GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:94
Tarih:26.06.2019

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Zeytin Dalı Harekâtı şehidimiz Mikail Candan'a Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve yüce Türk milletine başsağlığı diliyorum.

Hiçbir itiraza mahal vermeyecek şekilde İstanbul seçimlerini kazanan Ekrem İmamoğlu'nu tebrik ediyorum, yeni görevinde de başarılar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, ben, Samsun Terme ilçesinde yaşadığımız sel felaketiyle ilgili sizlere bilgi vermek istiyorum. Dün, partimizin görevlendirdiği Antalya Milletvekilimiz Feridun Bahşi'yle beraber Samsun Terme ilçesinde selden hasar gören vatandaşlarımızla sohbet ettik.

Değerli milletvekilleri, size önce şunu söylemek isterim ki: "Sel" kelimesi, duyduğumuz anda hepimizin tüylerini diken diken ediyor çünkü ülkemiz son dönemlerde selle ilgili çok ciddi felaketler yaşadı. İşte, Lüleburgaz tren faciası, Pamukova tren faciası... Geçtiğimiz günlerde Araklı'da 7 vatandaşımızı kaybettik. Yine devamında da Terme'de gerçekten çok ciddi oranda felaketlere muhatap olmuş hemşehrilerimizle görüştük.

Önce, Terme ilçemizdeki Bazlamaç Mahallemizde 2 tane köprü yıkılmış, büyükbaş hayvanlar toprak altında kalmış, düz alanlarda tüm tarım alanları zarar görmüştü. Devamında, Sakarlı Mahallesi'nde yine binlerce dönüm tarım arazisi tamamen tahrip olmuş, 50 ev su ve çamur nedeniyle hasar görmüş, 3 köprü yıkılmış, yollar da tahrip olmuştu. Ayrıca, bir tavuk çiftliğinde 100 binin üzerinde kümes hayvanı zarar görürken 850 bin yumurta da telef olmuş. Vatandaşlarımıza ait kümes hayvanlarında da yine zayiatlar var. Kozluk Mahallemizdeki mahalle camisinin zemin katında bulunan Kur'an kursunun bütün mobilyaları, halıları, halı altı ısıtmaları, klimaları, bütün beyaz eşyaları, mutfak eşyaları dahi kullanılamaz hâle geldi. Çok sayıda evde su baskını yaşanmış, tarım arazileri ise tamamen diyebileceğimiz düzeyde hasara uğramıştır. Aynı şekilde, bu ziyaretlerin arkasından Ticaret Odası Başkanımızla görüştük, o da Sanayi Mahallesi'ndeki iş yerlerinin belli kesimlerini su bastığını, vatandaşımızın iş faaliyetlerini yürütemez durumda olduğunu söyledi. Devamında ziraat odası başkanımızla görüştük, o da özellikle ziraat alanlarında soya fasulyesi başta olmak üzere, mısır ve pirinç tarlalarında çok ciddi kayıplar olduğunu söyledi; çoğunda tarım sigortasının olmadığı, devletin tespitlerinin devam ettiği konusunda bize bilgiler verdi. Kaymakam beyle görüşmemizde de... O da sel felaketinin olduğu bölgede belediye başkanıyla tespitlerde bulunuyordu. Tabii, selden kaynaklanan salgın hastalıklar olabileceği yönündeki ihtimale karşı sağlık çalışanlarımız da ilgili çalışmalarını yürütüyorlardı. Tabii, bütün bunları söylerken aynı zamanda Terme, Karadeniz acil eylem planı içerisinde bir sürü de yatırım bekliyordu. Şimdi, bizlerin sel felaketlerinin arkasından, bu tür felaketlerde hep söylediğimiz bir şey var: "Devlet büyüktür, yaraları saracaktır. Hiç merak etmeyin, bunun da altından kalkacağız."

