| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 12.06.2019 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Tunceli'de şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Yine, geçtiğimiz günlerde Antalya'da kaybettiğimiz Denizli Milletvekilimiz Kazım Arslan Beyefendi için tekraren başsağlığı dileklerimi sunuyorum.
Anayasa'nın 123'üncü maddesi, yerel yönetimler ve merkezî yönetim olarak iki dişlinin birlikte çalışmasını düzenleyen bir maddedir; idarenin bir bütün olduğuna işaret edilir. Merkezden yönetim 126'ncı maddede düzenlenmiştir; yerinden yönetim ise 127'nci maddede düzenlenmiştir; "mahalli ve müşterek ihtiyaçları gidermek için seçimle işbaşına gelen kamu tüzel kişilikleri" diye tarif eder yerel yönetimleri ve organlarının da yerel halkın seçimiyle işbaşına geldiğinden söz eder. Yanlış hatırlamıyorsam, 28 ilçe ve belde belediyesine kayyum atanmıştır 31 Marttan önce. Kayyum atama, Belediye Kanunu bir kararnameyle değiştirilerek yapılmıştır. Ancak Anayasa'ya baktığımız zaman yerinden yönetimlerin ancak seçimle işbaşına getirilerek ve organlarının da yine seçimle kurulabileceğinden bahseder. Yani kayyum atamak esasen Anayasa'ya aykırı olduğu gibi, yerel yönetimin ruhuna da aykırıdır, evrensel hukuk kurallarına da aykırıdır.
Montesquieu'nun çok güzel bir sözü vardır: "Tek bir kişiye yapılan haksızlık, topluma yönelmiş bir tehdittir." der. Bizim gibi kamplaşmış toplumlarda karşı kampa yapılan haksızlıklar haksızlık sayılmadığı için, bu haksızlıklar tehdit olarak bütün topluma yönelir ve sırayla, bütün kamplara haksızlıklar zaman gelir uygulanmaya başlar. Adaleti ve hukuku böyle topluluklarda yerleştirmek son derece zordur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Toparlıyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Adalet ve hukuk yerleşmediği zaman sadece otoriter, merkezî hükûmetlerin işine yarar. Bugün yargılamalara bakalım: FETÖ teröründen dolayı adalet sistemimizde Cumhuriyet gazetesi, Sözcü gazetesi ve yıllardır toplumu ve milleti FETÖ konusunda aydınlatmaya çalışan gazeteciler ve aydınlar mahkûm olmuşlardır ya da haklarında soruşturmalar açılmaya başlamıştır. İşte, bu da Türkiye'de, genel bir hukuk sisteminin adalet sistemini ortaya koyan örneklerdendir.
Belediyeler çok tartışılan ama şeffaf olduğu için sorgulanabilir ve denetlenebilir olduğu için yine de usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların az sayıda yapıldığı, merkezî idarelere, otoriter yönetimlere kıyasla daha az yolsuzluklar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayalım Sayın Subaşı.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın cümlenizi; buyurun.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - İzin verirseniz, belediyelerle ilgili bir şeyi ifade etmek istiyorum: Belediyeler, hem Sayıştayın hem İçişleri Bakanlığının sürekli denetlediği, göz önündeki müesseselerdir, hem yargının hem medyanın hem de ilgililerin sürekli denetlediği kurumlardır. Onun için çok tartışılsa da yolsuzluk ve usulsüzlük göründüğü kadar, tartışıldığı kadar fazla değildir fakat merkezîleştikçe, otoriterleştikçe denetlenemeyen, sorgulanamayan, dokunulmayan merkezî yönetimler ortaya çıkar ki bugün Türkiye'de yaşadığımız tablo ve kayyum sisteminde de o merkezîleşme sonucunda doğal olarak yolsuzluk ve usulsüzlüklerin çok daha fazla olması işin tabiatı gereğidir.
Saygılar sunuyorum efendim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)