GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:49
Tarih:06.02.2019

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 10'uncu maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İlk çağlardan beri madenlerden elde edilen ürünler insanlığın gelişimini ve yaşamını kolaylaştıran en büyük etkenlerden biri olmuştur. Bu nedenle, Maden Yasası'nın çok dikkatli ve millî servetin en iyi koşullarda ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde hazırlanması gerekmektedir.

Yasa teklifine bakacak olursak gereken özen ve titizliğin gösterilmediği anlaşılmaktadır.

Vaktimin kısıtlı olması nedeniyle eksikliklerin hepsini anlatamayacağım, sadece bazı örneklerle konuyu dikkatlerinize sunacağım.

Teklifin 10'uncu maddesinde, daimî nezaretçiye tespit ve önerilerini her hafta deftere kaydetme sorumluluğu getirilmektedir. Bu hükme uymayan denetçilere 5 bin TL para cezası verilmesi öngörülmektedir. Bu hüküm düşük ücretlerle çalışan daimî nezaretçiler ve teknik elemanlar için çok ağır bir yaptırım olacaktır. Neredeyse daimî nezaretçi ve teknik eleman, ruhsat sahibine verilecek her cezanın müteselsil sorumlusu hâline gelmektedir. Ayrıca bu defterlerin bakanlık yetkililerince haftalık kontrolü mümkün değildir. Bundan dolayı daimî nezaretçilerin deftere yazdıkları haftalık kayıtlarını Bakanlık nezdinde oluşturulacak anında takip ve izleme programıyla, müfettişlerin yerinde ve zamanında müdahale ve kontrolüyle ileride oluşabilecek maden kazalarının ve işçi ölümlerinin önüne geçilebilecektir. Dolayısıyla daimî nezaretçilere getirilen ağır ceza hükümleri de ortadan kalkmış olacaktır. Teklifte öngörülen söz konusu para cezaları, maden mühendislerinin daimî nezaretçilik görevini kabul etmelerinde çekimser davranmalarına yol açacaktır. Bu bakımdan teklifte daimî nezaretçi ve teknik elemanlar için öngörülen idari para cezalarının tekliften çıkarılması önem arz etmektedir.

Daimî nezaretçi, Maden Kanunu'na göre atanmakta, faaliyetlerin işletme projesine göre yürütülüp yürütülmediğini takip etmektedir. Ani ortaya çıkan riskleri tespit etmek ayrı bir uzmanlık dalıdır. Kaldı ki maden sahasında bulunan tesislerde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak denetimler 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çerçevesinde iş güvenliği uzmanları tarafından gerçekleştirilmektedir. Kanun'un 10'uncu maddesine eklenen fıkrayla "Yetkilendirilmiş tüzel kişilere Genel Müdürlüğe vermiş oldukları her türlü bilgi, belge ve beyanın doğru olmaması hâlinde 31.054 lira idari para cezası uygulanır. Bu fıkradaki ihlalin üç yıl içinde tekrarı hâlinde idari para cezası iki katı olarak uygulanır ve bu Kanun gereğince yapacakları beyanlar bir yıl süreyle geçersiz sayılır." hükmü eklenmektedir. Hâlbuki Maden Kanunu'nun 29'uncu maddesiyle "Yetkilendirilmiş tüzel kişiler tarafından hazırlanan rapor, proje ve tüm teknik belgeler ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verilir." denilmek suretiyle yetkilendirilmiş tüzel kişilerce hazırlanan belgelerin ruhsat sahipleri tarafından Genel Müdürlüğe verileceği öngörülmüştür. Hâlihazırda yetkilendirilmiş tüzel kişiler Genel Müdürlüğe herhangi bir evrak teslim etmemektedirler ancak kanun teklifiyle, yetkilendirilmiş tüzel kişilere teslim ettikleri evraklar üzerinden idari para cezası uygulanacağı belirtilmektedir. Yetkilendirilmiş tüzel kişiler tarafından Genel Müdürlüğe teslim edilen herhangi bir evrak bulunmadığı için, ilgili madde gereği yetkilendirilmiş tüzel kişilere idari para cezası uygulanabilmesi mümkün değildir.

Bütün bu nedenlerle teklifin 10'uncu maddesine olumlu oy veremeyeceğimizi belirtir, yüce Meclise saygılarımı sunarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)