Değerli arkadaşlar, müteaddit defalar bu kürsüden hitap ettiğim, söylediğim gibi, bakın, bunlar önlenebilir hadiselerdir yani sizler yağmur yağdığı zaman suyun denize ulaşacağı alanlar üzerindeki yolları açarsanız bu felaketler olmaz. Terme'de de böyle oldu, dere yataklarının denizle buluştuğu yerlerde yığılmalar oluştu, su geriye doğru geldi, tarlaları bastı, devamında -köprüler var- 3-4 tane köprü uçtu. Peki, ne oldu? "Köprülerin yüksekliği hesap edilirken mühendislik hatası yapıldı." mı diyelim, bilemiyorum ama biz mühendisler -ben de bir inşaat mühendisiyim- bu hesapları yaparken ülkemizdeki elli yıllık, yetmiş yıllık feyezanlara bakarız, yağan yağış oranlarına bakarız, derelerin debilerine bakarız, bu debilere göre köprü yüksekliklerini tayin ederiz. Ama görülen o ki benim gezdiğim köprülerin tamamında köprü yükseklikleri düşük. Dolayısıyla bir taş gelme anında veyahut kütük, ağaç geldiği anda köprüler tümüyle tıkandı, su da geriye doğru gitti, arazinin tamamını bastı. Özeti şu: Bunlar hesap edilebilir problemler, bunlar daha önceden öngörülebilir problemler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın Sayın Yaşar.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Biz bu hesabı kitabı yaptığımız zaman, dere yataklarını temizlediğimiz zaman, köprü yüksekliklerini standartlara göre yaptığımız takdirde siz de göreceksiniz ki... Çünkü orada yapılan kısımlar da var; mesela Kozluk bölgesinde dere ıslahı yapılmış, nispeten Kozluk bölgesinde zarar daha az ama diğer taraflarda bu dere ıslahları yapılmamış, derelerde temizlikler yapılmamış. Gerekli tedbirler alınmadığı için... Aynı şekilde sanayi bölgesinde de altyapıyla ilgili çalışmalar yapılırken yine elli yıllık, altmış yıllık o bölgeye yağan yağış oranları tespit edilir, altyapıdaki beton boruların çapları da buna göre tayin edilir. Ne hikmetse, işte, bu sağlıksız yapılaşma... Ne bileyim, biz 1.000 metrekare alanda 100 kişi yaşayacak diye hesap ederken işte bu çarpık yapılaşmayı, çarpık nüfus yoğunluğunu altyapı taşımıyor; taşımadığı zaman da sanayi siteleri hepimiz gördüğü gibi sular altında.

Sonuç olarak esnafımız diyor ki: "Borçlarımız ertelensin. Sadece borçlarımızın ertelenmesi yetmez, iş kayıplarımız var. İş kayıplarımızın giderilmesine yönelik de devlet yanımızda olsun."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Yaşar.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bugün müsamahalı bir gününüz, inşallah biz de ondan istifade edelim.

BAŞKAN - Her zaman öyle olmaya çalışıyorum.

Buyurun.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Teşekkür ederim, sağ olun.

Çiftçilerimiz de diyor ki: "Zararlarımız bir an önce tespit edilsin. İlk on günde, on beş günde arazide bol miktarda devleti görüyoruz ama on beş gün sonra hâlimizi hatırımızı çok fazla soran da çıkmıyor. Şu tespitler bir an önce yapılsın, zararlarımız bir an önce karşılansın." Devamında "Selden dolayı arazide çok ciddi 'lığ' dediğimiz, 'mil' dediğimiz yığılmalar var. Bunlar da sivrisineğin çoğalmasını sağlayan ortamlar. Herhangi bir salgın hastalığa fırsat vermemek için bir an önce sağlık tedbirleri de alınsın." diyorlar.

Aynı şekilde, burası Karadeniz acil eylem planı içerisinde. Her şeyden tasarruf olur ama felaketler "Biz geliyoruz." diyor. Bu bölgeyle ilgili yatırımlar... Özellikle Salıpazarı Baraj Projesi zaten acil eylem planı içerisinde var, dere ıslahları var, saha çalışmaları var. "Buralarla ilgili ödenekler bir an önce açılsın, yaralar bir an önce sarılsın." diyorlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ümit ediyorum ki devlet bir an önce bu yaraları sarar.

Teşekkürler Sayın Başkan. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)