GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:55
Tarih:20.02.2019

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değişik içerikteki kanunları bir araya toplayıp torba yasa hâlinde Meclise getirmek bir gelenek hâlini aldı. Oysaki bunlar üç ayrı kanun teklifi olarak gelseydi yüce Mecliste bu maddeler etraflıca incelenebilirdi.

Hatırlatmalıyım ki Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda 7035 sayılı Kanun'la yapılan değişikliği Anayasa Mahkemesine götürmüş ve yüce mahkeme 27 Aralık 2018 tarihinde, yapılan değişiklikleri Anayasa'nın 36'ncı maddesine aykırı bularak iptal etmiştir.

Bu konuşmayı hazırladıktan sonra dün öğlen saat on ikide odalarımıza dağıtılan yasa önerisi defterinde bir maddenin daha ilave edildiğini ve Anayasa Mahkememizin iptal ettiği maddenin son dakikada düzeltildiğini gördüm. Bu da vekillerimizin yasa önerisi yaparken üstünkörü ve özensiz bir araştırma yaptıklarının göstergesidir diye düşünüyorum. Meclisimiz harıl harıl çalışıp kanun yapıyor ama etraflıca araştırılmadan ve incelenmeden yapılan kanunlar tekrar tekrar önümüze geliyor.

Teklif edilen kanunun 4'üncü ve 5'inci maddelerinde hâkim ve savcı alımlarıyla ilgili 70 puan başarı sınırı konulması olumludur ancak özellikle son üç yıldır 50 puan ve altında puanlarla atanan hâkim ve savcılar yargıya olan güveni daha da azaltmış durumdadır. Hukukta teorik bilgiler insan ve doğasındaki olaylarla birleşince zamanla bilgi, deneyim ve tecrübe yollarını açacaktır. Hukuk fakültelerini bitirenlerin uygun kriterlere dayanan, belirlenecek bir çalışma döneminden sonra hâkimlik mesleğini icra etmesi faydalı olacaktır.

Hâkim ve savcı alımlarında sözlü sınavın ağırlığının yüksek olması siyasi istismara müsait ortam oluşturmaktadır. Bu ağırlığın azaltılması ve sözlü sınav kurullarında hukuk fakültesi akademisyenlerinin yer alması kurullara olan güveni bir nebze artıracaktır. Hukuk olmadan vatandaşlık hakları da olmaz, ekonomik gelişme de olmaz. Bu nedenle yargıda yapılacak değişiklikler çok dikkatle yapılmak zorundadır.

Sözlerimi bitirmeden önce güncel bir konuya değinmek istiyorum. Üç gün önce, 17 Şubat 2019'da YÖK'ten yapılan açıklamada Suriyeli mültecilerin hiçbir sınava tabi tutulmadan ülkemizde istedikleri üniversiteye girebilecekleri şeklinde YÖK'e yapılan atıfların doğru olmadığı duyuruldu. Öncelikle YÖK gibi akademya ve bilimle ilgili bir kuruluşun mülteci ve sığınmacı arasındaki farkı bilmesi gerekir. Suriyelilere gizliden mülteci statüsü verildi de haberimiz mi yok? Gazeteler bu mülteci-sığınmacı farkını bilemeyebilirler ama bu özensizlik YÖK'e hiç yakışmaz. İkinci husus ise bazı üniversitelerimizin Suriyelileri sadece lise diplomasıyla kabul ettiklerine dair aynı YÖK'te ilanlar var, örneğin Aksaray Üniversitesi. Zaten tüm üniversitelerimiz Suriyeli öğrenci kabul ediyorlar. İçinde bulunduğumuz öğretim yılında 154 üniversitemizde 20 binden fazla Suriyeli öğrenci bulunuyor. Suriye Bakalorya sınavını kabul etmeyen üniversitemiz yok gibi, üstelik yüzde 50 başarı yeterli görülüyor. Bu sınavın seviyesi, kim tarafından yapıldığı, sonuçların güvenilirliği hakkında bilgimiz yeterli mi? Suriyelilerin eğitim görmelerine bir itirazımız yok ancak eğitimde fırsat eşitliğini gözetmek şartıyla. Yabancı öğrencilerin pek çoğuna bu milletin ödediği vergilerle bol bol burs ve yurt dağıtılıyor. Yabancı öğrencilere kendi ülkemizde âdeta imtiyazlı konum veriyoruz. Kendi öğrencilerimize üniversiteye girmek için lise diplomasını yetersiz görürken Suriye lise diplomasını, Angola lise diplomasını, Somali lise diplomasını yeterli görmemizi nasıl açıklayacaksınız? Öncelikle, Millî Eğitim Bakanlığımızın verdiği lise eğitiminin Angola ya da Suriye'deki eğitimden daha alt düzeyde olduğunu mu düşünüyorsunuz? Öncelikle Millî Eğitim Bakanımızın buna itiraz etmesini beklerdim ya da derhâl Angola'dan veya Suriye'den uzmanlar getirerek eğitimimizi düzeltmeye yardımcı olmalarını isteyelim.

Sonuçta, Üstat Necip Fazıl'ın dizelerine geliyoruz:

"Vicdan azabına eş, kayna, kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya!"

Yüce Meclise saygılarımla. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)