GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:12.02.2019

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Genel Kurulu ve bizi ekranlarından izleyen yüce milletimizi, Maden Kanunu'nun 13'üncü maddesi hakkında verdiğim önerge üzerine konuşarak selamlıyorum.

"3213 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinde yapılan değişiklik nedir?" diye baktığımızda, ruhsat iptallerini kolaylaştırdığınızı görüyoruz. Konu ruhsat olunca önceki öz geçmişinizi de hesaba katarak detaylı inceleme gereği duyduk, bizi bağışlayınız. Bu nedenle, detaylı baktığımda geldiğim sonuç: Bu torba kanun millî menfaatlere uygun gerekçesiyle ruhsat güvencesini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Şimdiye kadar millî menfaatler göz önüne alınmıyor muydu? Ben bunu sormak istiyorum. Eğer alınmıyorsa on altı senedir neden almadınız? Tabii, akla bir de bu soru geliyor.

Düzenlemede ne oluyor, bir de ona bakalım. "Ruhsat bedelinin her yıl ocak ayının sonuna kadar tamamının yatırılmaması hâlinde yatırılmayan kısmının iki katı ruhsat bedeli olarak her yıl Haziran ayının son gününe kadar yatırılması zorunludur, aksi halde ruhsat iptal edilir." deniyor. Şimdi, "Ruhsat bedellerinin yatırılması ile ilgili ruhsat sahibine ayrıca herhangi bir tebligat ve bildirim yapılmaz." deniliyor. Türkiye Maden Mühendisleri Odası, görüşlerinin dikkate alınmadığı alt komisyonda torba kanunun birçok maddesine itiraz etmiş ve kaygılarını dile getirmeye çalışmış ancak diğer sivil toplum örgütleri gibi Maden Mühendisleri Odasının da şerhleri AK PARTİ'li vekillerce dikkate alınmamış.

Sundukları raporda 13'üncü maddeye niye karşı çıktıklarını da şöyle ifade ediyorlar: "Ruhsat sahalarına ruhsat bedeli yatırılmadığı zaman altı ay gibi kısa bir sürede ruhsat iptali gerçekleştirilmektedir." Madencilik faaliyetleri uzun yıllar yapılan arama faaliyetleriyle ancak işletmeye geçirildiği için buna itiraz ediyorlar "altı ay çok kısa" diyorlar ve "yatırımlara engel olacaktır" diyorlar. Bu maddeye, ruhsat güvencesi açısından "gecikme faiziyle birlikte ödenir." ibaresi getirilmelidir diye de şerh koyuyorlar.

Şimdi, ayrıca, "Ruhsat bedellerinin yatırılması ile ilgili ruhsat sahibine ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz." hükmü, Anayasa'mızın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40'ıncı maddesinde sayılan "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmüne de açıkça aykırıdır. Düzenlemenin Anayasa'ya uygun bir şekilde düzenlenmesini ve ruhsat sahiplerinin mağdur edilmemesini önemsiyoruz çünkü yatırım gerekli. Her gün üreten ve sanayileşen bir ülkeden, bunları satan ve zengin kaynakların fakir bekçileri hâline getirilen ülkemizde yatırım için yatırım iklimi gerekli. Bu iklim nasıl olacak, şu kaybettirdiğiniz iklim? Yatırımcısına adaletli bir şekilde imkân sunarak, doğa, temiz toplum ve çevreyi bozmadan yapılacak yatırımlara kolaylık sağlayarak olacak ve güven iklimiyle olacak. Bunu yatırımcıların hızla kaçtığı bir ülke olmamak için önemsiyoruz. Malta örneği desek belki birçok şey anlatmış oluruz. Demokratik hukuk devleti, işleyen demokrasi, yine bunlar çıkıyor karşımıza, demokrasi deyince de vazgeçilmezi olan sivil toplum örgütleri. Hani sizin hiç dinlemediğiniz.

"Doğa" dedik az evvel. Türkiye'deki çölleşme, kuraklık, ağaçlandırma, su kirliliği, çevre sorunlarıyla ilgili çalışmalar yapan Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), tüm milletvekillerine "Torba kanunu kabul etmeyin." çağrısı yapıyor. Çağrıları aranızda duyan var mı? Hiç zannetmiyorum çünkü darılmayın ama paket kargoya verilmiş de hazır paketi kargo kamyonetine yerleştiren taşıyıcı gibisiniz. İçinde ne var ne yok, sizin işiniz değil sanki. Oysaki işimiz tam da işte bizim bu, içinde ne var ne yok buna bakmak.

Vakıf 31 Ocakta kamuoyuna yaptığı basın açıklamasında çevreye zarar veren maddeler ile tasarıyla orman alanlarının madencilik ve enerji faaliyetleri için cazip hâle getirildiğini savunuyor. Özetle "Bu durum ormanlara zarar verecek, ormanlarımızı, havamızı koruyalım çığlığı atıyor." TEMA Vakfının kaygıları böyle. İzin alınmadan enerji tesisi kurulması 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ihlal edilmesi anlamına geliyor ve böylece suç sayılması gereken bir eylem hem verilen izin hem de geçmiş yıllara dair ödemelerden muaf tutularak ödüllendiriliyor ve affa uğruyor. Orman alanlarındaki izinler için ödenmesi gereken bedellere yüzde 50 indirim yapılıyor, bu hâliyle de Anayasa'nın 169'uncu maddesine aykırı değerli arkadaşlar. Torba yasa temiz hava hakkını ihlal ediyor. 45'inci maddeyle muafiyet süresi 2021 yılı sonuna kadar uzatılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

AYLİN CESUR (Devamla) - Teşekkür ederim.

Yani özelleştirilen, çevre yatırımlarını tamamlayan ve yasal sınırların üzerinde kirletici salan eski termik santraller 2021 yılı sonuna kadar yasal olarak çevreyi kirletmeye devam edecekler demek bu.

Sonuç şu değerli arkadaşlar: Yatırımcısıyla, ormancısıyla, madencisiyle, bu ülkede herkes huzursuz ve güven arıyor. "Güven ve huzur çoook uzaklarda artık." diyenleriniz var içinizde, öyle hissediyorum. Ben de diyorum ki bizi burada izleyen değerli milletimize, yüce milletimize: Yok, yok, merak etmeyin, hepsi yakında, hepsi sandıkta... Sandık sizsiniz, sandık 31 Martta sizin önünüzde. Umudunuzu kaybetmeyiniz. Kendimize güvenelim, geleceğimize güvenelim, demokrasimize güvenelim ve Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete ve Atatürk'e sadakatle bağlı kalalım ve geleceğimizden vazgeçmeyelim.

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)