu çalışacak; ondan sonra tayin isteme, yer değiştirme hakkına sahip olacak. Bu 3+1 iki taraflı bir madde yani bir tarafı sözleşmeli, bir tarafı kadrolu. Bu yönüyle, kadroya geçme süresinin 4 yıldan 3 yıla düşmesi yani 1 yıl kısalması desteklenecek bir durum ama diğer 4/B'lilere ne diyeceğiz? Onlara bir yol bulmamız lazım. Vekil ebelere, hemşirelere ne diyeceğiz? Vekil imama ne diyeceğiz? Çalışma hayatını böylesine çok başlı hâle getirerek aslında başınıza bela alıyorsunuz. Ne yaptığınızı bildiğinizi düşünmüyorum. Bir ara 4+2 lazımdı, şimdi 3+1. "Efendim, orada eleman tutamıyoruz; öğretmen tutamıyoruz, imam tutamıyoruz, hemşire tutamıyoruz." Kendi çocuklarınız olduğunu düşünün değerli milletvekilleri. Sağlık Bakanlığında çalışan, 4+2'ye tabi olmayan insanlar var, ülkenin çeşitli yerlerinde görev yapıyor bunlar.
Şimdi, siz Sağlık Bakanlığında çalışan, 4+2'ye tabi olan insanları, çalışanları 3+1'e tabi hâle getirdiğinizde bu insanlar "Ben de bir sağlık çalışanı olarak aynı haklara sahip olmak istiyorum." diyor. Bundan daha tabii, insani bir istek olabilir mi? Ama tabi değil.
Onlarla ilgili mutlaka bir düzenleme yapmamız lazım. Bu vicdan gereği de böyledir, aslında Anayasa'nın 10'uncu maddesindeki eşitlik ilkesi gereği de bunu yapmanız lazım. Devleti yönetmek keyfî davranabilme hakkına sahip olmak demek değildir. Bunun izah edilmesi lazım, çalışanlara anlatılması lazım, onların gönüllerinin mutmain olmasını, tatmin olmasını sağlamanız lazım.
Şu anda bir sürü sözleşmeli bizleri dinliyor, buradan çıkacak kararı bekliyor. Burada bir ek madde yapabiliriz bütün sözleşmelilerle ilgili. Şimdi Emrullah İşler Bey diyecek ki: "Bu, kişiye bağlı kadro falan değil." Geçen dedi, bir yanlışlık yaptı orada. Sayın Başkanım, bir yanlış oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha.
BAŞKAN - Bir dakika daha süre veriyorum Sayın Koncuk, buyurun.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sözleşmeliler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi dayanak yapılarak atanan çalışanlardır. Efendim, bunun 4+2'si yok, 3+1'i yok, süresizi yok; hepsi 4/B'lidir ve hepsinin aynı haklara sahip olmasını sağlamak bu Meclisteki her bir milletvekilinin, her bir siyasi partinin görevidir. Onların haklarına saygımız varsa, çalışanlar arasında ayrım yapmıyorsak, diğer 4/B'lilere de 3+1 hakkını vermemiz lazım.
Bu Mecliste bu düzenleme yapılmadığı sürece İYİ PARTİ Grubu olarak bu konuyu, bu tezadı, bu tenakuzu dile getirmeye devam edeceğiz, ta ki çözülene kadar. Mutlaka ve mutlaka çözülecektir diyorum.
Saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)