| Konu: | Kapadokya Alanı Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 21.05.2019 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz yasa teklifi Kapadokya alanı kurulması hakkındadır. Bu teklif ilk bakışta Kapadokya'yı daha iyi korumaya alacakmış gibi görünüyor ama detaylarına bakıldığında -bilinçli ya da bilinçsiz- önemli eksiklikleri olduğunu görüyoruz. Öncelikle, neden sadece Kapadokya için yasa çıkarıyorsunuz? Eğer bu yasayla daha iyi koruma sağlayacaksak ülkemizin diğer tarihî ve doğal zenginliklerine de hitap eden genel bir yasa çıkaralım.
"Mevcut durumda koruma işlemleri farklı kurum ve mercilerce yapılmakta olduğundan mevzuat karmaşası oluyor." gerekçesini öne sürüyorsunuz. "Bu yasayla tek elden yönetim hedefleniyor. Böylece yetki karmaşası sona erecek." diyorsunuz. Ancak anlaşılıyor ki bu tek elden yönetim yapısı planlanırken konuyla ilgili hiçbir sivil toplum kuruluşundan, akademisyenden, uzmandan katkı almamışsınız. Böylece alelacele, uzmanlığa gerek duyulmadan, ilgili kuruluşların görüşleri alınmadan yapılan yasalar hep bir problem çıkarmakta, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açmaktadır. Hatta başlangıçta öyle bir niyet olmasa bile süreç içinde doğal alanların tahrip edilmesine hatta talan edilmesine sebep olursunuz.
Alan sınırı neye göre belirlenmiştir? Alan sınırı dışında kalan Ihlara Vadisi ve Güzelyurt bölgesi gibi bölgeler tarihsel ve doğal açıdan yeterli öneme sahip değil midir? Mevcut kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları devre dışı bırakılmaktadır. Elimizde uzmanlıkları tescillenmiş bu kurullar varken neden kullanmaktan vazgeçip özellikle üniversiteleri dışarıda bırakan komisyonlara yetki veriyorsunuz?
Kanun teklifinin 7'nci maddesinde konulan muafiyet ve istisnalar konusu genel olarak itiraz edilmesi gereken bir konudur. Yeni kurulan idareyi belediye harçları, damga vergisi, emlak vergisi gibi birçok vergiden muaf tutuyorsunuz. Vergiden muaf olmak iyi bir şey ise herkesi muaf tutalım. "Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır." deyip kayırdığınız kurumları vergiden muaf tutarsanız kimse bu sözünüze inanmaz. Sonuç olarak, endişem o dur ki bu yasa teklifi de iktidarın fırsatçılık ve çıkarcılık dürtüsünü öne çıkaran bir yasa olarak yerini alır.
Maalesef AK PARTİ 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası liyakat yerine biat kültürünü öne çıkardı, kurumları yok etti, 2013 yılından sonra ise tamamen biat meşrebine teslim oldu. Bu nedenle, bugün tarımda, hayvancılıkta, sanayide ve kısacası ekonominin tüm alanlarında yaşadığımız sıkıntılar başladı. Bu yaklaşımın yükü, geçen altı yılda dayanılmaz noktalara geldi: Dış politikadaki acemilikler Türkiye'yi güvenilmez, sağa sola savrulan bir ülke konumuna soktu. Dışişlerimiz her gün bir ülkeye güya sert tepki vermekle meşgul. Suriye'de kendi katkılarımızla ortaya çıkan sorunlarla bir ABD'ye, bir Rusya'ya iş birliği çağrıları yapıyoruz. Doğu Akdeniz'den tamamen dışlandık; karşımızda Amerika ve Avrupa destekli Yunanistan, Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve Mısır'ı bulduk. Durum çok ciddi boyutlarda. Bunlara karşı S400 alarak direnebileceğimizi düşünürsek yanlış yaparız. Millî Savunma Bakanımız "S400'ler münferiden çalışacak." diyor. Arkadaşlar, siz bilgisayarınızı internete bağlamazsanız işlevleri ve değeri çok düşer; aynı şekilde, münferit çalışan S400 sistemi de verimli çalışamaz, uzun menzilli füzeleri tespit etmekte zorlanır; yolcu uçakları da vurulabilir, belli koridorlar dışındaki tüm uçuşlar düşman hedefi kabul edilir. Kendi uçaklarımız da NATO uçağı olduğuna göre, onları da ancak belli koridorlarda uçurabileceğimiz sonucu çıkar. Ruslar, Suriye hava sahasını kontrol ettikleri gibi Türkiye hava sahasını da kontrol edecekler; üstelik, bu iş için ciddi para da alacaklar. Sayın Putin herhâlde "Yüce Rabb'im verdikçe veriyor." diyecektir. Kısacası, S400 veya Patriot sistemlerine para vermek yabancı ülkelerin mühendislerine destek vermek demektir. Hiçbirini almaya ihtiyacımız yok, kendi sistemlerimizi kendimiz geliştirebiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Altıntaş, bağlayın sözlerinizi lütfen.
AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Alçak ve orta menzilli radar savunma sistemlerini ve EİRS gibi Erken İhbar Radar Sistemi'ni yapmakta olan ASELSAN ve ROKETSAN gibi kuruluşlarımıza ve diğer savunma sanayi firmalarımıza güvenelim ve onların mühendislerine destek olalım, iyi mühendislerimizi yurt dışına kaçırmayalım. "Yerli ve millî" ifadesi sadece siyasi slogan olarak kullanılmasın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)